Senaryosunu, James Leo Herlihy'ın aynı isimli romanından (1965) uyarlayarak Waldo Salt'ın yazdığı ve yönetmen koltuğunda da John Schlesinger'in oturduğu “Midnight Cowboy”; 1994 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli" kabul edilerek, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Film Arşivi'nde korunmak üzere seçilmiş şahane bir "sinema klasiği" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 3.2 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek brüt 44.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılmış olan; 3 Academy, 6 BAFTA ve 1 Golden Globe ödüllü bu dramaya biraz daha yakından bakalım...
***
Bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışmaktayken işini bırakan genç Teksaslı Joe Buck (Jon Voight); veda ettiği bulaşıkçı arkadaşı Ralph'e (George Eppersen) açıkladığına göre, ülkenin doğusundaki (taşı toprağı altın İstanbul misali) finans merkezi New York'a giderek jigololuk yapmayı ve artık hayatını böyle kazanmayı planlamaktadır...
Ve...
İçinde, ailesinin kuzusu olduğu çocukluk günleri ile mutlu ve mesut bir biçimde yaşayacağını umduğu; geleceğine dair hülyalara dalacağı şehirler / eyaletler arasında hizmet veren bir otobüse atlayarak, yola koyulur da...
Varır varmaz da bir otele yerleşen Joe, mevcut kaderine rıza göstermiş olan "ezik" bulaşıkçı Ralph'e; kente tepeden bakabildiği üst katlardaki odasının yerini işaretleyeceği, otelin kartpostallarından birini gönderir...
Ardından da...
Herkesin, bir aygır kadar güçlü kuvvetli Teksaslı bir kovboyu özlemle beklemekte olduğunu zannettiği, New York sokaklarındaki kalabalıkların arasına karışıverir...
Ancak hali hazırda, kendisine ilgi göstererek hayran hayran bakan tek bir kadın dahi bulunmamaktadır ortalıkta...
***
Çok geçmez...
Varlıklı ve yaşlı bir kadına (Georgann Johnson) karşı cinsel sarkıntılık içeren bir teşebbüse yeltenen Joe, ilk girişiminde başarısız olur...
İkinci nokta atışı denemesindeyse, orta yaşlı bir kadın olan Cass (Sylvia Miles) ile Park Avenue'deki lüks dairesinde yatmayı başarır...
Ama bırak jigololuk ücreti olarak bir miktar parayı tahsil edebilmeyi; üstüne 20 doları, cüzdanından çıkartarak taksi parası olarak da verir Cass'a Joe...
Yani şimdilik beklentileri karşılanamamıştır Joe'nun...
***
Derken...
Bir şeyler içerek gevşemek amacıyla kendini bir bara atan Joe tesadüfen, kılık kıyafeti ile elindeki şişkin cüzdanını dikkatlice süzen Enrico Salvatore "Ratso" Rizzo'nun (Dustin Hoffman) yanındaki tabureye oturur ve ona; Cass ile yaşadığı, başarısızlıkla sonuçlanan jigololuk deneyiminden söz eder...
Bunun üzerine...
Sokaklarda sürterek jigololuk yapılamayacağını ve mutlaka bir menajer bulması gerektiğini söyleyen, veremli bir İtalyan göçmeni olan Ratso; Amerika'nın gerçek yüzünden bihaber olduğunu çaktığı Joe'yu, New York'un hatta eyaletin en büyük pezevengi olduğunu iddia ettiği Bay O'Daniel (John McGiver) ile tanıştırmaya karar verir...
Teksaslı bu genç avanağı yanıltmak gayesiyle, Chevy - Netherlands Hotel'de kaldığını belirten Ratso; bu hizmeti karşılığında, 20 dolarını alacaktır Joe'nun...
Fakat o da nesi...
Bu Bay O'Daniel, zır delinin biri çıkmasın mı...
Dolandırıldığını anlayınca çılgına dönen Joe; yeniden tanıştıkları bara dönerek, 20 dolarını tokatlayan topal bücür Ratso'yu aramaya başlar...
***
Neyse...
Cepteki paralar da tamamen suyunu çekince, otelden de atılan Joe; eşcinsel bir erkek öğrenciye (Bob Balaban), "gecenin bir yarısı" açık hava sinemasında film izlerken seks hizmeti verse de, parası olmayan gençten bir metelik dahi alamaz...
Hoşlanmadığı açıkça belli olan bu işi yaparken de Joe; sanki bir kadınla sevişiyormuş gibi gerçek dışı hayaller kurarak, teselli etmeye çalışır kendi kendini...
***
Tam da her şey bitti tükendi diye düşünürken Joe, kendisine benzer bir tarzda beş parasız ve berduş bir yaşam sürdüren Ratso ile aniden bir kez daha karşı karşıya gelir...
En azından Ratso'nun, gece gündüz sokaklarda sürten Joe'nun aksine; yıkım için kapatılmış bir binanın içinde, her ne kadar elektriği, suyu ve ısıtması olmasa da, kafasını sokabileceği bir odası bulunmaktadır ve Joe'yu da kendisiyle beraber kalmaya ikna etmeye çalışmaktadır...
Hani zaten Joe'nun da, başkaca bir alternatifi de mevcut değildir...
Dakika 53...
Vizyona girdiği yıl, o günün okuldaki derslerini "gizlice" asmış bir lise öğrencisi olarak Ankara'nın Maltepe semtindeki, şu an yerinde yeller esen tarihi Gölbaşı Sineması'nda izlediğimiz, müzikleriyle de kulakların pasını silen filmin geride kalanında sizleri; (Jon Voight ile Dustin Hoffman'ın muhteşem bir kimyasal uyum içinde canlandırdıkları) hayatta kalma mücadelesi veren Joe ile Ratso'nun dostluklarının etrafında şekilleneceği, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,