Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Muhteşem Showman’, kuşkusuz erken dönem ‘şov dünyası’na da göz atıyor ama filmin galiba en kıymetli tavrı, meseleye ‘politik doğruculuk’ cephesinden yanaşması ve bu yaklaşımı, ana karakterinin bilinçli bir şekilde yapmadığının altını çizmesi. Barnum, ilginçlik adına fiziksel farklılıklara sahip insanları (‘Cüce general’, ‘En şişman adam’, ‘Sakallı kadın’, ‘En uzun adam’ gibi tanımlar eşliğinde) sirkine topluyor. Bu durumu en güzel ‘Sakallı kadın’ ifade ediyor: “En yakınlarının bile gölgesine tahammül edemedikleri kişileri para kazanmak için de olsa bir aile çatısı etrafında birleştirdin.” Ayrıca hem Taylor’la Charity hem de ekibe sonradan katılan zengin çocuğu Phillip Carlyle’la trapezci Anne Wheeley arasındaki ‘sınıfsal engellere rağmen aşk’ da öykünün dikkat çekici duraklarından biri.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sözcü
Yazar: Burak Göral
"Muhteşem Showman" bir "Aşıklar Şehri" etkisi yaratamıyor. Ama derdi de öyle bir aşk hikayesi anlatmak değil zaten. Fakir bir terzinin oğlu olan Barnum'un büyük hayalleri vardır ve bir zengin kızı olan Charity'e aşıktır. Çok para kazanıp da seçkinler arasına girince ailesini ihmal etmeye başlar. Bu son derece klasik hikaye bir "Kırmızı Değirmen" (Moulin Rouge) gücü de ihtiva etmiyor. Ama çağdaş pop müziği kalıplarında, etkili sözler ve iyi koreografilerle icra edilen müzikli sahneler filmi taşıyor. Yine de başrolündeki Hugh Jackman'sız nasıl olurdu bu film o da ayrı bir konu. Avustralyalı aktör o kadar yetenekli ki, dahil olduğu her sahneyi alıp götürüyor.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Yönetmen Michael Gracey ilk filminde profesyonel bir iş koyuyor ortaya. Dans sahnelerinde aynı ölçekteki kısa planların, hareketten kesilerek birbirine bağlandığı kurgu denemelerini sevdiğimi söyleyemem. Bu kurgu, Barnum’un Carlyle’a barda iş teklif ettiği sahnede iyi sonuç verse de kalabalık sahnelerde koreografinin tadını almamızı engelliyor. “Muhteşem Showman”, müzikal sevenler ve yeni yılda bir aile filmi seyretmek isteyenler için haftanın en iyi seçimi olabilir.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Aslında alışıldığın yanında alışılmadığın tarafında duran bir metne sahip olan hikayeye tezat olarak filmde geniş kitlelere hitap eden seçimler öne çıkıyor. Filmin görsel dünyasının görkemi ve Jackman’ın bu tür filmlerdeki karizması dışında tutulduğunda “Muhteşem Showman”, sıradan müziklere yükselmeyen bir duygu yoğunluğunun eşlik ettiği bir seyirlik.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
‘Muhteşem Showman’, kuşkusuz erken dönem ‘şov dünyası’na da göz atıyor ama filmin galiba en kıymetli tavrı, meseleye ‘politik doğruculuk’ cephesinden yanaşması ve bu yaklaşımı, ana karakterinin bilinçli bir şekilde yapmadığının altını çizmesi. Barnum, ilginçlik adına fiziksel farklılıklara sahip insanları (‘Cüce general’, ‘En şişman adam’, ‘Sakallı kadın’, ‘En uzun adam’ gibi tanımlar eşliğinde) sirkine topluyor. Bu durumu en güzel ‘Sakallı kadın’ ifade ediyor: “En yakınlarının bile gölgesine tahammül edemedikleri kişileri para kazanmak için de olsa bir aile çatısı etrafında birleştirdin.” Ayrıca hem Taylor’la Charity hem de ekibe sonradan katılan zengin çocuğu Phillip Carlyle’la trapezci Anne Wheeley arasındaki ‘sınıfsal engellere rağmen aşk’ da öykünün dikkat çekici duraklarından biri.
Sözcü
"Muhteşem Showman" bir "Aşıklar Şehri" etkisi yaratamıyor. Ama derdi de öyle bir aşk hikayesi anlatmak değil zaten. Fakir bir terzinin oğlu olan Barnum'un büyük hayalleri vardır ve bir zengin kızı olan Charity'e aşıktır. Çok para kazanıp da seçkinler arasına girince ailesini ihmal etmeye başlar. Bu son derece klasik hikaye bir "Kırmızı Değirmen" (Moulin Rouge) gücü de ihtiva etmiyor. Ama çağdaş pop müziği kalıplarında, etkili sözler ve iyi koreografilerle icra edilen müzikli sahneler filmi taşıyor. Yine de başrolündeki Hugh Jackman'sız nasıl olurdu bu film o da ayrı bir konu. Avustralyalı aktör o kadar yetenekli ki, dahil olduğu her sahneyi alıp götürüyor.
Habertürk
Yönetmen Michael Gracey ilk filminde profesyonel bir iş koyuyor ortaya. Dans sahnelerinde aynı ölçekteki kısa planların, hareketten kesilerek birbirine bağlandığı kurgu denemelerini sevdiğimi söyleyemem. Bu kurgu, Barnum’un Carlyle’a barda iş teklif ettiği sahnede iyi sonuç verse de kalabalık sahnelerde koreografinin tadını almamızı engelliyor. “Muhteşem Showman”, müzikal sevenler ve yeni yılda bir aile filmi seyretmek isteyenler için haftanın en iyi seçimi olabilir.
Milliyet
Aslında alışıldığın yanında alışılmadığın tarafında duran bir metne sahip olan hikayeye tezat olarak filmde geniş kitlelere hitap eden seçimler öne çıkıyor. Filmin görsel dünyasının görkemi ve Jackman’ın bu tür filmlerdeki karizması dışında tutulduğunda “Muhteşem Showman”, sıradan müziklere yükselmeyen bir duygu yoğunluğunun eşlik ettiği bir seyirlik.