Aşk Geliyorum Demez - Beyazperde.com eleştirisi : Aşk Geliyorum Demez

Murat Şeker, tam manasıyla bağımsız bir sinema örneği olan ilk uzun metraj çalışması '2 Süper Film Birden' ile sinema sevgisi üzerinden kayıp kuşağın Türkiye'deki halinin pür mealini resmetmişti. Ne yazık ki, yönetmen daha sonra sevenlerini şaşırtarak 'Plajda' ve 'Aşk Tutulması' gibi örneklerle gişe formüllerini uygulamaya başladı. Yönetmenin son filmi 'Aşk Geliyorum Demez' de Yeşilçam'ın 'zengin kız/fakir oğlan aşkı' melodram kalıbını alıp Hollywood'un romantik komedi janrıyla çekimleyen 'Türk işi bir romantik komedi'.

Çapkınlığı ile nam salmış Ali (Tolgahan Sayışman) Mahmutpaşa'da bir han esnafının oğludur. Bir gün bir müteahhit hanı satın alır ve yıkıp yerine alışveriş merkezi yapmayı planlar. Bunun üzerine, esnaf toplanarak, Türk Sineması'nda onlarca filmde rastladığımız klişe bir plan yapar. Bu plana göre; Ali, zengin müteahhidin güzel ve yardımsever kızı Gözde'yi (Bergüzar Korel) kendine aşık ederek hanı yok olmaktan kurtaracaktır.

İki ana karakterde boy gösteren oyuncular dışında Zeki Alasya, Altan Erkekli, Sarp Apak gibi isimler önemli yan karakterlere can veriyorlar 'Aşk Geliyorum Demez'de. Fakat bu karakterlerin hemen hepsi bir karakter olmaktan ziyade tipleme niteliğinde. Sözgelimi karakterlerden biri Laz biri Kürt bir diğeri ise Ermeni. Yönetmen klişe bir dramanın üzerine fıkra tipleri gibi karton karakterler serpiştirmek suretiyle filmi kaba komedi sularına çekmiş gayri ihtiyari olsa da. Bu noktada motif olarak 'bir arada yaşam' söyleminin oldukça eğreti durduğunu belirtelim. Daha yalınkat ve eklentisiz bir senaryonun böylesine formüle bir çalışmada daha makul olabileceği aşikar. Üstelik çok karakterli bir iş çıkaracaksanız ana karakterleriniz kadar yan karakterlerinizin de daha boyutlu ve yerleşik olması gerek.

Filmin, romantik komedi türünde dikkat edilmesi gereken 'çiftlerin uyuşmazlığı handikabını' ise bir kerte aşabildiğini ifade etmek mümkün. Yönetmenin fetiş oyuncusu Tolgahan Sayışman'ın 'Aşk Tutulması'ndaki prototipin uçarı bir versiyonunu -yer yer Tarık Akan'ın 'Ah Nerede Vah Nerede' vb. filmlerde canlandırdığı iflah olmaz zampara karakterlerini anımsatıyor 'Ali'- çizdiği filmde Bergüzar Korel dizi izleyicisine atılmış bir olta işlevi görüyor resmen. Korel'in 'Bin Bir Gece' konuşulacak ahım şahım bir performansından söz edilemez ancak vitrin karakteri olabilmiş taze sinema oyuncusu. Altan Erkekli başta olmak üzere yan karakterlerde boy gösteren birkaç usta oyuncunun anlık başarılı performanslarının sürüklediği seyirliğin tek kayda değer yanı da kadrosundaki bu isimler zaten.

Filmde ikide bir çalan eski kırkbeşlik parçası Mehmet Taneri'nin 'Bir Zamanlar'ı, 'Issız Adam'ın dillere dolanan 'Anlamazdın' parçasını anımsatıyor ister istemez. 'Issız Adam'ın popüler kültürümüz üzerinde yarattığı etki malum. Filmimiz de payına düşeni fazlasıyla almış bu etkiden özetle.

'Aşk Tutulması'nda olduğu gibi 'Aşk Geliyorum Demez'de de koyu taraftarı olduğu Fenerbahçe'ye göndermeler yapmaktan kaçınmamış Murat Şeker. Filmin gösterim tarihinin '6 Kasım' olması ise ayrıca manidar. Zira meşhur 6-0'lık derbi esnaflar arası futbol sohbetleri vasıtasıyla yâd ediliyor filmde. Dolayısıyla Fenerbahçe'nin yönetmenin sinema dilinin önemli bir parçası olduğu söylenebilir bundan böyle.

Görünen o ki; 'Neo-Yeşilçam' diye adlandırabileceğimiz bir dönemin eşiğindeyiz. Peş peşe birbirinin ardılı olan, benzer argümanlar etrafında dolaşan filmler vizyona girmekte ve bu filmler sürekli 'Nostaljik Yeşilçam Filmleri'ni yeniden yorumlama gayretinde. "Aşk Geliyorum Demez" de bu yorumun bir mahsulü aslen. 'Issız Adam' gibi türün istisnai bir çeşitlemesi olduğunu iddia edemeyiz filmin, fakat arka arkaya sinema salonlarının kapandığı şu günlerde Bergüzar Korel gibi dizi ikonu vesilesiyle de olsa, 'daimi salon kitlesi' oluşturulmasına bir nebze olsun katkıda bulunabilirse ne mutlu.

Ercan Dalkılıç