Hesabım
    The House of the Devil
    Ortalama puan
    2,9
    5 Puanlama
    The House of the Devil hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.050 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    7 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Tarzı gereği...

    "Kısık ateşte, ağır ağır fokurdamaya bırakması sebebiyle" sabırsız izleyicilerini...

    Çileden çıkartarak çıldırtan senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra...

    Kurgusunun yapılması vazifesini de üstlenen Ti West'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The House of the Devil"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

    Korkunun, kesinlikle "Slasher" olarak tanımlayamayacağımız bol miktardaki kanlı "Gore / Splatter" ögesini de bünyesinde barındıran "Şeytani Ele Geçirilme (Demonic Possession)" alt kategorisindeki...

    Gizemini sonuna kadar koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, 900 bin dolar tutarındaki...

    Ancak ay çekirdeği ve leblebi türündeki çerezlerin satın alınabileceği miktardaki kısıtlı bir bütçeyle çekilerek; 25 Nisan 2009 tarihindeki dünya prömiyeri Tribeca Film Festivali'nde yapılan, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Film...


    "1980'li yıllarda, yetişkin Amerikalıların %70'inden fazlası; tacizci Şeytani tarikatların varlığına inanıyordu...

    Diğer %30 ise, akla uygun hale getirilmiş delil yetersizliğini, hükümetin örtbas etmesine bağlıyordu...

    İşte izleyeceğiniz bu film de, açıklanamamış gerçek olaylara dayanmaktadır..."


    Şeklindeki bir bilgilendirmeyle başlar...

    ***

    Aylık 300 dolara...

    West Springfield'ta...

    Kızına benzettiği için...

    Kendisinden depozito da istemeyecek olan bir hanım efendinin (Dee Wallace) evini kiralayan Samantha Hughes (Jocelin Donahue) sevinçten...

    Neredeyse havalara uçacak gibidir...

    ***

    Zira...

    İçeriye sıklıkla erkekleri alan...

    Üniversite yurdundaki oda arkadaşından (Heather Robb) kurtulmasına ramak kalmıştır...

    ***

    İşte bu gazla yurttaki odasına yönelen...

    Ama...

    Kapıda işittiği sevişme sesleri nedeniyle içeriye giremeyen Samantha...

    Yeniden dışarıya çıktığında...

    Yurdun önündeki panoda...

    "Bebek Bakıcısı Aranıyor" ilanını görecek...

    ***

    Ve...

    Telefona sarılıp...

    Söz konusu ilanın sahibine...

    İşle ilgilendiğine dair mesajını bırakacak...

    ***

    Bırakır bırakmaz da...

    Aynı ankesörlü telefonla...

    İlan sahibince geri aranan Samantha...

    ***

    Her ne kadar...

    Gelen giden herhangi biri olmasa da...

    Tanışmak üzere...

    Kampüsteki Öğrenci İşleri binasının önüne davet edilecektir...

    ***

    Neyse...

    Çok geçmez...

    Megan (Greta Gerwig) ile bir pizzacıda buluşup...

    Kiraladığı evin müjdesini veren...

    Ve banka hesabında sadece 84 doları bulunan Samantha'nın...

    Endişeli hali de gözlerden kaçmaz...

    ***

    Çünkü...

    Beş gün sonrasına denk gelen Pazartesi sabahı...

    Hali hazırda depozito istememiş olsa da ev sahibine...

    İlk ayın kirası olarak 300 dolarlık bir ödeme yapması gerekmekte...

    ***

    Zaten...

    Sırf o yüzden de...

    Bu bebek bakıcılığı görevine...

    Ciddi anlamda gereksinim duymaktadır...

    ***

    Derken...

    Yurttaki odasına dönen Samantha oda arkadaşından...

    Kendisini arayıp...

    Telefon numarasını bırakan...

    Bir adamın varlığından haberdar olur olmaz...

    ***

    Kendisi de telefonun başına geçip...

    Bebek bakıcılığı hususuyla alakalı olduğunu düşündüğü adamı arar...

    ***

    Ve...

    Arar aramaz da...

    Adresini veren adam Samantha'dan...

    Ödeyeceği çift ücret...

    Yani 100 dolar karşılığında...

    Acilen gelmesini ister...

    ***

    Böyle olunca da...

    Beklenen ay tutulmasının da yaşanacağı...

    Gecenin ilerleyen bir saatinde Megan Samantha'yı otomobiliyle...

    Kendisine iletilen adrese götürür...

    ***

    Vardıklarında da...

    Kapıyı kendilerine...

    Evin beyi Vincent Ulman (Tom Noonan) açar...

    Ve kızları içeriye buyur eder...

    ***

    Ardından da...

    Yan odaya aldığı Samantha'ya bakıcılığın...

    Bebek değil de...

    Karısı Vivian Ulman'ın (Mary Woronov) annesiyle alakalı olduğunu bildirirken...

    ***

    Baktı ki Samantha cayıyor...

    Bir gecelik ücreti...

    Cüzdanından çıkartıp önüne koyduğu 300 dolara yükseltir...

    ***

    Ve sonunda da...

    20:30 - 00:30 arasındaki dört saatlik süre için...

    400 dolar para...

    Ve özellikle de...

    Üstüne basıla basıla hatırlatılmak suretiyle...

    Buzdolabının üzerindeki numarayı arayarak kendine...

    Akşam yemeği olarak ısmarlayacağı pizza konusunda mutabık kalınırken...

    ***

    İyice huylandığı...

    Bebek bakıcılığı yalanına ilaveten...

    Ortamı da oldukça tekinsiz olarak nitelendirerek...

    Oradan hızla uzaklaşmaya çalışan Megan'a göre Samantha...

    Hayatının en büyük hatasını işlemek üzeredir...

    ***

    Ancak yine de bu durum...

    En yakın dostu olan Megan'ın Samantha'ya...

    Saat 00:30'da geri gelip...

    Kendisini almaya dair söz vermesine...

    Engel de teşkil etmeyecektir...

    Dakika 35...

    ***

    Megan'ın mı yoksa Samantha'nın mı haklı olduğu tamamen anlaşılırken, akşam yemeğindeki pizzanın ne işe yarayacağının da görüleceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top