Ayrılık filmi, Almanyada yaşayan Türklerin kronik sorunlarına parmak basıyor.Filmde eleştirildiği gibi mantık sorunları var. Bu da yönetmenin yansıtmak istediği toplumun sosyal kodlarına tam vakıf olamamasıyla alakalı sanırım. Buna rağmen filmi başarılı. Sahici bir hikaye ve etkileyici performanslar var.Filmde, ailenin kızları Umaya tepkilerinde belirgin bir aşırılık ya da izah edilemez bir durum var. Kocasının şiddetinden kaçan ve baba ocağına sığınan kızları ile nişanlı iken hamile kalan kızlarına davranışları/yaklaşımları arasındaki fark çok göze batıyor. Yine annenin parkta Umay ile buluşmasında 'Artık görüşmeyeceğiz!' deyişi ve ayrılış sahnesi olmamış. Çünkü hiç bir filmde yansıtılan karakter/konumdaki Türk annesi kızına bu şekilde davranmaz. Mecburiyet, baskı vs. sebeplerden davransa bile bu kadar soğuk olmaz. Cem rolünü oynayan çocuk çok başarılıydı.Yine S.Kekilli de rolünü çok gerçekçi oynamış.Tabii filmde, kendi hayatından izdüşümlerin oluşu, ailesi ile yaşadığı problemler, evinden ayrılışı vs. yaşadıklarına yakın şeyler olunca rol adeta üzerine yapışmış.Kızkardeşinin düğününde, sahnedeki konuşma sırasında ağlaması, filmin bitiş sahnesindeki performansı çok iyi. Kekilli, sinema geçmişindeki kötü izleri silmek için çok gayret ettiği belli. Ancak geçmişi onu ne ölçüde bırakır bilinmez. Bazı lekeler ne yazık ki kolay çıkmıyor. Geçen aylarda Almanyada yaşanan geçmişte oynamak zorunda kaldığı (!) filmlerinin gündeme gelişi ve alınan mahkeme kararı da bunun açık örneği.Ayrılık filmini, Almanya ya da gurbette (Avrupa, Amerika, Avustralya vs.) yaşayan 2.,3. kuşak Türklerin, ailelerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekmesi bakımından önemli buluyorum. 7,5/10