Ortalama puan
3,1
yayın
Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Empire
"Hayat Ağacı filminden daha az hırslı olan Aşkın izleri, %100 saf, çocuksuluğunu koruyan yönetmen Malick'in seyirciyi çeken, düşündürten ve harekete geçiren bir işi.."
Habertürk
Amerikan toplumundaki ataerkil düzene ve teolojik eğilimlere ‘arayışçı kamerası'yla bakış atan eserin, bu noktada da eleştirel tutumundan taviz vermemesi sevindirici.
The Daily Telegraph
"Bu yapımı Venedik Film Festivali'nde hassasiyetin ve coşkulu bir güzelliğin filmi olarak tanımlanmıştım. Yapım, birkaç yerde kişisel parodiye dönse de, filmin öyküsü tehlikeli bir biçimde akıyor."
The Guardian
"Malick'in sinematografik rapsodisi etkileyici. Bazı anlarda kendisini tekrara da düşse de sinemadan alacağınız zevkler bu filmde..."
The Independent
"Film çekmeye devam ettikçe, elindeki malzemeyi yeniden keşfeden bir yönetmenden oldukça özgün bir yapım..."
Total Film
"Lirik ve ruhani bir yapım olan Aşkın izleri yönetmen Malick'in de imzası olan dokunuşlar taşıyor: fısıltılı sesler, izlenimci görsellik ve eliptik bir yapı..."
The Daily Telegraph
"Malick'in meşhur kışkırtıcı kurgusu daha hiç bu kadar performans zedeleyici olmamıştı... "
The Sun
"Hayatın kırılganlığını anlatırken Malick şüphesiz ki en güçlü yanını gösteriyor bize. Fakat işin içine dini vurgular girince garipleşiyor.izlemesi keyifli olsa da, film istikrarlı bir öyküyü ve karakter gelişimini karşılayamıyor... "
Variety
"Seyirciyi şaşırtma yeteneğini koruyan bir yönetmenden çok güzel bir iş..."
Kültür Mafyası
Tüm bunların deneysel bir lezzet yaratmadığını söylemek haksızlık olur; ancak, iyi ve ‘samimi' bir filme yol açmadığı da başka bir gerçek..
Habertürk
Hayranları ne der bilmiyorum ama "Aşkın İzleri", öyküsü, gevşek senaryosu ve meselesiyle bence Malick'in en zayıf filmi.
Sabah
Tarkovsky gibi Avrupalı sanatçıların olgunluğu onda yok. Amerikan taşrasından gelip bu evrensel, ezeli ve ebedi temalara uzanmak inandırmıyor. Gerçi sinemasını tümüyle küçümsemiyorum. Ama filmleri giderek bir sanatçı mastürbasyonuna dönüşüyor.