Hesabım
    Tuzak
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Tuzak

    Tuzak

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Tuzak, konusu itibariyle haftanın ilginç seyirliklerinden biri olmaya aday. Öyle ya, ıssız ve geçit vermez bir ormanda, arabanızda, içi cesetle dolu olarak ve her yeriniz yara bere ve kırık içinde uyansanız, üstüne hafızanızda yaşadıklarınızla ve kim olduğunuzla ilgili en küçük bir kırıntı dahi olmasa ne yaparsınız, nasıl bir yaşam mücadelesi verirsiniz?

    Kısa filmden gelen yönetmen Michael Greenspan filme aldığı basit ama meydan okuyucu hikayesinde işte bu soruların cevabını arıyor ama geçmişte zaten bu türden çok film seyretmiş sinema seyircisine yeni bir lezzet sunmanın peşine düşüyor. Bu yeni malzemelerle yapılan bir yemek değil, aksine neredeyse bir alt tür olarak tanımlanabilecek "yaşam mücadelesi" filmleri külliyatından epey bir aşırıyor.

    Yenilikten sayacak olursak, zorlu doğa koşullarında hayatta kalma mücadelesine bu defa başkahramanın bir bankayı soyan ve sonra arkadaşlarını öldüren azılı katillerden biri mi yoksa onların rehinesi mi olduğu sorusu eklenmiş. Tabi filmin gidişatından finalin öyle aman aman bir sürpriz içermediğini de tahmin edersiniz. Türe meraklıysanız, filmi izlerken yenilerden 127 Saat, eskilerden ise Akıl Defteri, Survival Zone, Deliverance, The Edge ve daha bir sürü yapımı hatırlamanız olası. Tuzak bu haliyle karışık meyve kokteyli gibi bir şey.

    Peki, lezzetli mi? İşte orası tartışılır. Adrien Brody'nin oyunculuğuna diyecek yok. Predators'deki genizden konuşan, steroidle şişirilmiş kaslardan mevcut "kahraman" Royce karakterini saymazsak adamın boş rolü yok. Kusurlu yakışıklılığına rağmen neredeyse tüm kadınların kalbini titretecek bir oyuncu olmasının yanı sıra oynadığı her yapımı kıymetlendiren, kafayı oyunu gerçek kılmaya takmış tam bir metod aktörü. Karşımızda Piyanist filminin çekimleri öncesi aylarca inzivaya çekilmiş ve piyano dersleri alarak gerçekten Wladyslaw Szpilman'a dönüşebilmiş biri var. Ama senaryo bu kadar yamalı bohçayken ve Lost dizisini bile aratacak kadar çok "geri dönüş"lerden medet umarken Adrien Brody'de bir yere kadar durumu kurtarabiliyor.

    İyi başlayan filmin gelişme bölümü büyük bir boşluktan ibaret. Olayları önce düğümleyip, sonra çözme anlayışı bir süre sonra sıkıcı bir hal alıyor ve film bittiğinde kahramanın hafızasının yerine gelip de kurban mı yoksa suçlu mu olduğu sorusunun cevabı verildiğinde öyle tatmin olmuş bir şekilde de kalkamıyoruz koltuktan. Bazı şeyleri muallakta bırakmak gibi bir fikri var sanırım yönetmenin. Aslen "insanlar internette filmimi tartışsın" kabilinden ince bir hesap var sanki orada. Elimizde Cloverfield olsa sayfalarca yazışalım ama bu öyküden çıkacak çaba değil o.

    Büyük beklenti büyük hayal kırıklığı yaratır derler. Tuzak filmi de bu tanımlaya uyan bir yapım. Sıcak bir yaz gününde, usta bir oyuncunun götürdüğü ilginç bir konuya sahip bir film izlemek ve bolca dağ, taş, orman, dağ aslanı görmek isterseniz Tuzak iyi bir seçim olabilir ama eğer bir başyapıtla, ya da bu vizyonda izlediğiniz en iyi filmlerden biriyle karşılaşacağınızı sanıyorsanız baştan uyarayım; yok öyle bir şey!

    Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top