HİÇ TARTIŞMASIZ SİNEMA TARİHİNİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK FİLMİ BU BAŞYAPITI YAZMAYA KALKSAK 3000 SAYFALIK KİTAP ÇIKAR BU FİLME DÜNYA ÜZERİNDE VERİLEBİLECEK BİR PUAN YOK
mario puzo'nun yazdığı 544 sayfalık kitabın üçlemesi olan bir başyapıt italyan mafya ailesini
anlatan kitap ve ondan uyarlanan üçleme dünya sinema tarihinde bir kült bundan binlerce yıl sonra bu zamanların mitolojisi gibi bir şeyi olacak bir eser. bu film hakkinda söylenecek söz bulunamamaktadır bence sinema tarihinin en iyi” filmi olan the godfather/baba’yı (1972) izleyin izlettirin
sinema tarihinin kült filmlerinden , kendi türü içinde henüz üstüne çıkan başka bir film çekilmedi çekilemezde sanırım 100 yıl geçsede daha iyisinin yapılabileceğine ihtimal vermediğim bir sinema şaheseri. hem film hem de belgesel tadında özellikle efsane oyuncu marlon brando nun her repliğinde , ayağa kalkıp ceketinin düğmelerini ilikleyesi geliyor insanın.
hele o ses tonu karşısında babaa hele elini ver öpeyim öl de ölelim, öldür de öldürelim diyesi geliyor insanın efsane ne kadar anlatsam az gelir marlon brando'nun (don vito corleone) oyunculuğu karşısında insan kendinden geçiyor, bu denli gerçekçi mi oynar insan, yaşam bir sanatçının ruhuna, başka bir yabancının ruhu olarak nasıl akar böylesine, şaşırıyorum, bir kez daha şaşırıyorum ve marlon brando'nun o eşsiz varoluşuna en derin saygılarımı gönderiyorum nur içinde yat büyük usta
muazzam ötesi bir film.filmin aksettirdiği güç, acımasızlık, ihtiras ve sadakat temalarına daha bir çok erkeksi iç güdü eklenebilir. baba güçlüdür, aileyi ayakta tutar. film babanın gücünün ne oldugunu daha ilk sahnede yardım dilenen bir adamla seyriciye aktarır. düğün törenindeki asil duruş misafir portfoyu ve babaya gösterilen teveccüh bu gücü perçinler. aslına bakarsanız babanın kabul odası bile bunu anlatmaya yetmektedir. bu gücün devamı için bağlılık ve acımasızlık gerek şart öğelerdir. bağlılığına güven duyulmayan kişi ölmelidir o kadar acımasız bir karardır ki bu kardeş için bile delinemez. ihtiraslarla yakalanan bu büyük gücün temelinde esasen bunun gibi katı kurallar yatar. fredo tek kurşunla denizin dibine gönderilir
DEFALARCA İZLEDİĞİM FİLMİN KİTABINI İKİ KEZ BİTİRDİM
size reddedemeyeceğiniz bir teklif sunacağım
tahmin edeceğiniz gibi bu söz, efsane yönetmen stanley kubrick’in tabiriyle tarihin en kült filmi “the godfather” (baba) filminin ünlü repliği
new york’ta yaşayan güçlü bir italyan mafya ailesinin ıı. dünya savaşı arifesinde hikayesini anlatan, başrollerini marlon brando (don vito corleone), al pacino (michael corleone), robert duvall (tom hagen) ve diane keaton (kay adams)’un paylaştığı film, mario puzo’nun yazdığı, balzac’ın “her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir sözleriyle başlayan, aynı adlı romandan francis ford coppola tarafından sinemaya uyarlanmıştır.
üçlemenin ilk bölümü olan bu film, gösterime girmesiyle çok büyük ilgi görmüş, en iyi film, en iyi erkek oyuncu (marlon brando) ve en iyi uyarlama senaryo (francis ford coppola, mario puzo) dallarında oscar ödülü kazanmıştır. ne var ki brando, kendisine verilen en iyi erkek oyuncu oscar ödülü’nü abd’nin, özellikle hollywood’un kızılderililere karşı uyguladığı ayrımcılığı gerekçe göstererek reddetmiştir. üçlemenin diğer bölümleri de ilk filmin temasından kopmadan çekilmiş ve ilk bölümün gölgesinde kalmamayı başarmışlardır. özellikle ikinci bölümde don vito corleone’nin gençliğini canlandıran robert de niro’nun gösterdiği performans takdire şayandır.
“ı believe in america” (ben amerika’ya inanıyorum) cümlesi ile başlayan film, don vito corleone’nin başında olduğu corleone ailesi’nin new york’un yeraltı işlerini yöneten diğer dört aileyle olan iktidar mücadelesini konu almaktadır. bir gün eroin üretimi ve dağıtımı yapan türk lakaplı sollozzo’nun şehre gelmesiyle aileler arasında büyük bir savaş başlar ve ıı. dünya savaşı’ndan kahraman olarak dönen ailenin en küçük oğlu michael, aile işleriyle ilgilenmek istememesine rağmen büyük abisi sonny”nin öldürülmesiyle hikayenin merkezine yerleşmek zorunda kalır.
Güç iktidar acımasızlık ihtiras, içgüdü ve sadakat gibi birçok erkeksi tema, senaryonun içine ustalıkla serpiştirilmiştir. büyük gücün temelinde de katı ve acımasız kurallar yatar. bu yönüyle don vito corleone, gerçek olamayacak kadar derin duygular yaratır izleyende.
filmi mafyanın yaptırdığı, yapımcı şirketin oyuncuları beğenmeyip yönetmenden çekimler başlamadan oyuncu değişikliğine gitmesini istediği, filmin yönetmenliğinin sergio leone”ye teklif edildiği, onun reddetmesiyle coppola’ya verildiği gibi söylentiler filmde ülkenin önde gelen mafya aileleri toplantıya çağrılırken chicago mafyası’nın çağrılmamasının al capone’a yapılan bir gönderme olduğu şeklindeki değerlendirmeler baba”nın manevi oğlu johnny fontane’in mafyayla bağlantıları bilinen frank sinatra’yı canlandırdığı, serinin son filminde michael’ın kızı mary olarak karşımıza çıkan francis ford coppola’nın kızı sofia coppola’nın ilk filmin final sahnesinde vaftiz edilen bebek olduğu, portakal yiyen, satın alan ya da bir yönüyle portakala bağlanan her türlü sahnenin felaketle sonuçlandığı yönünde ayrıntılar saymakla bitmez. tüm bunların yanında filmin o çok bilinen fon müziği, zaten kendi tarzının zirvesidir.
tabiiyeti göstermek için öpülen altın yüzükler, pahalı hediyeler, kutlamaların vazgeçilmezi düğün pastaları, şaraplar, racona uygun cilalı ayakkabılar, briyantinli saçlar, fraklar, jilet gibi takım elbiseler, dinsel bağlılık göstergesi vaftiz sahneleri, kilise mumları, parlak tabutlar, latince dualar, popülarite simgesi her daim patlayan flaşlar portakal meyvesi, kabuğu, ağacı gibi imgesel göndermeler gibi bir çok ayrıntı, kendinden sonraki filmlere ilham kaynağı olmuştur.
bütün bunların yanı sıra dostlarına yakın ol ama düşmanlarına daha da yakın ol intikam, soğuk yenildiğinde daha lezzetli olan bir yemektir finans bir silahtır politika tetiği ne zaman çekeceğine karar vermektir ailesiyle vakit geçirmeyen biri asla gerçek bir erkek olamaz ve en bilineni ona reddedemeyeceği bir teklif sunacağım gibi replikleri, filmin sınırlarını çoktan aşmış, toplumsal hafızamıza kazınmıştır.