Hesabım
    Halka 3
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Halka 3

    Samara ile yeni bir kaset!

    Yazar: Burçin Aygün

    Uzun saçlı, ürkütücü küçük kız. Korku sinemasının mikenk taşlarından biri haline gelmiş bir serinin, efsanevi kötüsü, kendinden sonra gelen benzerlerinin esin kaynağı. Japon yönetmen Hideo Nakata tarafından 1998 yılında romandan sinemaya uyarladığı Ringu ve 1999 tarihli Ringu 2. Türün o dönemde en çok ses getirenleri arasına kısa sürede girmeyi başardı. Daha sonra Karayip Korsanları gibi bambaşka bir serinin başına geçecek olan yetenekli isim Gore Verbinski ise 2002’de ilk Ringu filmini Hollywood için uyarladı. The Ring, yani Halka o kadar başarılı oldu ki, Verbinski Karayip Korsanları’nın yönetmen koltuğuna geçti, tüm dünyaya adını duyurdu.

    Peki Ringu ve The Ring filmlerini bu kadar meşhur hale getiren neydi? Bahsini ettiğimiz uzun saçlı, ürkütücü küçük kız. Sadako ya da ABD’li ismiyle Samara!

    Gore Verbinski’nin yönettiği ve 2 saatlik süresine rağmen bir an olsun sıkmayan, her anında izleyiciyi huzursuz hissettirip, gerim gerim geren Halka, Naomi Watts gibi sağlam bir oyuncuyu da başrolüne oturtmuştu. Yönetmenin en büyük başarısı ise, hem oyuncuları nasıl kullanacağını iyi bilmesi, hem de bin yıllık klişeleri kullanmak yerine, ilerleyen yıllarda klişle haline dönüşecek yeniliklerle korkutmayı seçmesiydi. Soyut görüntüler ile dolu, karanlık, bunaltıcı ve korkutucu 2 dakikalık bir video ve onu izledikten sonra yaşayacak sadece 7 günü kalan kurbanlar. Ya kaseti kopyalayıp, başkasına izleterek laneti aktaracaktınız, ya da 1 hafta dolduğu saniyede Samara’nın ruhları titreten varlığı ile yüzleşecektiniz.

    Sağlam gişe ve bolca övgü sonrası gelen Watts’lı Halka 2’nin yönetmen koltuğunda ise şaşırtan bir isim vardı. Orijinal filmlerin babası, Japon yönetmen Hideo Nakata. Karanlık Sular gibi bambaşka bir korku harikasına imza atmış olan yetenekli adam. Ancak nasıl olduysa oldu, Amerikalı Verbinski’nin çıkarttığı işi, işin asıl sahibi aşmayı beceremedi, Halka 2 ilk filmin gölgesinde, yavan ve lüzumsuz sayılabilecek bir proje olarak akıllara kazındı.

    Aradan tam 12 yıl geçti ve sayısız ertelemenin ardından Halka 3 vizyona girdi!

    Daha önce Tres Dias adlı başarılı bir filmle çıkışını yapan İspanyol yönetmen F. Javier Gutiérrez’in yönettiği Halka 3, aradan geçen o kadar yılın da etkisiyle en baştan eksi puanla hayata geçti. Daha doğrusu aşılması zor bir eşiği, on küsür senenin ardından, hem de sinema dünyasına yakın herkesin bir şekilde bildiği markanın geri dönüşü yükü ile ilk adımı attı. Gutiérrez’in işi epeyce zordu yani. Peki Halka 3 ne derece başarılı “olabilmiş” bir film?

    Hikaye bu kez Watts’ın yer almadığı bir senaryo üzerinden ilerliyor. Genç Julia (Matilda Anna Ingrid Lutz) ve üniversite hayatına adım atan sevgilisi Holt (Alex Roe) yeni dehşetin kahramanları. Birbirlerine deli divane aşık ikilinin yolları eğitim yüzünden bir süreliğine de olsa ayrılıyor, her gün aşk nameleri dizen Holt bir anda ortadan kayboluyor. Julia neler oluyor diye okulun yolunu tutunca, sevgilisinin sırra kadem bastığını öğreniyor. Tabii her şey bununla da sınırlı değil. Genç adam meşhur kaseti izlemiş ve bencil bir öğretim görevlisi yüzünden lanete yakalanmış. Üstelik kampüste sayısız öğrenci de aynı durumda! Yani bu kez tek bir halka yok, halka’nın sayısı çok.

    Halka 3 aynen ilk filmin yaptığı gibi, oldukça da doğru bir tercihle sıradan bir Hollywood korkusu olmak yerine, kahramanlara ısınmamız için biraz zaman ayırıyor, onları tanıtıyor, kasetin hikayesini yavaş yavaş enjekte ediyor kurguya. Halka’da olduğu gibi saf bir korku yerine, hafiften dramatik unsurlar taşıyan, böylece farklı görünen bir yapım olmaya çabalıyor. Yer yer bunu başarıyor da. Ancak güvenli sularda yüzmek isteyen, Verbinski’nin verdiği cesur kararlar yerine, onun yolunu kopyalayıp, benzer bir hikayeyi güncelleyerek sunan Halka 3, sırf bu yüzden elindeki en büyük kozu kaybediyor. Gizemli olup, bu sayede her an diken üstünde tutma kozunu.

    Aslında oldukça güzel fikirler de taşıyor üçüncü halka. Yeni bir video, çözülmesi gereken ve rahatsız edici sırrın daha derinlerine davet eden ölüm dolu bir serüven. Samara’nın geçmişine dair bilmediğimiz bazı önemli detayları öğreniyoruz, Gutiérrez sayesinde bu mitolojinin farklı kısımlarına dalıyoruz ve iş daha da genişliyor. Hatta (keşke karakterleri de ansalardı dedirten) ilk filme minik bakışlar attığımız otomobil yolculuğu, küçük korkutucu kızın neden böyle olduğuna dair teoriler, ölümüne korkutan bu karakterin amacı, ufak bir çocuğun nasıl sayısız insanın, ailenin hayatını yok ettiği ile ilgili meraklandıran ayrıntılar, hepsi de doyurucu şekilde filmde yerini almış.

    Oyuncular üstlerine düşeni yerine getiriyor. Atmosfer harikulade. Yönetmen hikayenin ilerleyişinin yanı sıra, o depresif üslubu da korumuş. Sürükleyici ve rahatsız edici, görevini yerine getiren, salondan tatmin ederek yolcu eden bir film çıkmış neticede. Ancak en önemli şey biraz eksik kalmış. İşin korkutma kısmı.

    Halka 3, günümüz korku filmlerinin yanında aslında yeterince korkutucu bir yapım. Teknik olarak her şey yerli yerinde. Yine de bir yanı noksan. Sebebi yazının başında dediğim gibi; Gore Verbinski’nin getirdiği yenilikler doğal olarak aradan geçen yıllarda birer klişeye dönüşmeye başladı. Birden fazla kez tekrarlandı. İzleyici de ister istemez bağışıklı hale geldi. Serinin yeni halkası ise bolca yeni fikir içerse de, “çok büyük yeni fikirler”e sahip olmadığı için bir parça geride kaldı.

    Uzun lafın kısası, korku ve gerilim türünü sevenler, Halka serisinin hayranları, hele ki “ilk filmi izlediğim günü hatırlıyorum yahu” diye geçmişi yad edenlerin tatmin olabileceği, ardı ardına vizyona giren birbirinin kopyası yapımlardan sıkılanlar sinemanın yolunu tutabilir.

    Son olarak, Daredevil serisindeki Wilson Fisk (Kingpin) performansı ile ağızları açık bırakan Vincent D'Onofrio, oldukça kilit bir rolde sizleri bekliyor.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top