Tatlı Cadı Lili: Mandolan'a Yolculuk - Beyazperde.com eleştirisi : Lili bir sıçrar, hep sıçrar....

Tatlı Cadı Lili macerası Knister'ın çok satan kitap serisinin sinemaya aktarılmasıyla bir anlamda üç boyut kazandı. Çocuk edebiyatı, çocukları kahraman kılarak fantastik olanın izini sürmeye devam ediyor. Tatlı Cadı Lili cep ejderhası Hektor vasıtasıyla (aslında Surulanda adlı büyücünün yerine Lili'yi seçmesiyle) büyücü olmaya adım atmış ve ilk macerasında kötü büyücü Hieronymus ile savaşmış ve galip gelmişti. Serinin ikinci filminde Almanya'da yaşayan Lili bir çöl ülkesi olan Mandolan'a uzanıyor. 

Kardeşiyle takılmayı sevmediği için genelde "ödevim var" bahanesini kullanan Lili'ye bir gün Mandolan Krallığı'ından bir mektup gelir. Mektupta acil olarak gelmesi ve yardıma ihtiyaçları olduğu yazılıdır. Bunun üzerine Lili 'sıçrama' yöntemiyle kertenkele eti gibi lezzetli yemeklerle bir gurme cenneti olduğunu iddia eden Mandolan ülkesine ulaşır. Ülkenin yaşlı kralını yasak bir yere sürerek ortadan kaldıran sadrazam Guliman ve kötü büyücü Abrash tahta çıkmak için yarış içindedirler adeta. Hikayenin akışı bu şekilde başlıyor ve sonrasında Lili'nin işin içinde bir bit yeniği olduğunu anlaması ve bunu bozmaya çalışmasıyla devam ediyor.

Dünyalar arası geçişi sıçrama şeklinde kuran hikayede Lili'ye verilen sihir gücünün kısıtlı olması ve aklına eseni hemen oracıkta yapamaması hikayenin akışını etkiliyor ama bir yandan da ortalığı sihre ve büyüye boğan diğer filmlerden ayrılıyor. Bu anlamda filmin daha ayakları yere basan bir öyküsü olduğunu söyleyebiliriz. Hikayenin akışını etkileyen yanın ise mantıkla çözülecek şeylerin son ana kadar akla gelmemesinin hikayeye verdiği akıcılık kısıntısı olduğunu ekleyebiliriz.

Kitap ara karakterler konusunda da pek başarılı değil ama bir yandan da ejderha Hektor'un sevimli bir karakter olarak tasarlanmadığı çok aşikar. Sürekli acıkan Hektor'un Lili'ye yardımcıdan çok geveze bir yol arkadaşı olduğunu söyleyebiliriz ama filmin genel tavrı bu zaten! Kimseden büyük hareketler beklemiyor, çocuklara tattıracağı sihir tadını belli bir düzeyde tutuyor. O yüzden birçok yerde Lili'yi çaresiz görüyoruz. Sihir yerine daha çok mantık giriyor o yüzden devreye.

Film fantastik havasını da zaten doğu egzotikliğini fazlaca kuşanmış olan Mandolan ülkesi üzerinden kuruyor. Gizemli yiyecekler, sokağa her daim renk katan pazarlar, onlara yasak şehre ulaşması için yardımcı olan boyalı fil, şişelerin içinde insanlara kul köle olacak cinler tasarlayan ve satan dükkancı filmin farklı yüzleri diyebiliriz. Ama turbo diye isim takılan filin hızını bir türlü görememek minik izleyici için eminim ki merak unsuru olarak kalacak!

Etrafı büyükler, hayvanlar ve gizemli durumlarla çevrilmiş Lili için kendi yaşıtı Musa'nın ortaya çıkması ve ona yardım etmesi isabetli bir karar! Büyük cadı Surulanda'nın uzaktan gözlediği, Hektor'un zehirlenip mor benekler döktüğü bir ortamda Musa'nın desteği Lili'ye iyi geliyor ve çözüm için birlikte çabalıyorlar.

Tatlı Cadı Lili: Mandolan'a Yolculuk yaz tatilinin tadını sinemada çıkamak isteyen çocuklar için iyi bir alternatif. Animasyonu çok seviyorum ama çocukların kendileri gibi kanlı canlı karakterlerle daha fazla özdeşlik kurduklarını da biliyorum, devam filmi olması da bir avantaj. İlkini izleyip sevenler için yeni macera bir hayli cazip olsa gerek.

twitter.com/BanuBozdemir