Geceler Bizim - Beyazperde.com eleştirisi : Geceler Bizim

Tehlikeli Oyun (Die Welle) ile nazizmin, dönemin değil olgunlaşmamış insanoğlunun bir zaafı olduğunu başarıyla ortaya koyan Dennis Gansel'in henüz Hollywood'lu yapımcıların ilgisini çekmemiş olması ilginç. Tabii bu yönde gelen tekliflere sırtını dönüyor da olabilir, mümkündür. Ama eğer bugüne kadar davet edilmemişse, Geceler Bizim'den sonra ünlü Hollywood stüdyolarından iş alacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Cool, stilize ve seksi bir film Geceler Bizim. Fakat bütün güzellikleri plastik; gerisi orijinal olmayan, yüzeysel bir senaryo. Yine de bu 'müzik videosu' gözüyle büyük bütçeli bir aksiyon işi alabilir Gansel.

İtiraf edelim, Geceler Bizim çok iyi başlıyor. Paris'ten Berlin'e giden özel bir uçaktayız. Pilotlar ve yolcuların büyük bir bölümü son nefeslerini vererek kanlı boyunlarını bükmüşler. Bir köşede üç güzel kadın var ve az önce tükettikleri taze kanın verdiği rehavet içindeler. Şöyle bir silkinip kalkıyorlar ve düşmekte olan uçaktan Berlin'e atlıyorlar. Eh, yeni vampir furyasında görmediğimiz ve hatta görmeyi beklemeyeceğimiz türde bir sekans. Ve tabii bir de Berlin. Gökyüzünden Berlin'e ve hatta kentin gotik yeraltı mekanlarına iniyorlar.

Henüz başta tanıştığımız bu hanımefendiler, sadece kadınlardan oluşan vampir neslinin az sayıdaki üyelerinden. Erkeklerin nesli tükenmiş, vampirliğin tadını sadece dişi vampirler sürmeye başlamıştır. Bu 'hızlı yaşa, sonsuza kadar genç kal' üçlüsü iyi yaşamayı seviyor. Pahalı otellerde kalmalar, çalıntı lüks arabalarla yarışlar, geceleri alışveriş merkezlerinden pahalı markaların ürünlerini toplamalar. Önce aralarına gözlerine kestirdikleri, işi küçük çaplı hırsızlık olan bir sokak kızını alıyorlar. Fakat kızın peşindeki polis, hafiften duygusal sebeplerle bu kızı yakalamayı saplantı haline getirince, bizim zengin vampirler kulübü de çatırdamaya başlıyor.

Vampir sineması ciddi bir mesele ve düşündüğümüzden daha fazla alt türü var: Lezbiyen vampir filmleri, gotik vampir filmleri, komik vampir filmleri. Son yıllarda bir de romantik vampir filmleri eklendi bu listeye. Isırmaya çekinen romantik ve duyarlı vampirler, bu ölümsüz korku mitinin içini boşalttı biraz. Bu nedenle tüm zaaflarına rağmen insan Geceler Bizim'e sahip çıkmak ve oyunu ona vermek istiyor. İzlediğimiz yapım kafalardaki bir serinin ilk filmi olabilir, ve doğrusu izlediklerimiz daha çok bir açılış filmine yakışır türde. Kahramanların karşılaşmasını yani çeşitli olaylar sonucunda bizim romantik hırsız-polisin kavuşmasını izliyoruz. İkisinin beraber hareket edeceği bir ikinci film ilginç de olabilir doğrusu.

Dennis Gansel'in iyi yazılmamış bir senaryoyu iyi çekmeye çalıştığını ama ortaya tatmin edici bir film çıkmadığını söyleyebiliriz. Akılda kalıcı yönleri, kulübün en ilginç kadını, zamanında sessiz filmlerde rol almış ve kafa olarak da biraz o çağda kalmış olan Charlotte ve filmin ana mekanı olan arzu şehri Berlin. Alexanderplatz metro istasyonu gibi beylik yerlerde çekimler yapılmış ve kenti az çok bilenler için sürprizler bunlarla da bitmiyor.