Hesabım
    Geceyarısı Kovboyu
    Ortalama puan
    4,1
    85 Puanlama
    Geceyarısı Kovboyu hakkında görüşlerin ?

    16 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    9 Eleştiri
    3
    3 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.067 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Ekim 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, James Leo Herlihy'ın aynı isimli romanından (1965) uyarlayarak Waldo Salt'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da John Schlesinger'in oturduğu “Midnight Cowboy”; 1994 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli" kabul edilerek, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Film Arşivi'nde korunmak üzere seçilmiş şahane bir "sinema klasiği" olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 3.2 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek brüt 44.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılmış olan; 3 Academy, 6 BAFTA ve 1 Golden Globe ödüllü bu dramaya biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışmaktayken işini bırakan genç Teksaslı Joe Buck (Jon Voight); veda ettiği bulaşıkçı arkadaşı Ralph'e (George Eppersen) açıkladığına göre, ülkenin doğusundaki (taşı toprağı altın İstanbul misali) finans merkezi New York'a giderek jigololuk yapmayı ve artık hayatını böyle kazanmayı planlamaktadır...

    Ve...

    İçinde, ailesinin kuzusu olduğu çocukluk günleri ile mutlu ve mesut bir biçimde yaşayacağını umduğu; geleceğine dair hülyalara dalacağı şehirler / eyaletler arasında hizmet veren bir otobüse atlayarak, yola koyulur da...

    Varır varmaz da bir otele yerleşen Joe, mevcut kaderine rıza göstermiş olan "ezik" bulaşıkçı Ralph'e; kente tepeden bakabildiği üst katlardaki odasının yerini işaretleyeceği, otelin kartpostallarından birini gönderir...

    Ardından da...

    Herkesin, bir aygır kadar güçlü kuvvetli Teksaslı bir kovboyu özlemle beklemekte olduğunu zannettiği, New York sokaklarındaki kalabalıkların arasına karışıverir...

    Ancak hali hazırda, kendisine ilgi göstererek hayran hayran bakan tek bir kadın dahi bulunmamaktadır ortalıkta...

    ***

    Çok geçmez...

    Varlıklı ve yaşlı bir kadına (Georgann Johnson) karşı cinsel sarkıntılık içeren bir teşebbüse yeltenen Joe, ilk girişiminde başarısız olur...

    İkinci nokta atışı denemesindeyse, orta yaşlı bir kadın olan Cass (Sylvia Miles) ile Park Avenue'deki lüks dairesinde yatmayı başarır...

    Ama bırak jigololuk ücreti olarak bir miktar parayı tahsil edebilmeyi; üstüne 20 doları, cüzdanından çıkartarak taksi parası olarak da verir Cass'a Joe...

    Yani şimdilik beklentileri karşılanamamıştır Joe'nun...

    ***

    Derken...

    Bir şeyler içerek gevşemek amacıyla kendini bir bara atan Joe tesadüfen, kılık kıyafeti ile elindeki şişkin cüzdanını dikkatlice süzen Enrico Salvatore "Ratso" Rizzo'nun (Dustin Hoffman) yanındaki tabureye oturur ve ona; Cass ile yaşadığı, başarısızlıkla sonuçlanan jigololuk deneyiminden söz eder...

    Bunun üzerine...

    Sokaklarda sürterek jigololuk yapılamayacağını ve mutlaka bir menajer bulması gerektiğini söyleyen, veremli bir İtalyan göçmeni olan Ratso; Amerika'nın gerçek yüzünden bihaber olduğunu çaktığı Joe'yu, New York'un hatta eyaletin en büyük pezevengi olduğunu iddia ettiği Bay O'Daniel (John McGiver) ile tanıştırmaya karar verir...

    Teksaslı bu genç avanağı yanıltmak gayesiyle, Chevy - Netherlands Hotel'de kaldığını belirten Ratso; bu hizmeti karşılığında, 20 dolarını alacaktır Joe'nun...

    Fakat o da nesi...

    Bu Bay O'Daniel, zır delinin biri çıkmasın mı...

    Dolandırıldığını anlayınca çılgına dönen Joe; yeniden tanıştıkları bara dönerek, 20 dolarını tokatlayan topal bücür Ratso'yu aramaya başlar...

    ***

    Neyse...

    Cepteki paralar da tamamen suyunu çekince, otelden de atılan Joe; eşcinsel bir erkek öğrenciye (Bob Balaban), "gecenin bir yarısı" açık hava sinemasında film izlerken seks hizmeti verse de, parası olmayan gençten bir metelik dahi alamaz...

    Hoşlanmadığı açıkça belli olan bu işi yaparken de Joe; sanki bir kadınla sevişiyormuş gibi gerçek dışı hayaller kurarak, teselli etmeye çalışır kendi kendini...

    ***

    Tam da her şey bitti tükendi diye düşünürken Joe, kendisine benzer bir tarzda beş parasız ve berduş bir yaşam sürdüren Ratso ile aniden bir kez daha karşı karşıya gelir...

    En azından Ratso'nun, gece gündüz sokaklarda sürten Joe'nun aksine; yıkım için kapatılmış bir binanın içinde, her ne kadar elektriği, suyu ve ısıtması olmasa da, kafasını sokabileceği bir odası bulunmaktadır ve Joe'yu da kendisiyle beraber kalmaya ikna etmeye çalışmaktadır...

    Hani zaten Joe'nun da, başkaca bir alternatifi de mevcut değildir...

    Dakika 53...

    Vizyona girdiği yıl, o günün okuldaki derslerini "gizlice" asmış bir lise öğrencisi olarak Ankara'nın Maltepe semtindeki, şu an yerinde yeller esen tarihi Gölbaşı Sineması'nda izlediğimiz, müzikleriyle de kulakların pasını silen filmin geride kalanında sizleri; (Jon Voight ile Dustin Hoffman'ın muhteşem bir kimyasal uyum içinde canlandırdıkları) hayatta kalma mücadelesi veren Joe ile Ratso'nun dostluklarının etrafında şekilleneceği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Muhammed Dalpalta
    Muhammed Dalpalta

    Takipçi 23 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Temmuz 2021 tarihinde eklendi
    Benim için eski bir sinemacılık anlayışı olduğundan filmin görüntü ve ses tasarımını beğenmedim. Rüya ve geçmiş sekansları göze batan türdendi. Bu yüzden yeterince etkilenmedim filmden. Filmin cesur olduğu konusunda şüpheye yer vermeyecek kadar sahne var. Senaryosuyla ve işleyişiyle kaliteli bir film olduğunu gösteriyor. Fakat Dustin Hoffman haricinde beğendiğim bir oyunculuk olmadı. İzlenmesi gereken bir film ama izledikten sonra yeterince vurucu olup olmadığı tartışılır.
    Şamil Ö.
    Şamil Ö.

    Takipçi 171 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Eylül 2015 tarihinde eklendi
    Film gayet güzel ve izlenilebilir. Sırf oscar'da en iyi film ödülünü almasından dolayı bile izlenmeli bence. Film döneminin zihniyetini çok iyi yansıtıyor, seyircisine verdiği birçok mesaj var ama bence değindiği asıl konu dostluk... En kötü insanlar bile dost olabilir, bende bu düşünceyi uyandırdı. Başrolde ki 2 erkek oyuncu da mükemmel performanslar çıkarmış. Özelikle Rizzo karekterini çok beğendim.
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    24 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    çekildiği döneme göre çok cesur bir film olduğu gerçek ama ben kendimi karakterlerin herhangi biriyle özdeşleştiremedim ve filmden fazla etkilenmedim.-bir kaç vurucu sahnesi dışında-
    Ayrıca filmin bizim için önemli bir yanı ana tema müziklerinden birinin yeşilçam tarafından araklanmış olması...
    gulden03
    gulden03

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    1 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    evet..adını duymama rağmen bir türlü seyredemediğim bir filmdi...seyir ettikten sonra film sonuna kadar aurasına aldı beni...arkadaşın dediği gibi hemen arkasından filme atıfta bulunan seınfeld bölümünü izledim...ama gülemedim maalesef..seınfeld ın o bölümü bile dram gıbı gelmişti bana...
    deckard76
    deckard76

    Takipçi 317 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Kasım 2009 tarihinde eklendi
    Amerikan rüyası diye yutturulan şeyin arsında aslında karanlık,sefalet,yalnızlık ve çaresizlik olduğunu haykıran unutulmaz muhteşem bir klasik.Senaryosu,kurgusu,görselliği ve Jon Voight ve Dustin Hoffmanın mükemmel oyunculuklarıyla daha da değerlenen bu müthiş filmi her sinemasever görmeli.9/10
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
    Mükemmel, olağanüstü gibi kelimeleri fazlasıyla hakeden, çekildiği dönemde değil bu dönemde bile ilgiyle izlenebilecek altın değerinde bir sinema efsanesi...Bu filme hayranım beni çok etkiledi, umarım sizlerde beğenirsiniz.Dustin Hoffman ve John Voight gibi iki büyük efsane aynı filmde etkileyici performanslar sergiliyorlar.
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    Sıradışı bir dostluk hikayesi.Gerçek, gürültülü, detaylı ve lirik.Dustin Hoffmanı kesinlikle izlemelisiniz, filmdeki performansı olağandışı.Jon Voight in de aşağı kaldığını söyleyemem.Kısacası izlenmesi gereken filmler arasında, neden mi ? Bir daha eşi benzeri olamayacağı için.
    nonself
    nonself

    Takipçi 27 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    21 Ekim 2008 tarihinde eklendi
    Roman uyarlaması olan Geceyarısı Kovboyu beklenen duyguyu izleyiciye tam olarak veremiyor diye düşünüyorum. Joenun (Jon Voight) karabasanı olan ve çocukluğu dahil uzun geçmişiyle ilgili sorununun ne olduğunu anlamak çok güç. Böyle olunca, güçlü psikolojik çözümlemeler de sunabilecek bu film; işi köpeklere peruk takmaya vardıran zengin sınıfın insanlıktan gittikçe uzaklaşıyor olmaları, hippi gençliğinin eroin ve seks bataklığında yüzüyor olmaları gibi bir kaç sosyal mesajın arasına sıkışıp kalıyor. Saf bir Texaslının doğudaki büyük şehirlerde çalışmadan para kazanma hayali, saf olmayan çaresiz, yoksul, büyük şehirin acımasızlığında ve vurdum duymazlığında kaybolmuş bir insanın florida hayaliyle birleşiyor. Bu noktadaki dramatizasyon eksik olsa da Dustin Hoffman Ratso rolüyle müthiş bir oyunculuk sunuyor.
    kadir503
    kadir503

    Takipçi 329 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
    - Fırsatlar Ülkesinde Dibe Vuran Hayatlar -Sinema tarihine baktığımızda farklı bir yerde duran bir yapım ?Midnight Cowboy?. Çekildiği dönemde daha önce değinilmemiş oldukça cüretkar bir şekilde konulara değinmesiyle farkını ortaya koymuştur. James Leo Herlihy'nin kitabından uyarlanan film, 7 daldaki Oscar adaylığından 3 dalda ödülün sahibi olmuştur.Dönemine göre filmin hikayesi en filmin bu kadar değerli olmasının bir nevi sebebi gibidir. Teksas'ta ufak bir kasabada bulaşıkçılık yapan Joe Buck, aynı zamanda bu kasabadan bu yaşına kadar hiç uzaklaşmamıştır, New York'a giderek tek düze olan hayatını daha iyi bir seviyeye çıkarmayı amaçlar. Tüm hayatı boyunca yaşadığı ve böyle giderse de yaşayacağı kasabadan ayrılarak geçmişini unutup, hayatında yepyeni bir sayfa açmayı amaçlayan Joe, içerisinde bulunduğu sistemden bıkmışlığını ve onun karşısında yer aldığını özellikle bulaşıkçı olarak çalıştığı lokantada geçen diyaloglarla anlarız. Görüldüğü üzere daha başından çok ciddi bir konuya değindiğini belli eden film; başlarda oldukça eğlenceli ve keyifli bir havada geçer. Bunda Joe'un küçüklüğünden beri içerisinde olmak istediği kovboy giysilerinin yanı sıra filmin unutulmaz ?Everybody Talkin? adlı parçanın da katkısı büyüktür. Ufak kasabasından çıkıp dünyanın en büyük metropollerinden biri olan New York'ta hayatını jigololuk yaparak, o ana dek bıktığı çalışma sisteminin dışında kolay yoldan kazanmak ister. New York'a daha ilk adımını attığında, şehir yaşamının dışından geldiğinin farkı ortaya çıkar, gerek giyinişi gerek konuşması gerekse önüne dahi bakmadan müzik dinleyerek caddeden yürüyüşüyle? Daha ilk jigololuk denemesinde avcıyken av olan Joe, girdiği bir barda tanıştığı dolandırıcı Ratso ile yaptığı anlaşma sonrası tekrar av durumuna düşer. Oldukça keyifli bir başlangıç yapan film, her geçen dakika umutsuz, karanlık bir havaya bürünür. Joe da bunun farkına varırken, özellikle girmek zorunda kaldığı eşcinsel ilişki sonrası da ?kaybeden? karakterimiz, daha önce kendisini kazıklayan kalpazan Ratso ile tekrar karşılaşır ve farklı film bambaşka bir dostluk öyküsüne bürünür. Belediye tarafından işaretlenmiş, içerisinde yaşanması yasaklanmış bir yıkıntı içinde yaşayan İtalyan göçmeni Ratso'nun evine yerleşen Joe başlarda Ratso'ya güvenmese de dostlukları her geçen gün perçinlenir. Yönetmen Schlesinger'in filmde zaman zaman yer verdiği ?flashback'li anlatım, karakterleri tanıma açısından büyük önem taşır. Karakterlerin geçmişini, hatıralarını rüyamsı bir şekilde izleriz. Bu geçmişler tamamen açık bir şekilde ekrana gelmez, tam olarak rüyamsı bir tablo çıkar ortaya. Bu rüyamsı anlatım sadece karakterlerin geçmişleri ile alakalı değil kurdukları hayaller ve amaçlarını dile getirmek için de kullanılmıştır. Veremli ve sakat olan Ratso ile metropol kovboyu Joe'nun yalnızlığı birbirini tamamlar niteliktedir. Biri kısa ve sivri zekayken, diğeri uzun, cahildir. İkisinin buluştukları nokta ise bu büyük şehirden ve sistemden nasibini almış olmalarıdır. Yaşam şartları iyice kötüye giden ikili, türlü düzenbazlıklarla hırsızlık yaparak hayatta kalma savaşı verirler. Baştaki eğlenceli atmosfer git gide karanlık, umutsuz ve iç burkucu bir havaya bürünür. Amerikan rüyasını gerçekleştirmeye çalışanlardan dibe vurmuş insanların portresini çizen film; Amerika'nın fırsatlar ülkesi olduğunu da ters çeviriyor böylece. 68 kuşağının karşı duruşunun en önemli örnekleri arasında sayılabilecek yapımlardan biri de ayrıca. Dünyadaki sınıf farklılığını, yer alan sistemin toplum üzerinde etkisini sert bir dille eleştiriyor. Özellikle üst sınıfın verdiği partilerden birine katılan ikilinin partideki halleri tüm filmi açıklar gibi. 50'li ve 60'lı yıllarda westernlerin Amerikan sinemasına hakim olduğu bir dönemin hemen sonunda, kovboyluğun popülaritesini kaybettiğini savunan film; özellikle John Wayne ile alakalı diyaloglar ile Joe'nun tüfeğiyle hiçbir hedefi tutturamayarak yaptığı atışlarla kaybeden bir kovboy görünümü de bir başka ayrıntı. Bunun yanında Ratso'nun İspanyolcada ?zengin? anlamına gelen ?Rizzo? kelimesini kendisine denmesini istemesi de çok manidar. Böylesine oya gibi işlenmiş filmde birçok unutulmaz sahne mevcut. Ratso'nun partiye giderken kir içindeki saçını taramak isterken tarağın saçından geçmemesi ve sonrasında Joe'nun ona güzel göründüğünü söylemesi ve soğuk bir kış gününde üzerlerinde kalın kıyafetleriyle kaldıkları yığıntının içinde dans etmeleri gibi birçok sahne unutulmayacak cinsten ama; bunların en önemlisi tamamen doğaçlama eseri olan cadde yürürken Ratso'ya neredeyse çarpan taksi sahnesidir.'Hey! Im walkin here! Im walkin here!' (Ratzo)Filmdeki oyunculukların filmi olan katkısı gerçekten çok büyük. John Voight'in kariyerindeki en büyük çıkışı yaptığı performanstır. Bunun yanında Ratso karakterini canlandıran Dustin Hoffman, filmden 2 yıl evvel ?The Graduate? gibi yine aykırı bir filmle çıkışa geçmiş ve Oscar adaylığı almıştır. Bu sefer tamamen zıt bir karakteri canlandıran Hoffman, muhteşem bir oyunculuk sergileyerek ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştı. Akademi filmin iki oyuncusuna Oscar adaylığı vermeyi ihmal etmese de ödülü filmde hakkında yorumlarda bulundukları John Wayne kapmıştı. Özellikle, yukarıda da bahsettiğim, taksi sahnesi tamamen bir doğaçlama eseridir. Filmde topal bir karakteri canlandıran Hoffman film boyunca ayağının içerisinde çakıl taşları koymuştur. Film boyunca gerek doğaçlama sahnesi gerekse içerisine büründüğü kılıkla gelmiş geçmiş en iyi metod oyuncularından biri olduğunu kanıtlamıştır. Bunun yanında tabii ki John Voight'un da mükemmel bir Joe Buck kompozisyonu kendisini unutturmamaktadır. Bunun yanında Akademi tarihindeki en kısa performansla adaylık alan Sylvia Miles da görülemeye değerdir. Sansür kurumu tarafından X rated alıp Oscar kazanan ilk filmdir ?Midnight Cowboy?. Dünyanın en büyük metropollerin birinde yalnızlığı, kaybedenlerin hayatını sunarken, gelir dağılımdaki eşitsizliğinden, sınıf farklılığına, yerde yatan adama bakılmayan şehirdeki yabancılaşmaya değin bir çok olguya değinir. Kısacası her yönüyle mükemmeliyete ulaşan Midnight Cowboy döneminin aykırı filmlerinden ve halen sinema tarihinin en iyileri arasındaki yerini koruyor. Keyifli başlayıp, git gide umutsuzlaşan film daha önce rastlamadığımız bir arkadaşlık öyküsüyle özellikle finalde gözleri doldurmayı ihmal etmiyor. - Midnight Cowboy {Geceyarısı Kovboyu} / John Schlesinger (1969) -
    desparados5
    desparados5

    20 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    19 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    bu filmi dün akşam çok büyük bir beklentiyle izledim ama hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.dustin hoffman çok büyük bir oyuncu bu filmdede çok iyi bir oyunculuk sergilemiş ama filmi sıkıcı buldum.yinede hooman ın performansını görmek için izlenmeli 10/7
    ozangurkanpeltek
    ozangurkanpeltek

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Mart 2007 tarihinde eklendi
    izlenmesi gereken bir film ...
    dustin hoffmanın o mükemmele yakın oyunculuğu bu filmi bir başyapıt yapmış...
    jest mimiklere hiç bir filmde olmadığı kadar önem verilmiş gibi...
    lukasm
    lukasm

    Takipçi 101 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
    Bloody Sunday, Marathon Man filmlerinden tanıdıgım yönetmen Schlesinger bu filmi seyrettigim diger filmlerinden daha eglenceli daha keyif verici.Kentin toplumsal sorunlarına keskin gözlemleriyle bakış atan senaryosuyla dibe vurmuşların dünyasına hüzünle karışık mizah çalışmasıyla, unutulmaz sahneler oluşturmuş. Jon Voight, Dustin Hoffman üstün oyunculıklarıyla göz dolduruyorlar.Kısa rolüyle Sylvia Miles çok başarılı(yardıncı oyuncu oscarına aday gösterilen en kısa performans (6) (dakika)
    Rebelheart
    Rebelheart

    Takipçi 68 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Kasım 2005 tarihinde eklendi
    Senaryo’nun işlenişi,kurgulanışı iyi,anlatılan olaylarda oyuncuların gösterdiği performans gayet güzel,fakat gereksiz sahnelerin olduğu ve bazı pozisyonların kamera açısından gösterilişi oldukça sıradan,kısacası senaryo açısından mükemmel fakat yönlendirilme bakımından zayıf kalmış bir film 10/8
    erhan-cif
    erhan-cif

    11 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Ekim 2005 tarihinde eklendi
    İşte bir Dustin Hoffman klasiği daha! Dustin Hoffman yine döktürüyor bu filmde. Aslında konu olarak bize yakın bir havası var. Taşradan gelen ve ünlü olmak isteyen bir gençle(Voight-Angelina Jolie'nin babasıdır ayrıca) yaşamı boyunca bir yere gelememiş fakat uyanık bir kentlinin (Hoffman) arkadaşlık öyküsü... Filmin sonundaki otobüs sahnesi oldukça duygusal.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top