çok fazla şey söylenesi bi filmdir ama hep birşeyler eksik kalır sanki.haluk bilginer’in çimenlikteki o meşhur tiradı tekrar tekrar başa alınası tekrar tekrar izlenilesi,öğrenilesidir... 'hep denedin. hep yenildin. olsun. yine dene. yine yenil. daha iyi yenil.' filmin genel hatları ve detayları hakkındaki herşey unutulsa da avucun içini kanatarak saklanan bu sözler kalıyor.aynı masumiyetin kendisi gibi... derya alabora bağırıyor: benim ulan bu benim ortağım mısın puşt?? haluk bilginer cevap veriyor: bana da vereceksin!! ve bir film değil onlarcası akıyor 35mm’lik banda. duymayan bir çocuk, yaşlı bir adam, eski bir katil, yitik bir aşık ya da bir fahişe.. filmler herkes için ve her yerde. anlıyoruz ki birden, herkes için bir film vardır ve masumiyet, beynini iğfal eden tüm acıya rağmen acının koynuna karışmakla zevke dalan insanlarındır. yeter ki kumandası olmayan renksiz bir televizyonda bile olsa, devam etsin hayat.. ve masumiyet kelimesinin almaını öğreniriz:masumiyet;küçük bir kız çocuğudur, aşık olan bir kasaba delikanlısıdır, 20 yılın sürüngenidir. grileşen beyazdır, mazlum’u içinde taşıyandır, bunları öğretendir...