Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Film giderek çapraşıklaşan bir büyük aile entrikasını da ustaca işliyor. Ancak finale doğru düğümleri çözülen... Siyah, beyaz ve Latin ırklar kadar, kadın-erkek ve yaşlı-genç gruplaşmaları da neredeyse eşit biçimde ele alınıyor. Polis ikilimizde Will Smith ve Martin Lawrence, bunca yıl sonra daha da olgunlaşmış oyunlarıyla ikilinin inanılmaz dostluğunu ve ona ilginç bir sos oluşturan o bitmeyen kavgalarını çok iyi veriyorlar. Özellikle Lawrence'ınki dört başı mamur bir kompozisyon. Yine eski filmlerden çıkıp gelen Joe Pantoliano, komiser Howard'da çok inandırıcı. Kate del Castillo görkemli bir İsabel Aretas çiziyor. Bu Meksikalı oyuncuyu niye daha önce tanımamışız?
Eleştirinin tamamı için: T24
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Oyunculuklara gelince; Will Smith iyiydi ama ben uzun süredir sesi soluğu çıkmayan Martin Lawrence’ı daha çok beğendim. Orta yaş sorunlarıyla yüklü ‘dede’de (!) çok başarılıydı. Öykünün zaman zaman Meksika’ya uzanması da hafiften ‘Sicario’ havası estirmiş, Asıl problemse öyküdeki ana meselenin, Mike Lowrey’nin gençlik döneminden kalma bir ilişkiye bağlanması olmuş. Bu bağlantı bana çok zorlama geldi. Sonuç olarak güldüren ve yer yer heyecanlandıran bir film var karşımızda. ‘İzlenir’ diyorum...
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
çıkçası film, serinin ilk iki filmini aratmıyor. İki polisin birbirleriyle didişmelerine ek olarak bir de onların genç polislerle yaşadıkları kuşak çatışmasını izliyoruz. Yönetmenler de bu çatışmadan iyi yararlanıyor. Film daha eğlenceli hale geliyor. İşin aksiyon tarafındaysa yine araba takip sahneleri, çılgın çatışma sahneleri eski günlerdeki gibi. Michael Bay'e bırakılsaydı yüksek ihtimal aksiyon komedinin önüne geçerdi. Ama Adil El Arbi ile Bilall Fallah, 'çılgın ikili'nin alameti farikasının komedi öncelikli bir aksiyon olduğunu kavramış ve tercihlerini buna uygun bir şekilde yapmışlar. Nihayetinde bir zamanların çılgınları yine çılgın ama artık ihtiyarlar ve bu gerçeklikle de barışıyorlar. Özellikle de Mike... Fakat anlıyoruz ki öyle ya da böyle 'hâlâ ihtiyarlara yer var' bu dünyada.
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
'Bad Boys: Her Zaman Çılgın'ı ilk iki filme oranla biraz daha çok beğensem de önemsediğimi, çok keyif aldığımı söyleyemem. 1990'lar usülü bir aksiyon olarak ilgiye değer olduğunu kabul ediyorum. 124 dakika su gibi akıp gidiyor... Joe Pantaliona ve Martin Lawrence iyiler. Will Smith'in ise hikayenin sıklığı nedeniyle öyle mükemmel bir sonuca ulaştığı söylenemez. Vanessa Hudgens, Paola Nunez ve Kate del Castillo gibi yan rollerde seyrettiğimiz oyuncular da filmde önemli bir varlık gösteremiyorlar. Sonuçta, her şey aksiyonla ilgili... Sadece türün meraklılarına...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Filmin ana lokomotifi olan Smith ve Lawrence’ın komedi yetenekleri ve aralarında uyum yine yerli yerinde. Mizah açısından başarılı senaryo ve filmin temposu aksiyon ve komedi arasında gidip gelişleri dengeli kılıyor. Michael Bay gibi aksiyonu çok öne çıkaran bir yönetmenin yokluğu hissedilmiyor. Kötü çocuklar dönmese büyük bir eksiklik hissedilmezdi. Ancak Hollywood refleksleriyle elbette döndüler ve film, eğlenceli ve sempatik bir ticari aksiyon-komedisinden beklenenleri yerine getiriyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Film giderek çapraşıklaşan bir büyük aile entrikasını da ustaca işliyor. Ancak finale doğru düğümleri çözülen... Siyah, beyaz ve Latin ırklar kadar, kadın-erkek ve yaşlı-genç gruplaşmaları da neredeyse eşit biçimde ele alınıyor. Polis ikilimizde Will Smith ve Martin Lawrence, bunca yıl sonra daha da olgunlaşmış oyunlarıyla ikilinin inanılmaz dostluğunu ve ona ilginç bir sos oluşturan o bitmeyen kavgalarını çok iyi veriyorlar. Özellikle Lawrence'ınki dört başı mamur bir kompozisyon. Yine eski filmlerden çıkıp gelen Joe Pantoliano, komiser Howard'da çok inandırıcı. Kate del Castillo görkemli bir İsabel Aretas çiziyor. Bu Meksikalı oyuncuyu niye daha önce tanımamışız?
Hurriyet
Oyunculuklara gelince; Will Smith iyiydi ama ben uzun süredir sesi soluğu çıkmayan Martin Lawrence’ı daha çok beğendim. Orta yaş sorunlarıyla yüklü ‘dede’de (!) çok başarılıydı. Öykünün zaman zaman Meksika’ya uzanması da hafiften ‘Sicario’ havası estirmiş, Asıl problemse öyküdeki ana meselenin, Mike Lowrey’nin gençlik döneminden kalma bir ilişkiye bağlanması olmuş. Bu bağlantı bana çok zorlama geldi. Sonuç olarak güldüren ve yer yer heyecanlandıran bir film var karşımızda. ‘İzlenir’ diyorum...
Sabah
çıkçası film, serinin ilk iki filmini aratmıyor. İki polisin birbirleriyle didişmelerine ek olarak bir de onların genç polislerle yaşadıkları kuşak çatışmasını izliyoruz. Yönetmenler de bu çatışmadan iyi yararlanıyor. Film daha eğlenceli hale geliyor. İşin aksiyon tarafındaysa yine araba takip sahneleri, çılgın çatışma sahneleri eski günlerdeki gibi. Michael Bay'e bırakılsaydı yüksek ihtimal aksiyon komedinin önüne geçerdi. Ama Adil El Arbi ile Bilall Fallah, 'çılgın ikili'nin alameti farikasının komedi öncelikli bir aksiyon olduğunu kavramış ve tercihlerini buna uygun bir şekilde yapmışlar. Nihayetinde bir zamanların çılgınları yine çılgın ama artık ihtiyarlar ve bu gerçeklikle de barışıyorlar. Özellikle de Mike... Fakat anlıyoruz ki öyle ya da böyle 'hâlâ ihtiyarlara yer var' bu dünyada.
Habertürk
'Bad Boys: Her Zaman Çılgın'ı ilk iki filme oranla biraz daha çok beğensem de önemsediğimi, çok keyif aldığımı söyleyemem. 1990'lar usülü bir aksiyon olarak ilgiye değer olduğunu kabul ediyorum. 124 dakika su gibi akıp gidiyor... Joe Pantaliona ve Martin Lawrence iyiler. Will Smith'in ise hikayenin sıklığı nedeniyle öyle mükemmel bir sonuca ulaştığı söylenemez. Vanessa Hudgens, Paola Nunez ve Kate del Castillo gibi yan rollerde seyrettiğimiz oyuncular da filmde önemli bir varlık gösteremiyorlar. Sonuçta, her şey aksiyonla ilgili... Sadece türün meraklılarına...
Milliyet
Filmin ana lokomotifi olan Smith ve Lawrence’ın komedi yetenekleri ve aralarında uyum yine yerli yerinde. Mizah açısından başarılı senaryo ve filmin temposu aksiyon ve komedi arasında gidip gelişleri dengeli kılıyor. Michael Bay gibi aksiyonu çok öne çıkaran bir yönetmenin yokluğu hissedilmiyor. Kötü çocuklar dönmese büyük bir eksiklik hissedilmezdi. Ancak Hollywood refleksleriyle elbette döndüler ve film, eğlenceli ve sempatik bir ticari aksiyon-komedisinden beklenenleri yerine getiriyor.