Her eleştirmenin diğerlerine göre daha fazla imtiyaz tanıdığı yönetmenler mutlaka vardır. Doğal olarak o sinemacıların işlerini yorumlarken, bu olumlu duygular yüzünden bazı hasarlı durumları görmezden gelmeye eğilimlidir. İtiraf edeyim, Robert Rodriguez de işte benim için öyle bir yönetmen. İlk denemesi Gitarım ve Silahım (El Mariachi) ile patlayıp bir "harika yönetmen" olarak Hollywood'a sunulduğundan beri ortaya koyduğu her işin sıkı bir takipçisi oldum. Gerilla sinemacı tarafını ihmal etmediğinden olsa gerek, hayal kırıklığına uğradığımı söyleyemem. Kendisinin B filmlerine sıkı bir saygı duruş olan Dehşet Gezegeni (Grind House: Planet Terror) adlı filmi, gönlümün en kıymetli köşelerinden birindedir.
Fakat her ne kadar "çocuklarım için çekiyorum" dese de, yönetmenin Çılgın Çocuklar (Spy Kids) serisine nereden bulaştığını ve neden bize sevdirmek için bu kadar ısrar ettiğini bir türlü anlayabilmiş değilim. DVD üzerinden izlediğim serinin ilk iki filminin eğlence potansiyelini kabul ediyorum ama iyice CGI'a boğulmuş ve kolpadan bir 3D'ye bulanmış 3. bölüm ve şu anda karşımızda olan "kokulu" son macerayı hiçbir şekilde anlamlandıramıyorum.
Yine de sanırım bu filmi çocuklar çok sevecekler. Çünkü 3D filmlerin altın çağı olan 50'lerin seriyallerinin başvurduğu tüm boyutlandırma tekniklerini başarıyla uyguluyor yeni Casus Çocuklar macerası... Perdede sürekli zıplayan, üzerinize hamle yapan, sıçrayan bir şeyler mevcut. Üstüne bir de "Aroma-Scope" olarak adlandırılan kokulandırma tekniği eklenince ancak çocukların ciddiye alacağı ama bir şekilde çok eğleneceği bir şey çıkıyor. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Beyazperdede kokulandırma tekniğinin başlangıcı sinemanın kendisi kadar eski ama şimdiye kadarki en başarılı uygulaması 60'ların başında Hans Laube tarafından geliştirilmiş olan ve koltuklara iliştirilmiş küçük borulardan salınan kokularla etki sağlayan Smell-0-Vision tekniği... 30 farklı kokunun seyirciye "koklattırıldığı" bu deneyimin en bilinen uygulaması ise Scent of Mystery adlı film. Tabi kükürtlü bataklık kokusunu koklamak için çok hevesli olmayan seyirciler yüzünden günümüze kadar gelebilmiş bir başarı yok ortada...
Rodriguez'in, sinemacıların bir zamanlar TV karşısında yenilmemek için bel bağladığı kokulandırma tekniğini yeni bir devrim olarak sunmak niyeti yok elbette. O oyuncakçı dükkanına düşmüş bir çocuk gibi eğlenmenin ve kendi çocukluğunun hatıralarına saygı göstermenin peşine düşmüş bir yönetmen. Zaten çok ayrıştırabildiğiniz bir koku durumu da yok ortada. Elinize bir kart veriliyor ve perdede ne zaman bir rakam görünse o rakamın üstünde parmağınızı gezdirerek kokuyu almaya çalışıyorsunuz. Fakat çoğu sefer, farklı sahnelerde aynı koku (mentolümsü) baskın çıkıyor. Tabii her şeyde bu kadar iyi niyet aramak ta fazla naif bir yaklaşım olacaktır. Serinin ilk 3 filminin 110 milyon dolar maliyetle 470 milyon dolar kazanması, dördüncüsünün çekilmesi için yeterli bir sebep belli ki...
Fakat deli gönüle şöyle teselli verilebilir; Robert Rodriguez bu çıtır çerez filmleri çeksin, para kazansın ve bize de başka Dehşet Gezegen'leri, Günah Şehri (Sin City)'leri, Fakülte'ler izleme fırsatı yaratsın. Ticari sinemanın farklı örneklerini veren bu gerilla sinemacının stüdyo baskısından kurtulabilmesi için yegane yol bu gibi görünüyor.
Son Çılgın Çocuklar - 4D macerası, abartılı oyunculuklar, zayıf senaryo yapısı ve bir ortaokul talebesinin hatıra defteri gibi her tarafa yapıştırılmış özel efektleriyle, yetişkin seyircileri bunaltacak bir macera ama çocukları kolayca tavlayacaktır. Kokuyu takip edin, ya bir stat köftecisine ya da bir sinema salonuna çıkacaksınız!
Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com