Riddick - Beyazperde.com eleştirisi : İntikam için son kez geri dönecek gibi...

Suç uzmanı, firar delisi, kaba, vahşi, korkusuz, cesur, kadın düşkünü ve sözünün eri… Bir anti-kahramanı tarif etmek için ne ararsanız, o Riddick’te ziyadesiyle var. “Derin Karanlık” (2000), “Riddick Günlükleri” (2004) ve nihayet “Riddick” (2013)… Son film, 13 yıllık bilimkurgu serisinin, kesinlikle en zayıf halkası ve resmen ilk yapıtın, güncellenmiş bir versiyonu gibi… Ancak bu bence bir ara bölüm; ‘deli ve güzel abi’, dördüncü filmde, intikam için son kez geri dönecek. Benim en sevdiğim çizgi roman kahramanı kesinlikle Conan’dır, korku nedir bilmeyen barbar, ahali ne der diye düşünmez, doğal ve samimidir. İşte Richard B. Riddick’i biraz da bizim meşhur Kimmeryalı’ya benzetiyorum ve ona, "Uzaylı Conan" diyorum.

Filmin rol dağılımı ise Vin Diesel ve diğerleri, elbette… Bu seri onun eseri, aradan geçen yılların yıpratıcı etkisi, eski filmleri ardı ardına izleyince daha da anlaşılıyor ki, Vin Diesel de yaşlanmış. Bu büyük aksiyon ustası, üç beş sene sonra, veteran serüvenciler (Sylvester Stallone vs. gibi) sınıfına dâhil olur. Ne yazık ki…

Evet, geçelim filmimize… Çorak bir gezegende su, hem hayat, hem de ölüm demektir. Riddick, yaralıdır ve tek başınadır. Yine de suya ulaşır ve dev akreplere benzeyen yırtıcı yaratıkların saldırısına uğrar. Tek düşman, onlar değildir. Sırtlan ve köpek kırması, iri ve sinirli uzaylı hayvanlar da başka bir beladır. Ama uzayın en çok aranan adamı ve adeta cesaret anıtı olan bizim Riddick, yılmak ve pes etmek gibi seçeneklerden pek hoşlanmaz. Gider, yavru bir sırtlan-köpek bulur ve onu eğitir. Garip köpek büyürken, hımbıllaştığını düşünen Riddick, tekrar hız ve güç kazanmak için idman yapmaya başlar. Sonra tuhaf ikili, gezegende yolculuğa çıkarlar ve yolda terkedilmiş uzay istasyonuna rastlarlar. Artık yaratıklar dışında, ödül avcıları da kahramanımızın peşindedir. Başkalarının korkusu, onun en sevdiği ve eğlendiği şeydir. Artık sıkıntıdan kurtulmuştur, çünkü av ve avcının sürekli yer değiştirdiği, yaşam savaşına sıra gelmiştir.

Riddick’in yönetmen koltuğunda, diğer iki filmde olduğu gibi David Twohy var. Serinin kah öyküsünü yazan, kah senaryosunu kaleme alan Twohy, birinci ve üçüncü filmi yaratıkların istila ettiği gezegenlerden kaçış üzerine kurmuş, ikinci filmi ise serinin en ayrıksı bölümü olarak inşa etmişti. Evet, Riddick Günlükleri, harbiden değişiktir, senaryosu daha derinlikli ve katmanlı, atmosferi farklıdır. Elbette yine kaçış vardır, ancak boş bir gezegen değil, evrendeki uygarlıklar ve uygarlıkları yıkmaya çalışan alt-evren savaşçıları anlatılır. Sanırım ne zaman çekileceği hala meçhul olan dördüncü filmde, barbar Conan nasıl kral olduysa, bizim Riddick de yine ve yeniden başa geçmek, yani ‘Lord Marshall’ olmak için büyük bir mücadele verecek. Nereden mi biliyorum? Görünen köy kılavuz istemez...