Hesabım
    Zor Hedef
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Zor Hedef

    Zor Hedef

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Sıradan insanların kendi iradeleri dışında bir maceraya sürüklenip olay örgüsünün finale kadar iyice çetrefilleştiği ve sonra ilmek ilmek çözüldüğü türden, hızlı tempolu avantür filmlerinden hoşlanıyorsanız bu hafta Fransız sinemasından sizin için büyük bir ödül var: Zor Hedef...

    Samuel kardeş, bir hastanede hastabakıcılk yapan ve hayatındaki en gerilimli şey hemşirelik sınavları olan silik bir Fransızdır. Kendisini çok seven ve 7.5 aylık hamileliğini Ebru Şallı disipliniyle olsa gerek bir gram kilo almadan sürdüren eşi ile sıradan bir yaşamı vardır. Bir gece onun nöbetindeyken yoğun bakıma yatırılan bir kaçak ve peşindekiler yüzünden hayatı fena değişecek, zoraki ve tırsak bir John McClane'e dönüşecektir (bkz. Die Hard serisi)

    Daha önce Aşk Uğruna / Pour Elle adında benzer temayı işleyen bir filmle çıkış yapan Fred Cavayé serüvenden kopmayı pek düşünmüyor olsa gerek bu filminde de seyircisini temposu hiç düşmeyen bir maceranın ortasına atıyor. Pour Elle ve Hollywood remake'i Three Next Days'in kazandığı başarı sinemacıyı bu konuda cesaretlendirmiş olsa gerek.

    "Bir bilet parasına dünyanın sırlarına vakıf olmazsınız, seyredin, geçin!" der Cem Yılmaz... Zor Hedef de tam bu anlayışa denk düşecek türden bir film. Kocaman dertleri, grift alt metinleri yok ama senaryosuna sahip çıkıp, konuyu dağıtmadan serüveni finale taşımak ve iyi bir aksiyon filmi izlemek isteyen seyircinin salondan mutlu ayrılmasını sağlamak konusunda çok başarılı. Avrupa filmlerinin bu türe getirdiğ ekstra lezzetler de cabası.

    Aslına bakarsanız bir yandan da modası geçmiş bir sinema anlayışı bu... 90'larda bu türden "hızlı" filmlerden çok yapıldı. Bana göre, Die Hard / Zor Ölüm ile başlayıp, Enemy of the State / Devlet Düşmanı ile zirve bulan dalgada pek çok "aynı" film izledik ve zamanla seyirci sıkılınca macera sineması başka anlayışlar üzerinden yürüdü. Kirli polisler, sıradan insanlar, olaylar akarken, suç büyürken gelen ani istihbaratlar, yanlış anlamalar vs. İşe bu taraftan baktığımızda Fred Cavayé'nin bir tür "diriltici" olduğunu söylemek bile mümkün. Belki Wes Craven'in slasherlara yaptığını o da 90'lar tarzı bu "tavşan kaç, tazı tut" aksiyonlarına yapabilir. Yine de birkaç filmini daha görmeden iddialı olabilecek bir önerme bu. Eğer filmlerinin Hollywood remake'leri de başarı kazanmaya devam ederse bu yeni bir dalgayı tetikleyebilir.

    Sonuçta Zor Hedef, olaylar zincirini birbirine bağlamayı başaran, aksiyonu ve merakı diri tutan bir yapım kim ne derse desin. Bizim sinemacılar böyle bir şey yapmaya kalksa, bu kadar karmaşayı yönetmekte zorlanıp hepten çorba yaparlar filmi. Kaldı ki Ejder Kapanı'nında buna benzer bir şeyi denemiş çok daha yavaş bir öyküyü sonuna doğru iyice yaymıştı Uğur Yücel. O yüzden Fransız'ı iyidir demekten başka şansımız yok. Son yıllarda Fransız sinemasına sıkı dalış yapan Gilles Lellouche başrolde. Kendisini en son Küçük Beyaz Yalanlar'da izlemiştik.

    Zor hedef, bilet paranızın ne fazlası ne de eksiği, tam karşılığı... Macera filmlerinden hoşlananlar için haftanın favorisi ama bastığı "kurtarılmayı bekleyen karnı burnunda hamile eş" notasıyla da sadece erkek izleyicileri hedeflememiş gibi görünüyor. Zaten Fred Cavayé bunu hep yapıyor, Fransızların Hollywood'dan öğrendiği bir numara bu; Aileyi yücelt ve kutsa... İşe de yarıyor gibi. Bu aralar Fransız ya da Kanada'nın Fransızca konuşulan kesiminden gelen filmlerinin vizyon çokluğu da dikkatimden kaçmıyor. Aşırı sentetik Hollywood işlerinden sonra bize daha yakın bir duygusallık barındıran bu seçimlere de hiç itirazım yok doğrusu.

    twitter: murattolga / murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top