Senaryosunu da Jiang Rong'un aynı isimli yarı otobiyografik romanından (2004) uyarlayarak Alain Godard, John Collee ve Lu Wei ile birlikte yazan Jean-Jacques Annaud'nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Le dernier loup / Wolf Totem”, "abartılı görsel efektleri" ile dikkat çeken bir doğa macerası olarak çıkıyor karşımıza...
Annaud'nun sinemasını yakından takip edenler, onun filmografisinde yine hayvanlar ile çekilmiş "L'ours / The Bear" (1988) ile "Deux frères / Two Brothers" ın (2004) bulunduğunu da bilirler...
Gelin isterseniz daha önce çektiği "Seven Years in Tibet" (1997) filminin gösteriminin Çin'de yasaklanmasının yanı sıra kendisinin de ülkeye girmesine izin verilmeyen Annaud'nun konusu Çin'de geçen bu filmine biraz daha yakından bakalım...
Kültür devriminin ikinci yılı olan 1967 yılında kentli öğrenciler, öğrendiklerini oralardaki eğitimsiz insanlara aktarmaları için kırsal bölgelere gönderilmektedirler...
Pekin'in karmaşasından uzaklaşmak isteyen Chen Zhen (Shaofeng Feng) tercihini, Yang Ke (Shawn Dou) ile beraber İç Moğolistan'dan yana kullanmıştır...
Bu arada kendilerine yaşam alanı olacak obanın lideri Bilig (Baasanjav Mijid) ve ona, kalacakları iki yıl boyunca obadaki çocuklara Çince okuma yazma öğretecek Chen ile Yang'ı teslim eden bölgenin yeni üretim başkanı Bao Shunghi (Zhusheng Yin) ile de tanışıyoruz...
Altı ay sonra...
Steplerde tek başına gezintiye çıkmış olan Chen'in atı, kendilerini izleyen kocaman bir kurt sürüsü nedeniyle huysuzlanmaya başlamıştır...
Kurtlar ile göz göze gelen Chen, tam sonlarının geldiğini düşünürken, birbirine vurduğu üzengilerinin çıkarttığı metalik sesten ürken kurtlar, saldırmak yerine birden kaçışarak onlardan uzaklaşırlar...
Obaya vardığında Chen bu yaşadıklarını Bilig'e de anlatır ve baharda bir kurt yavrusu yakalayarak onu incelemek istediğini söyler...
Ancak "sabır", "örgütlülük" ve "lidere itaat" konusunda uzman olan kurtlar konusundaki ilk teorik ve pratik dersini, bir ceylan sürüsünü çevreleyen kurt sürüsü örneği üzerinden "baba" diye hitap ettiği Bilig'den alır...
Ki aynı Bilig, Cengiz Han'ın ordularının da aynen bu kurt taktiği ile bütün dünyaya kafa tuttuğuna inanmaktadır...
Neyse...
Chen ile Bilig'in dün tanık oldukları bu saldırı sayesinde, kurtların yiyerek tüketemedikleri kurbanlarını, baharda doğacak yavruları için doğal derin dondurucu görevini üstlenen karların altına itina ile gömdüklerini de öğreniyoruz...
O yüzden de Bilig'in obası, kurtların karların altına gizledikleri ölü ceylanların tamamını çıkartıp almazken, hayatta kalan ceylanları da gelecek yıl için koruma altına almaktadırlar...
Yoksa kendi koyun sürüleri aç kalan kurtların hedefi haline gelecektir...
Fakat ne yazık ki, gecenin karanlığından yararlanan başkaları, Bilig'in kurtlara bıraktığı ceylanları da yağmalarlar...
Ve kurtlar da bu manzarayı izlerler...
Derken üretim başkanı Bao Shunghi, askerler ile birlikte refakat ettikleri Çin Halk Kurtuluş Ordusu'na ait bir at sürüsünü, Bilig'in obasının himayesine verir...
Atların sorumluluğu, Bilig'in oğlu ve Gasma'nın (Ankhnyam Ragchaa) kocası Batu (Gexige Baoyin) ile obanın en iyi çobanı Shartseren'de (Tumenbayaer) olacaktır...
Yalnız Bao Shunghi, kötü bir haber daha da doğrusu acı bir talimat da getirmiştir gelirken merkezi yönetimden...
Ne midir o?
Sayılarının azalması amacıyla yavru kurtlar öldürülecektir...
Her ne kadar Bilig buna karşı çıksa da elinden hiçbir şey gelmez...
Zira emir kesin olup tartışmaya açık değildir...
Bu da aslında "kurtlar ile dans" başlayacak demek olup bu kanlı eyleme istemeden de olsa Pekinli Chen ile Yang'da dahil olacaklardır, filme damgasını vuran küçük bir sürpriz eşliğinde...
Dakika 38...
Geride 83 dakikalık bir bölüm daha mevcut...
Bugüne kadar fırsat bulup da gerçek Moğol ceylanları ile İskoç hayvan terbiyecisi Andrew Simpson tarafından eğitilen Moğol kurtlarının kullanıldığı bu filmi henüz izlememiş olan sinemaseverlere, baş roldeki Shaofeng Feng'in etkileyici performansı dışında "çok büyük beklentilere girmeden" izlemelerini önerebiliriz...
Keyifli seyirler,