Kong: Kafatası Adası: en yeniler yorumlar

Super bir filimdi uzun zamandir boyle guzel film izlememistim aksiyon macera tum ogeleriyle kusursuzdu sıkılmadan 2 saat izlenecek bir film

Aksiyon dolu bol canavarlı eğlenceli bir film

Bu dönemleri konu alan filmleri çok seviyorum özellikle baya baya sizi o dönemin içine cekiyor bu film ve sürükleyici olması cabası, filmde sürekli bir aksiyon hareketlilik mevcut oyunculuklarda gayet iyi ama birtek Jack black rolündeki Carl Denham gözüme battı hee oyunculuk iyi hakkını veriyor ama adamda üstüne yapışmış bir komedi filmi oyuncusu imajı olduğu için sanki ciddi bir filmde eğreti gibi duruyordu ama belkide filme biraz da olsa komedi unsurunu onun üzerinde vermeyi düşündüler sanırım

GÖRSEL BİR ŞÖLEN ZAMANIN NASIL GEÇTİĞİNİ ANLAYAMAYACAKSINIZ

Yeni bir KRAL KONG VERSİYONU ve sonuç harika oldu diye bilirim.2004 yılında ki KİNG KONG filmin üst seviyesi olan bu film bence başarılı olmuş ne çok kötü nede çok çok iyi demem ama orta bir yeni KONG filmi ile gönlümü tekrardan feht etti.Görselik,Yeni Devasa YARATIKLAR ve oyunculuklarla izlenebilir olmuş.Tatından geçilmiyor gerçekten KRAL Kong'u izleyince insanı mest ediyor.İzleyin pişman olmazsınız hatta komik diyalogların ve duygusallığında olduğu güzel bir 2017 KONG izledim.KRAL farklı bir devasa boyut kazandırmaları ilerisi için iyi yapımlar geleceğin işareti.Özelikle KONG insanlık için bir kurtarıcıda diyebiliriz.Düşmanları bir insanlar değil başkalarıda var.Bunuda dikkat ettim KONG'un bir ailesi var ve onlarda zamanla düşmanları ile yok olmaya mahkum olmuş

2-3 tane efsane nitelikte sahne var. Helikopterler - KONG ile KONG- BIG ONE savaşı müthiş bir görsellik ve efekt şöleni sunmakta. Ayrıca Adadaki diğer fantastik canavarlar da nefes kesici. Adanın doğal güzellikleri ise bambaşka ...
John Gatins'in bir hikayesinden uyarlanınlan ve Dan Gilroy, Max Borenstein ve Derek Connolly tarafından senaryosu yazılan filmimizin yönetmen koltuğuna da Jordan Vogt-Roberts oturuyor. 2013’te çektiği düşük bütçeli bağımsız gençlik filmi “The Kings of Summer” ile adını duyuran yönetmenimiz Jordan Vogt-Roberts’i daha çok çektiği TV serilerinden tanıyoruz. Çektikleri bağımsız filmlerle kendilerini kanıtlayan bazı yönetmenlere stüdyolar tarafından yüzlerce milyon dolarlık bütçeli filmlerin emanet edilmesi son birkaç yılda çok sık karşılaştığımız bir durum olmaya başladı. 150 milyon dolarlık Jurassic World’ü yöneten Colin Trevorrow ya da 160 milyon dolarlık Godzilla’yı yöneten Gareth Edwards gibi. Jordan Vogt-Roberts da bu film ile bu arenada başarısını ispat ederek ileride adından daha çok söz ettireceğini umuyorum. Tabi burada Stüdyo patronlarını tebrik etmek gerek gösterdikleri cesaret için.
Filmin konusuna değinmeye gerek yoktur her halde, klasik hikaye herkes tarafından bilinmekte. Yalnız burada ki küçük fark, King Kong serisinin yeniden başlatılması ve yeniden çevrilmesinden daha çok Legendary Entertainment şirketinin Çinli yatırım şirketi tarafından satın alındıktan sonra oluşturdukları MonsterVerse'deki ikinci filmi olarak karşımıza çıkması. Tahmin ediyorum ki herkes artık biliyordur. İlk film 2014 senesinde çevrilen Godzilla. Bu ilk film ile başlayan ortak evren mevzusu 2019 senesinde çekilecek olan “Godzilla: King of the Monsters” filmiyle devam ederek 2020 senesinde çıkacak olan “Godzilla vs. Kong” filmine bağlanacak. Şimdilik MonsterVerse evreni bu dört filmle kısıtlı gibi duruyor. Burada benim tarafından naçizane bir teklifim olacak oda niye sadece bu iki büyük karakterle bu evrenimizi sınırlandırılması. Elerinde Legendary stüdyolarına ait olan “Pacific Rim” gibi bu evrene cuk diye oturacak ellerinde bir yapım mevcut. Godzilla ve King Kong Kaiju adlı devasa canavarlara karşı.
Tom Hiddleston, Samuel L. Jackson, John Goodman, Brie Larson, Jing Tian, Toby Kebbell, John Ortiz, Corey Hawkins, Jason Mitchell, Shea Whigham, Thomas Mann, Terry Noter ve John C. Reilly'den oluşan büyük oyuncular topluluğunu barındıran filmimiz de ne yazık ki hikayeyi taşıyacak karakter eksikliği mevcut. Karakterler o kadar sıradan ve tek düze ki bu kadar yıldız için üzülmemek elde değil. Tabi burada ki en büyük sorun bu kadar çok karakterin hikaye içerisine entegre edilmesi olarak görüyorum. Tom Hiddleston. Samuel abimiz ve güzel kızımız Brie Larson’nun film deki motivasyonlarına derinlemesine girilmeye süre yetmemiş. Buda büyük yıldızımız Kong’un yanında sadece figüran olarak durmalarına sebep olmuş. Tabi bu arada filmin görseline, çekimine, müziğine laf edemeyiz. Film sahip olduğu 185 milyon dolarlık dev bütçenin hakkını veriyor.
Sonuç olarak dev canavarların birbiriyle kıyasıya dövüştüğü, arada böcek gibi ezilmemek için çırpınan insanları aksiyon dozunun hiç düşmediği ve arada bir gülmenizi sağlayan şakaların yapıldığı bir film seyretmek istiyorsanız tam yerine geldiniz diye bilirim.

Film görsel bir şölen niteliğinde ama kong dışında kimsenin oyunculuğu iyi değil ve senaryoda sıkıntılar var.
Tom H. adada diğerlerine rehber olmak için gelmiş bir paralı asker rolünde ama tüm film boyunca neredeyse tek yaptığı kasılarak yürümekti, fotoğrafçı kız (adını hatırlamıyorum) adada karşısına çıkan bina boyundaki hayvanlara hayvanların fotoğraflarını çekerek tepki verdi.

Kong - Skull Island (2017) “Kong - Kafatası Adası”
Yeni bir film evrenin ikinci filmini seyretmeye gidelim dedik. Tabi bu ikinci film bir devam film yerine daha çok başka bir hikayeyi anlatan ama daha çok aynı evren içerisinde geçen bir ön giriş gibi göre biliriz. Daha sonra bu konuya detaylı gireriz zaten.
John Gatins'in bir hikayesinden uyarlanınlan ve Dan Gilroy, Max Borenstein ve Derek Connolly tarafından senaryosu yazılan filmimizin yönetmen koltuğuna da Jordan Vogt-Roberts oturuyor. 2013’te çektiği düşük bütçeli bağımsız gençlik filmi “The Kings of Summer” ile adını duyuran yönetmenimiz Jordan Vogt-Roberts’i daha çok çektiği TV serilerinden tanıyoruz. Çektikleri bağımsız filmlerle kendilerini kanıtlayan bazı yönetmenlere stüdyolar tarafından yüzlerce milyon dolarlık bütçeli filmlerin emanet edilmesi son birkaç yılda çok sık karşılaştığımız bir durum olmaya başladı. 150 milyon dolarlık Jurassic World’ü yöneten Colin Trevorrow ya da 160 milyon dolarlık Godzilla’yı yöneten Gareth Edwards gibi. Jordan Vogt-Roberts da bu film ile bu arenada başarısını ispat ederek ileride adından daha çok söz ettireceğini umuyorum. Tabi burada Stüdyo patronlarını tebrik etmek gerek gösterdikleri cesaret için.
Filmin konusuna değinmeye gerek yoktur her halde, klasik hikaye herkes tarafından bilinmekte. Yalnız burada ki küçük fark, King Kong serisinin yeniden başlatılması ve yeniden çevrilmesinden daha çok Legendary Entertainment şirketinin Çinli yatırım şirketi tarafından satın alındıktan sonra oluşturdukları MonsterVerse'deki ikinci filmi olarak karşımıza çıkması. Tahmin ediyorum ki herkes artık biliyordur. İlk film 2014 senesinde çevrilen Godzilla. Bu ilk film ile başlayan ortak evren mevzusu 2019 senesinde çekilecek olan “Godzilla: King of the Monsters” filmiyle devam ederek 2020 senesinde çıkacak olan “Godzilla vs. Kong” filmine bağlanacak. Şimdilik MonsterVerse evreni bu dört filmle kısıtlı gibi duruyor. Burada benim tarafından naçizane bir teklifim olacak oda niye sadece bu iki büyük karakterle bu evrenimizi sınırlandırılması. Elerinde Legendary stüdyolarına ait olan “Pacific Rim” gibi bu evrene cuk diye oturacak ellerinde bir yapım mevcut. Godzilla ve King Kong Kaiju adlı devasa canavarlara karşı.
Arkadaşlar bu konu hakkında sizlerin de görüşlerini alalım !!!!!!
Tom Hiddleston, Samuel L. Jackson, John Goodman, Brie Larson, Jing Tian, Toby Kebbell, John Ortiz, Corey Hawkins, Jason Mitchell, Shea Whigham, Thomas Mann, Terry Noter ve John C. Reilly'den oluşan büyük oyuncular topluluğunu barındıran filmimiz de ne yazık ki hikayeyi taşıyacak karakter eksikliği mevcut. Karakterler o kadar sıradan ve tek düze ki bu kadar yıldız için üzülmemek elde değil. Tabi burada ki en büyük sorun bu kadar çok karakterin hikaye içerisine entegre edilmesi olarak görüyorum. Tom Hiddleston. Samuel abimiz ve güzel kızımız Brie Larson’nun film deki motivasyonlarına derinlemesine girilmeye süre yetmemiş. Buda büyük yıldızımız Kong’un yanında sadece figüran olarak durmalarına sebep olmuş. Tabi bu arada filmin görseline, çekimine, müziğine laf edemeyiz. Film sahip olduğu 185 milyon dolarlık dev bütçenin hakkını veriyor.
Sonuç olarak dev canavarların birbiriyle kıyasıya dövüştüğü, arada böcek gibi ezilmemek için çırpınan insanları aksiyon dozunun hiç düşmediği ve arada bir gülmenizi sağlayan şakaların yapıldığı bir film seyretmek istiyorsanız tam yerine geldiniz diye bilirim. iyi seyirler

"Bir grup bilim adamı, asker ve bir fotoğrafçı bir araya gelerek kimsenin hakkında bir şey bilmediği Kafatası Adası'na yolculuk ederler. Ve oraya vardıklarında Kong, onlara saldırır ve herkes adada mahsur kalır. Bu ekip hayatta kalmaya çalışacaktır fakat Kong'un dışında adada daha bir sürü canavar vardır."

Kong: Kafatası Adası için çok heyecanlı değildim çünkü filme yazılmış olan kötü yorumları gördüm. Ama yine de tam olarak ne düşüneceğimi bilmediğimden filmi kendi gözlerime görmeye karar verdim ve şimdi sorunun ne olduğunu çok iyi anlıyorum.

Ama ilk önce filmin iyi yanlarından başlayayım. Görsel efektler 1-2 sahnede sırıtsa da genel itibariyle başarılıydı. Adanın tasarımı çok yaratıcıydı. Adada bulunan binbir çeşit canavarları görmek çok eğlenceliydi. King Kong'u izlemek zaten büyük bir zevkti. Kong'un adada öylece gezinmesini ve dövüşmesini görmek çok havalıydı.

Filmin en akılda kalan iki oyuncusu Samuel L. Jackson ve John C. Reilly'di. Samuel L. Jackson, zaten bulunduğu her filmin en iyi yanlarından birisi oluyor. Jackson'ın bu filmdeki karakteri savaşa aşırı düşkün olan ve ölümüne sebep olsa bile Kong'u öldürmeye çalışan birisi. John C. Reilly de en çok sempati duyacağınız karakter filmde. Çünkü onun bir geçmişi var ve aynı zamanda da yaptığı şakalar komik. Bu iki karakter çok eğlenceliydi.

Eğer sırf patlaması bol olan, öylesine izleyeceğiniz bir film arıyorsanız, Kong: Kafatası Adası bu yılın en çok seveceğiniz filmlerinden birisi olacaktır. Fakat beyazperdede Kong'u daha fazla görmek istiyor veya daha derin bir konu görmek istiyorsanız, büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Ve ne yalan söyleyeyim, Kong: Kafatası Adası benim için büyük bir hayal kırıklığıydı.

Filmin en büyük sorunu karakterler. Bu karakterler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Birkaç ay önce vizyona girmiş olan Rogue One'da da benzer bir sorun vardı. Hiç olmazsa o film tatmin ediciydi. Bu film, hiçbir açıdan tatmin edici değil.

Mesela Tom Hiddleston'ın karakterini ele alalım. Karakterinin adını hatırlamıyorum bile. Sırf 1 sahnede geçmişiyle ilgili bir anı paylaşıyor ama bunun dışında karakteri hakkında hiçbir fikriniz olmuyor. Hiddleston'ın karakteri, iz sürmeyi bilen, silah kullanmada usta olan, katana kılıcıyla havada uçan canavarları kesip biçebilen, bir bölgede hangi tehlikelerin olduğunu bilen... Kısacası bütün itemleri fullemiş, savaşmakta master yapmış olan birisi. Brie Larson'ın karakteri de sırf orada fotoğraf çeken birisi. Bakın, bu oyuncuları gerçekten çok seviyorum fakat bu filmde maalesef bu oyuncuların potansiyellerinin altında roller verilmiş.

Ayrıca bahsetmeden geçemeyeceğim, filmdeki şakalar çok bayattı. John C. Reilly'nin karakterinin yaptığı şakalar dışındaki bütün şakalar garipti ve filmin tonunu zayıflaştırdı.

Bu arada, madem Godzilla ile bu film aynı evrende geçiyor, bu yüzden bu iki filmi karşılaştırıp neden Godzilla'nın daha iyi bir film olduğunu söyleyeceğim.

Godzilla filmi, Godzilla hakkında bir sürü bilgi verip beklentiyi arttırıyordu. Ve canavar biraz geç de olsa çıktığı zaman, sinemayı resmen inletiyordu. Kong ise daha filmin ilk dakikasında öylesine ortaya çıkıyor. Beklenti alt üst oluyor.

Godzilla filminde Godzilla o kadar fazla olmasa da film sıkıcı değildi çünkü başrolde bağlantı kurabileceğimiz bir karakter vardı. Kong ekranda olmadığı zaman film aşırı sıkıcı bir hale bürünüyor ve bu yüzden film bir sürü numaraya başvuruyor. Mesela, sanki bir savaş filmiymiş gibi tonla uyuşmayan müzikler, sürekli tanımadığımız yan karakterlerin aniden ölmesi ve uzun sıkıcı konuşmalar.

Son olarak, Godzilla ile Kong: Kafatası Adası aynı evrende geçiyor. Godzilla, kendi halinde bir film olup hiç böyle bir kaygıya düşmemişti. Kong: Kafatası Adası ise bu olayı çok abartmış. Hatta sanki Marvel filmiymiş gibi bir de filmin en sonuna ek sahne koymuş! Evet, bu filmin bir ekstra sahnesi var. Eğer bu film sadece Kong'a odaklanıp ana karakterlerle daha fazla bağlantı kurabilseydi, ortaya kesinlikle daha iyi bir sonuç çıkardı. Çünkü şimdiki sonuç, sadece idare eder olmuş.

Kong: Kafatası Adası, büyük bir hayal kırıklığıydı benim için. Eğer anlamsız aksiyon sahneleri izleyip dediğim sorunların hiçbirine kafa yormayacaksanız, iyi vakit geçireceksiniz. Ben sonucun çok daha iyi olabileceğini düşünüyorum.

FİLMİN İYİ YANLARI:

+ John C. Reilly ve Samuel L. Jackson

+ Adanın görünüşü ve içindeki farklı yaratıklar.

+ Kong'un olduğu her sahne.

FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

- Hiç umursamayacağınız ana karakterler.

- Ton ile uyuşmayan müzik ve şakalar.

- Sürekli bir evren yaratmaya çalışması.

- Tekrara saran diyaloglar, klişe sahneler.

TOPLAM PUAN: 5.9/10

Bu filmi imax salonunda izlemenizi tavsiye ederim.bir zamanların canavarlı filmleri yeni teknolojiyle geri dönüyor.bu tip filmlerde mantık aranmaz,o yüzden size bol görsellik,ve ses efektleriyle iyi seyirler.