Senaryosunu da, kendi hikayesinden Michael Robert Johnson ile birlikte uyarlayarak yazan Duncan Jones'un yönetmen koltuğunda oturduğu “Mute”; gizemini son anına kadar koruyan, "neo - noir" tarzda kurgulanmış bir bilim kurgu gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, ustalıkla kullanılan yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle makyaj uygulamalarına ilaveten, özellikle de zorluk derecesi yüksek sahnelerinde koordinatörlüklerini Volkhart Buff ve Joshua Grothe'un üstlendikleri; dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve her nedense de, özellikle de yurtdışındaki eleştirmenlerce olumsuz eleştiri bombardımanına tutulmuş olan bu Netflix filme biraz daha yakından bakalım...
***
Yüzüyor olması esnasında geçirdiği bir deniz kazasında, içinde ikisi kadın birisi erkek üç kişinin (Eugen Bauder, Livia Matthes ve Jarah Maria Anders) bulunduğu bir teknenin takıldığı pervanesince, boğaz bölgesindeki iç dokuları parçalanan küçük Leo (Levi Eisenblätter); kız kardeşi Sybille'ın da (Rosie Shaw) gözleri önünde, (kökten dinci Hıristiyan mezhebi) Amish geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan annesinin (Caroline Peters), kaldırıldığı hastanedeki doktor (Laura de Boer) ve asistanınca (Grégoire Gros) yapılacak tıbbi müdahaleye izin vermemesi neticesinde konuşma yeteneğini yitirmiştir...
***
- 30 Sene Sonra -
2035 yılındayız ve Leo (Alexander Skarsgård), kendisine "gözlerimin karası" şeklinde hitap edip bir de cep telefonu hediye etmiş olan sevgilisi Naadirah (Seyneb Saleh) ile yemek yemektedir...
Ki, Berlin'deki bir striptiz kulübünde; meramını elindeki küçük bir not defterine kara kalem çiziktirerek ifade eden Leo barmenlik yaparken, garson olan Naadirah'ta içkileri, Fransız'ından İngiliz'ine, Rus'undan Amerikalı 'sına kadar değişik millet ve askerinden gizli polisine, iş insanından kalpazanına farklı mesleklerden oluşan müşterilere servis etmektedir...
Elbette Naadirah'a askıntı olan müşterilerden, yeraltındaki illegal işlerde beraber olduğu arkadaşı Rob'a (Robert Kazinsky) güvenen Stu (Noel Clarke) gibileri de; güçlü kuvvetli Leo tarafından boynundan tutularak kapının önüne konulmakta...
Ve...
Aslında biraz bekleseydi, zaten kulüp güvenliğince (Alexander Parsch - Vitali Skrobot) gerçekleştirilecek eylemi; kendisinin yerine getirmiş olması nedeniyle Rhonna'nın (Nikki Lamborn), neredeyse kulağından tutarak makam odasına yönlendirdiği Leo, disiplini elden bırakmaya niyeti olmayan patronu Maksim'ce (Gilbert Owuor) ciddi anlamda azarlanarak uyarılmaktadır...
Tekrarı halinde kovulması da, iş den bile değildir...
***
Geceyi...
Sokağın bir diğer ucundaki atölyesinde, elleriyle kendileri için hazırladığı ağaçtan oyma nadide bacaklara sahip olan ahşap karyolayı; Naadirah'a da gösteren Leo'nun evinde geçirirler...
Sabah uyandıklarında, Naadirah çoktan gitmiştir bile...
***
Derken...
Birden kendimizi, Berlin'deki yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Maksim'in mafyasından Gunther (Ulf Nadrowski) ve Akim'in (Andrzej Blumenfeld) yaralı arkadaşlarının (Michael Behrens), ayağındaki beş adet 38'lik tabanca mermisini birden çıkartarak temizleyen; Amerikalı cerrahlar Kaktüs Bill (Paul Rudd) ve Duck'ın (Justin Theroux), gizli ameliyathanelerinde buluruz ve bu iki cerrahtan asker kaçağı olan Kaktüs'ün, Maksim'in yardımıyla Almanya'dan ayrılmak istediğini de öğreniriz...
***
Ertesi gün...
Kahvaltı yapılan küçük bir restoranda tesadüfen karşılaşan Kaktüs ile Leo'dan Kaktüs Leo'ya; geçen gece kulüpteki, kendisi ve küçük kızı Josie'nin (Mia-Sophie Bastin - Lea-Marie Bastin) Almanya'dan çıkış bileti olan iki İngiliz müşteriye yaptıklarını, bir daha tekrarlamamasını öğütler...
Öğütler, öğütlemesine de...
Yeniden gelerek, sinirlerini bozan alaycı bir tavırla; içki isteyip Naadirah'ın yerini sorarak kendisini tahrik eden mekanın daimi müşterilerinden Rob ile Stu'ya, barın arkasından aniden zıplayarak dalınca Leo, bu kez affedilmeyerek kovulur...
***
Bu arada, Naadirah'ın eşcinsel ev arkadaşı Luba'nın da (Robert Sheehan) kulüpte söylediği gibi Naadirah ortalıklarda yoktur ve hatta Leo'nun; cep telefonuyla gönderdiği "Neredesin?" şeklindeki mesajlara, dönüş de yapmamaktadır...
Endişeye kapılan Leo; Naadirah'ı aramak üzere kendini, Berlin sokaklarına atar ve öncelikle de, bir randevu evinde erkek fahişe olarak çalışan Luba'nın peşine takılır...
Ama herhangi bir bilgiye ulaşamadığı gibi, Gunther ve Akim tarafından zor kullanılmak suretiyle dışarıya da çıkartılır...
***
Bozguna uğramış bir biçimde evine dönen Leo, tam umutsuzluğa kapılmışken cep telefonuna Naadirah'ın telefonundan gönderilen; "Beni özledin mi? Hackers' Hall'dayım" yazan bir mesaj gelir...
Dakika 40...
Aksiyon dozunun giderek yükseleceği, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sıkılmadan izleyeceklerini umduğumuz ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 86 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,