Lost HighwayYönetmen : David LynchÜnlü Yönetmen Lynch insan beynini linç eden yapımlara imza atmayı seviyor şüphesiz ki bu filmde onlardan biri? söz konusu bu yönetmen olunca filmin her karesinde mantık arıyor insan, en azından kendi adıma. Hal böyle olunca da filmi birkaç kez izlemek,geri sarmak,durdurup kağıda kaleme sarılmak farz oluyor.Dünden beri beynimi kemiren film için herkesin olduğu gibi benim de kendime göre analizlerim var,zaten Lynch'in imzası olan hiçbir film için kesin yargıya varamayız,istediği de bu değil mi zaten ? :)Dikkat!!! Yüksek miktarda ?spoiler- içerir? :)Kısaca filmin konusu şöyle;müzisyen olan Fred Madison (Bill Pullman), Renee (Patricia Arquette) ?nin geçmişinden habersiz onunla evlenmiştir. Renee'nin güzelliği ve Fred'in iktidarsızlığı Fred'i önce aşırı şüpheci biri yapacak sonrasında ise iş halüsinasyonlara ve en uç noktaya yani şizofreniye kadar gidecektir.Gelelim analizlere;ikilinin arasındaki soğukluk,kırılganlık filmin başından itibaren hissedilir düzeyde. Fred'in evinin önüne hergün bırakılan kasetleri sırasıyla izlediğimizde adım adım evin dışından içeriye doğru girdiğini görürüz. İlk gün gelen kasette sadece evin dışını görürken,ikinci gün gelen kasette evin içine hatta yatak odalarına kadar giriyoruz. Ve bomba gibi gelen son kasette de Fred'in cinnet görüntüleri yer alıyordu. Adım adım gelen bu kasetler bana göre Fred'in adım adım cinnete yaklaşması. Kasetler Fred'in beyninin içindeki sıkışmışlığın sırasıyla dışavurumu olarak kullanılan objelerden başka bir şey değil. Kısaca aslında ortada kaset falan yok.Fred bir cinnet anında eşini öldürür fakat bunu hatırlamamaktadır, hapishanede yediği yumruğa kadar tabi? hatırladığı her kare baş ağrılarına ve uykusuzluğa sebep olacak ki kişilik bölünmesinin en belirgin belirtileri arasında yer alır sırasıyla hepsi. Derken Fred ikinci kimliğini Pete (Balthazar Gett) vasıtasıyla çıkarır ortaya. Yapamadıklarını Pete aracılığıyla yapacaktır artık. Filmin bundan sonrasında Pete karakterini tanımaya başlıyoruz. Pete işinin ehli bir tamirci,hatta Mr.Eddy'nin yani Dick Laurent'ın bir numaralı tamircisi.(Fred neden ikinci kimliğini başka bir şey değil de tamirci olarak oluşturma gereği duydu diye düşündüm, başka fikri olan var mı bilmiyorum ama aklıma şu geldi:zengin adamlar arabalarına düşkün olurlar ve Dick'le kontakt kurmanın en temiz yolu buydu belki de,sizce? ) Mr.Eddy yani Dick,porno film yapımcısıdır ve bir numaralı yıldızı,gözbebeği Alice/Renee'dir şüphesiz. Alice ve Pete arasında yakınlaşma olacak ve Fred iktidarsızlığı sebebiyle Renee'ye sahip olamamanın acısını Pete aracılığıyla Alice'den fazlasıyla çıkaracaktır :) Renee, Fred'e açıklamadığı geçmişini Alice kimliğiyle Pete'e açıklıyor (aslında Fred'e açıklıyor),bu da daha fazla kıskançlık ve intikam demek oluyor. Fred,Renee'den öğrenemediği tüm geçmişini Pete kimliğiyle Alice'den öğreniyor. Filmin sonlarında çölde sevişirlerken Pete'in Alice'e söylediği ?Seni istiyorum.? Cümlesine karşılık Alice'den aldığı ?Bana asla sahip olamayacaksın? cevabı bardağı taşıran son damla oluyor ve Pete yeniden Fred'e dönüşüyor.(kişi diğer kimliğiyle haz aldığı müddetçe ana kimliğine dönmezmiş,bu sahneyle bunu daha iyi anlıyoruz.Pete'in istediğini duyamaması yeniden Fred'e dönüşmesine sebep oluyor.) Ve sıra Fred olarak hiç tanımadığı ama Pete olarak kim olduğunu öğrendiği Dick'i öldürmeye geliyor. Filmin başından beri tipiyle bizi geren gizemli adamımız (Robert Blake),Dick'i öldürdükten sonra elindeki tabancasının bir sonraki görüntüde Fred'in elinde oluşu aslında gizemli adamın Fred'in bilinçaltından başka bir şey olmadığının kanıtı burada. Bilinçaltının silüete bürünmüş hali bir nevi. Ve filmin son sahnesi;Fred'in polisten kaçarken arabanın içinde yüzünün şekilden şekle girmesi elektrikli sandalyede idam edildiğini ifade ediyor ve filmimiz başladığı şekilde bitiyor.Oyuncu performansları tek kelimeyle harika,üstelik Lynch'in ne yapmaya çalıştığını anlamadan rollerine adapte oldukları düşünülürse takdire şayan. Zihnimi yoran ender filmlerdendi,beynini bulandırmak isteyen varsa buyursun gelsin :)