En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.068 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
24 Eylül 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra...
İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Aslı Özge'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Köprüdekiler"; farklı hayat tarzlarına sahip, birbirlerinden habersiz üç grup yurdum insanının yaşamına kamera tutulan...
Belgesel lezzetindeki bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarışma Bölümü'ndeki...
"Yılın En İyi Türk Filmi" Ödülü'nü de kazanmış olan Türkiye, Almanya ve Hollanda ortak yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Taksim-Bostancı hattındaki patronu Bülent'e (Bülent Demirkıran) ait bir dolmuşta...
Şoför olarak çalışmakta olan Umut (Umut İlker)...
Karısı Cemile (Cemile İlker) ile birlikte...
Onun kümes olarak nitelendirdiği bir evde yaşamakta...
***
Sırf o yüzden de...
Boş vakitlerinde...
Emlakçı emlakçı dolanıp...
Bütçelerine uygun yeni bir ev bakınır...
***
Ve diğer temel karakterlerden...
Sol kulağında küpe bulunan genç Fikret (Fikret Portakal)...
Taksim-Bostancı hattının geçtiği ana güzergah olan Boğaziçi Köprüsü'nde...
Yasak ve de...
Polislerce sıklıkla engelleniyor olmasına rağmen...
Seyir halindeki araç kullanıcılarına gül satıp...
Annesi, babası ve kardeşiyle beraber kaldığı...
Kent çeperlerindeki evin nafakasına yardımcı olmak çabası içindeyken...
***
Mesai arkadaşı Serkan (Serkan Özcan) ile birlikte tuttuğu...
Bir bekar evinde ikamet eden ve bulduğu her fırsatta da...
İnternet aracılığıyla kız tavlamaya kalkışan...
Kayserili muhafazakar bir ailenin oğlu Murat (Murat Tokgöz) ise...
Her gün üzerinden...
Binlerce aracın geçtiği aynı köprüde trafik polisi olarak görev yapmaktadır...
***
Ki...
Şu ana kadar...
İsimlerini sıraladığımız...
Amatör oyuncuların canlandırdığı bu insanların tamamı...
Yine tesadüfen de olsa...
Boğazda yapılan 29 Ekim kutlamasındaki...
Havai fişek gösterisinde de...
Bir araya gelmektedirler...
***
İşte...
Tam da bu koşullar çerçevesinde...
Hiçbir eğitimi bulunmayan Fikret...
Çarşı pazar dolanıp kendine ücretli bir iş ararken...
***
Didem (Didem Delen) ile sohbet odasında laflayan...
Ve günah olduğu gerekçesiyle ağzına damla alkol koymayan Murat...
Bilgisayar başındaki zamparalığını sürdürürken...
Vücut geliştirme amaçlı...
Bir spor salonuna da takılabilmektedir...
***
Umut ile Cemile'ye gelince...
O güne kadar sadece çocuk bakımıyla ilgilenmiş olmasına ilaveten...
Ekonomik olarak da...
Bağdat Caddesi'nden alışveriş yapan kadınlara özenen...
Ve bulduğu her fırsat da...
Bunu kocasına da hissettiren Cemile...
***
Belki...
Uygun bir iş de bulurum umuduyla...
Bilge Adam'ın eğitim programlarına kaydolmak suretiyle...
2024 yılının Türkiye'sinden geriye dönülüp bakıldığında...
Özellikle de...
Yoksulluk kapanına kısılmış Umut ve Cemile çifti ile Fikret ve çevresindekiler bağlamında...
Filmin kahramanlarının başlarına gelenlerin, kat kat artarak...
Devasa boyutlara ulaşan bugünkü sorunlarla karşılaştırılmasının asla mümkün olamayacağının herkesçe kabul edileceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; "Nasıl becerdik de, şu güzelim İstanbul ile toplumsal yapımızın içine ettik..." demek mecburiyetinde bırakacağından neredeyse emin olduğumuz, 50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Her ne kadar filmin sonu bekleneni veremese de ve kamera çekimleri amatörce gibi görünse de bence gayet güzel ve ilginç bir yapim.Istanbul'da 3 ayri yasamin kesisimi... Bir Babel tadini veremese de sanki film degil de bir belgesel ya da haberleri olmaksizin birilerinin hayati gizlice kameraya çekilmis gibi bir dogallik var filmde.Oyuncularin amatörce konusma ve davranislari dahi ayri bir dogallik katmis.10/6,5 veriyorum.
fırat kardeş filmde inan ne kürtleri nede dini dışlamak gibi çaba olmadı.ben öyle bir durum olduğunu düşünmüyorum.umutun ufak bir sahnesi var yeşille ilgili onu dini kötülemek gibi düşünme.filmde gerçek hikayeler anlatuılıyor sadece
Üç farklı dünya, üç ayrı ruh hali,istanbulda köprüde geçimini sağlayan üç insan.Kesişen hikayelermiş gibi devam eden film, üç farklı lezzet bırakıyor boşluk duygusu vermeden. Amatör oyuncular da ustalara taş çıkarıyor. Oyunculuk başarısı, hayatın içinden diyaloglar ve gerçeklik duygusu film boyunca hakim. Altın Koza da Jüri başkanı N.B.Ceylanın dediği gibi hayattan dikey bir kesit sunuyor film bize..
istanbulda farkında olmadan boğaz köprüsünde birbirleri ile karşilaşan sıradan karakterleri anlatan farklı bi film.. türk sinemasında pek rastlanmayan bir şekilde işlenmiş. ama şunuda söylemeden geçemem. filmde resmen kürtleri dışliyorlar. bide dine karşi yaklaşimlarıda hiç hoş değil.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.