Lanetli Miras Bölüm -1 - Beyazperde.com eleştirisi : Lanetli Miras

İçiniz rahat olsun, bu yazı filmin sonu hakkında herhangi bir detayı açık etmemektedir; zaten yazıyı kaleme alan yazar da filmin sonunu bilmemektedir. Lanetli Miras, iki bölüm halinde izleyiciye sunulan filmlerden. Böyle bir yönteme artık alıştık ama bu bilgiyi bilmeden sinemaya gidenleri kötü bir sürpriz beklediği bir gerçek. Doğrusu filmleri yan yana koyduğumuz zaman bile izlenebilir bir uzunluk ortaya çıktığını düşünürsek, böyle bir yöntemin tamamen ticari bir formül olduğunu düşünmek zor değil. Dolayısıyla bir filmin ilk yarısı hakkında yazılan bir yazı ne kadar filme dönük bir eleştiri yazısı olarak kabul edilebilir, bilemiyoruz. Yine de buraya kadar neler döndüğüne bir bakalım.

Sunum ve pazarlama anlamında Hollywood yöntemlerini kullanan Lanetli Miras, estetik ve tür anlamında daha çok Avrupa Sineması'na yakın. İngiliz Hammer stüdyosu filmlerine veya atmosfer anlamında benzersiz Jean Rollin gibi sinemacılara yakın korku hayranlarının ilgisini çekebilecek bir yapım. Klasik 'perili ev' hikayelerindeki gibi sırlarla dolu bir evi ele alıyor ve bu ana karakteri tüm tarihçesiyle anlatmayı deniyor. Başlangıçta Viktorya tarzı evin vergilendirme uzmanı bir kadını 'yutmasına' şahit oluyoruz. Olayları araştırmaya giden dedektifin macerası ise ikinci bölümde karşımıza çıkacak gibi gözüküyor. Dedektifin ev hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla bir tren yolculuğunda hikayeyi dinleyişi ilk filmin özeti gibi. Biz de böylece zamanında evde yaşanan parapsikolojik ve trajik olayları dinliyoruz.

Lanetli Miras, hikaye bütünlüğü anlamında tatmin edici olmaktan son derece uzak olsa da ikinci yarıyı (dileriz buraya gelmekte çok gecikmez) merak ettirmeyi başarıyor. Filmin ilham kaynakları arasında gösterilen Lovecraft etkisini de daha çok ikinci filmde göreceğiz gibi. Senaryo açısından zaman zaman klişelerin tozunu alsa da, yönetmenlik açısından düzgün bir film var karşımızda. Klasik korku filmlerinden hoşlananların zevkine göre atmosfer açısından koyu bir film.

İkinci yarıyı görmeden söylemek biraz erken olacak ama Lanetli Miras'ın en ilgi çekici yanı Lovecraft bağlantıları. Korku edebiyatının aşılamaz bir dağı andıran bu yazarının eserleri, sadece edebiyatçılara değil, sinemacılara de ilham veriyor. Hatta ilhamın ötesinde denemeler de var. Tamamen Lovecraft'ın yarattığı dünyada geçen filmler çekiliyor ve bunlar arasında hayranların imza attığı amatör işler de var. Her yıl bunların gösterildiği Lovecraft festivallerinin düzenlendiğini de hatırlatalım. Şimdilik bu kadar; filmin ikinci yarısını da gördükten sonra manzarayı daha net görebileceğiz. Günümüz korku sinemasındaki bitmek bilmeyen 'işkence pornosu' eğiliminden sıkılan has korku izleyicilerine tavsiye ederim bu 'yarım' filmi.