Hesabım
    127 Saat
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    127 Saat

    127 Saat

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Eğer bir filmin neredeyse bütününü tek bir karakterin gözünden izleyeceksek o karakterin hatırı sayılır bir performansla sunulması lazım. Ryan Reynolds'lu "tabut" filmi Toprak Altında, bu gerçeği bilerek hikayesine yaklaşıyordu. Danny Boyle'un Oscar şampiyonu Milyoner'den sonraki ilk projesi de bu gerçeği biliyor ve James Franco ile 2010 yılının en iyi erkek oyuncusunu ekrana aktarıyor.

    Bir filmin genel başarısında sadece başrol oyuncusundan bahsetmek biraz haksızlık gibi gelebilir ama tamamiyle Franco'nun performansına odaklandığımız bu tür bir hikayede bu özelliğin ön plana geçmemesi imkansız. Sonuçta 127 Saat'in gerçek bir olaydan uyarlanan senaryosu ve özellikle şok edici finali film hakkında azıcık araştırma yapmış olan veya Google'a "Aron Ralston" yazıp iki dakikasını ayıran herkezin baştan sona bileceği bir hikaye.

    Durum bu olduğunda finalini bilerek gidecek seyirciye bilet parası harcamaya değecek iki öğe varsa o da Danny Boyle'un kendine özgü kinetik ve yaşam dolu yönetimi (Sonuçta bize Trainspotting'i sunmuş bir isimden bahsediyoruz) ve Utah'nın kanyonlarında tek başına gezerken sağ kolu kocaman bir kaya parçası altında sıkışıp kalan maceraperest Ralston rolünde Franco'dur.

    Genelde bütün süresinin kendi suratına odaklandığı bir film, bir oyuncu için rüya gibidir. Fakat bu tür bir durumda insan egosunun kontrolü ele alıp gösterişçi bir tavır edinilmesi de muhtemel. İşte bu noktada Franco zor olanı başarıyor ve seyirciye sırıtmaktan kaçınan, gayet doğal bir performans sunuyor.

    Özellikle Ralston'un kendini kamerayla çektiği sekanslarda Franco parlıyor. Ralston'un günlerdir susuz ve yemeksiz kaya altında sıkışıp kalması yüzünden akli dengesini kaybetmesi daha gösterişçi bir oyunculuk sunabilirdi fakat karakterin doğal hafif ruhu ve karizması seyircinin kendisiyle daha kolay sempati duyabilmesini sağlıyor. Franco'nun kamerası önünde kendi kendine talk şov sunduğu sahne bile Oscar'ı hak ediyor.

    Sıra filmin şok edici ve şiddet dolu olması beklenen finaline gelmişken işte burada da Danny Boyle gibi usta bir yönetmen kendini konuşturabilmeyi başarıyor. Görsel sansasyonelizmden kaçınarak Ralston'un cesaret dolu seçimini çoğunlukla dahiyane ses efektleri ve hızlı montaj ile sunuyor Boyle.

    127 Saat, benzeri görülmemiş bir şaheser değil belki ama Danny Boyle hayranları ve James Franco için izlenmeye kesinlikle değecek bir yapım.

    San Francisco'dan eleştiriler, haberler ve yorumlar okumak için bloguma üye olun:

    oktayegekozak.blogspot.com

    oktayegekozak@hotmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top