Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Birgün
Yazar: Tuğçe Madayanti Şen
Avatar’ın on yıl sonrasında geçen Avatar: Suyun Yolu, Sully Ailesi’nin birbirlerini koruyarak hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Bu mücadele onları Pandora gezegeninin uçsuz bucaksız okyanuslarındaki Metkayina klanına sığınmaya doğru götürüyor. Ormanlardan sonra okyanuslara açılan mükemmel ötesi bir dünyaya geçiyoruz bizler de bu ikinci filmde. Pandora’nın ekolojisi ve Na’vi’lerin tasarımlarını Dylan Cole ile, insan olanların çevresini, araç ve silahlarını Ben Procter ile birlikte tasarlamış Cameron. İleri teknoloji ile eşsiz botaniğin tezatlığı müthiş bir şekilde yansıtılmış.
Eleştirinin tamamı için: Birgün
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
İlk film insanların cephesinden başlıyordu ve biz, Jake Sully ile birlikte Na’vilerin içine karışıyor; insanlığın sömürgeci zihniyetine tanık oluyorduk. İkinci film ise farklı bir rotadan ilerliyor. ‘Mutluluk basittir’ diyen Cameron, bu kez insan uygarlığını bize en baştan itibaren Na’vilerin gözünden gösteriyor. Gökyüzünden indikleri andan itibaren türümüzün kıyıcılığına tanık oluyoruz. Pandora, yıllar önce Afrika, Amerika ve Avustralya kıtalarının beyaz işgalcilerin elinde neler yaşadığını gösteren bir aynaya dönüşüyor.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
James Cameron yine görsel numaralar ve rengârenk görüntülerle bezediği bu yeni ‘3D’ çalışmasında ne yazık ki yavaşladığında sıradanlığı ve yavanlığı fazlasıyla belli olan bir filme imza atmış. Bu duruma da ilk adımın çok gerisinde olan öykünün içeriği neden olmuş.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Cameron görsel anlatı ve zenginlik konusunda mükemmel denilebilecek bir yapıyı çok zayıf bir hikaye üzerine inşa etmiş. Ve bu hikaye, 192 dakikalık görsel şovu taşıyamıyor maalesef. Üç saatin sonunda da zaten güçlü bir hikayenin duygusal tortusu değil görsel zenginliği aklınızda kalıyor. Hal böyle olunca Avatar: Suyun Yolu, Avatar'ın gerisinde kalan bir film olarak kayıtlara geçiyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Birgün
Avatar’ın on yıl sonrasında geçen Avatar: Suyun Yolu, Sully Ailesi’nin birbirlerini koruyarak hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Bu mücadele onları Pandora gezegeninin uçsuz bucaksız okyanuslarındaki Metkayina klanına sığınmaya doğru götürüyor. Ormanlardan sonra okyanuslara açılan mükemmel ötesi bir dünyaya geçiyoruz bizler de bu ikinci filmde. Pandora’nın ekolojisi ve Na’vi’lerin tasarımlarını Dylan Cole ile, insan olanların çevresini, araç ve silahlarını Ben Procter ile birlikte tasarlamış Cameron. İleri teknoloji ile eşsiz botaniğin tezatlığı müthiş bir şekilde yansıtılmış.
Habertürk
İlk film insanların cephesinden başlıyordu ve biz, Jake Sully ile birlikte Na’vilerin içine karışıyor; insanlığın sömürgeci zihniyetine tanık oluyorduk. İkinci film ise farklı bir rotadan ilerliyor. ‘Mutluluk basittir’ diyen Cameron, bu kez insan uygarlığını bize en baştan itibaren Na’vilerin gözünden gösteriyor. Gökyüzünden indikleri andan itibaren türümüzün kıyıcılığına tanık oluyoruz. Pandora, yıllar önce Afrika, Amerika ve Avustralya kıtalarının beyaz işgalcilerin elinde neler yaşadığını gösteren bir aynaya dönüşüyor.
Hurriyet
James Cameron yine görsel numaralar ve rengârenk görüntülerle bezediği bu yeni ‘3D’ çalışmasında ne yazık ki yavaşladığında sıradanlığı ve yavanlığı fazlasıyla belli olan bir filme imza atmış. Bu duruma da ilk adımın çok gerisinde olan öykünün içeriği neden olmuş.
Sabah
Cameron görsel anlatı ve zenginlik konusunda mükemmel denilebilecek bir yapıyı çok zayıf bir hikaye üzerine inşa etmiş. Ve bu hikaye, 192 dakikalık görsel şovu taşıyamıyor maalesef. Üç saatin sonunda da zaten güçlü bir hikayenin duygusal tortusu değil görsel zenginliği aklınızda kalıyor. Hal böyle olunca Avatar: Suyun Yolu, Avatar'ın gerisinde kalan bir film olarak kayıtlara geçiyor.