Hesabım
    Apt Pupil
    Ortalama puan
    3,7
    42 Puanlama
    Apt Pupil hakkında görüşlerin ?

    11 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    5 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    8 Ocak 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Stephen King'in aynı isimli kısa hikayesinden (1982) uyarlayarak Brandon Boyce'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Bryan Singer'ın oturmakta olduğu “Apt Pupil”; bir psikolojik gerilim olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 14 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek; 9 Eylül 1998 tarihindeki dünya prömiyeri Venedik Film Festivali'nde yapılan ve ne yazık ki, brüt 8.9 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan bu Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - 1984, Güney Kaliforniya -

    Nazi Almanya'sı ve İkinci Dünya Savaşı dönemindeki "Soykırım (Holocaust)" hususlarının işlendiği ve Todd Bowden'ın (Brad Renfro) yazılısından yüksek puanlar aldığı derste Sosyoloji Öğretmeni (Mickey Cottrell):

    "Bu soru halen cevap bekliyor: Olay ekonomik mi, sosyal mı yoksa kültürel miydi? Yoksa insan doğası gereği miydi? Niçin bazıları bir şeyler yaparken diğerleri hiçbir şey yapmıyorlardı?" derken...

    Kara tahtada da, en büyük yok edilme oranlarını; Yahudiler, Polonyalılar ve Ukraynalılar paylaşırlarken, homoseksüeller, suçlular, çingeneler ve Belarusluların da yer aldıkları soykırım mağdurlarının listelendiği bir daire bulunmaktaydı...

    Dersin bitiminde öğretmen sözlerini, "Konuya ilgi duyanlar, kütüphaneden yararlanabilirler..." şeklinde tamamlayacaktır...

    Ki söz konusu o dönemi, neredeyse bir takıntı haline getirmiş olan tarih meraklıların başında da; 16 yaşındaki lise öğrencisi Todd gelecektir...

    ***

    Titizlikle sürdürdüğü kütüphanedeki araştırmalarını tamamladığı soğuk ve yağmurlu kış akşamında, belediye otobüsüne atlayarak evine dönmekte olan Todd'un dikkatini; aynı otobüse binerek şemsiyesini itinayla katlayarak arkadaki koltuklardan birine oturan, yaşlı komşuları Arthur Denker (Ian McKellen) çekecektir...

    ***

    - Bir Ay Sonra -

    Yine okul çıkışında, yakın arkadaşlarından Joey (Joshua Jackson); Becky Trask'ın (Heather McComb) kendisinden hoşlandığını söylerken Todd'a, trigonometri notlarını istemeyi de ihmal etmeyecektir...

    Bisikletine atlayan Todd, doğrudan evine gitmek yerine; bahçesine bırakılmış günlük gazeteyi de eline almak suretiyle, Arthur Denker'in kapısına dayanarak zili çalacak ve nihayetinde de kapıyı açtıracaktır...

    Ancak Denker; kendisiyle konuşmak isteyen bu genç delikanlıyla, çok da muhatap olmak niyetinde değildir...

    Hatta Todd:

    "Bergen-Belsen Ocak-Haziran 1943, Auschwitz Haziran 43-Haziran 44... Sonra Patin'e gittiniz... Ardından da kayboldunuz... Ama 1965'te, Batı Berlin'de izinize rastlandı..." dese...

    Ve..

    Denker:

    "Dinle evlat, bu oyuna zamanım yok... Polis çağırmadan git buradan..." biçiminde karşılık verse de...

    "Çağırın... Eminim çok mutlu olacaklardır..." diyen Todd, ısrarını sürdürmekte kararlıdır...

    ***

    Nihayetinde kazanan taraf Todd olur ve gerçek ismi Kurt Dussander olan yaşlı komşu, kendisini içeriye almak zorunda kalır...

    Anlattığına göre Todd, Dussander'in Nazi kimliğini; kırk yıl önceki fotoğraflarıyla kendi çektiği fotoğraflar ve posta kutusundan aldığı parmak izleriyle İsraillilerin arananlar listesindeki parmak izi kopyalarıyla eşleştirmek suretiyle tespit etmiştir...

    Dussander başlangıçta, inkara yeltenip yeniden polisi aramak amacıyla telefona sarılsa da; Todd'a teslim olması, çok da uzun sürmeyecektir...

    Zaten Todd'un Dussander'den talep ettiği tek şey de; okulda kendilerine okutulmayan tarihi gerçekleri, bizzat onun ağzından duymaktır o kadar...

    ***

    - Bir Ay Sonra -

    An itibarıyla Dussander, gaz odalarındaki; gece uykusunda rüyalarına da girecek olan, korkunç infaz sahnelerini sıralamaktadır Todd'a...

    ***

    Ertesi sabah...

    Todd'u uyandıran annesi Monica (Ann Dowd), sıklıkla evine gittiği Bay Denker'la tanışmak istediklerini söyleyerek; eski bir savaş suçlusu olduğunu bilmedikleri Dussander'i, yemeğe davet ettirir oğluna...

    Böylelikle de...

    Monica'nın yanı sıra Todd'un babası Richard "Dick" Bowden (Bruce Davison), büyükbabası Victor Bowden (James Karen) ve babaannesi Agnes Bowden (Marjorie Lovett) ile tanışmış olan Dussander; ABD'li Arthur Denker adı altında deneyimlediği, uydurma yaşam öykülerini paylaşır onlarla...

    Hem de Todd'un şaşkın bakışları arasında...

    Ama olsun...

    Yemek masasında sözü edilenlerin hiçbiri, esasen umurunda değildi Todd'un...

    Onun için önemli olan, Nazi toplama kampı komutanı olarak kendisine anlattıklarıdır alkol ve sigara bağımlısı Dussander'in...

    Fakat artık ondan dinlediği infaz hikayeleri, Todd'un sadece rüyalarına girmekle yetinmek yerine; okuldaki basketbol antrenmanı sonrasındaki duşlarda olduğu gibi, günlük hayatına da yansımaya başlamıştır...

    Üstelik de, dersleri ile arkadaşlarını da iyice boşlamışken...

    ***

    Yalnızca hafta içindeki günlerde Dussander ile birlikte takılan Todd, bir istisna yaparak; elindeki güzelce ambalajlanmış bir hediye paketiyle, Cumartesi günü de Dussander'in ziyaretine gider...

    Dussander ile Todd'un samimiyetleri, o kadar ilerlemiştir ki; Todd Dussander'in evine, kendisine verilen yedek anahtarı kullanarak girebilmektedir...

    Hediyeye gelince...

    O, Todd'un Dussander'i giymeye zorlayacağı; çizmesinden şapkasına kadar tam takım, bir SS subayı üniformasıdır...

    Dakika 31...

    Fırsat bulup da bugüne kadar henüz izleyememiş olan sinemasever dostlarımızı, filmin geride kalanında; başta finali olmak üzere pek çok ters köşe sürprizi bünyesinde barındıran, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    ygemici
    ygemici

    Takipçi 75 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    19 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    olumlu yorumlara aldanıp filmi izledim.hayatımdan 1saat 50 dk uçup gitti. spoiler: konusu itibariyle psikolojik gerilim denilmiş ama birbirlerine yalanlar söyleyip şantajla istediklerini elde etmeye çalışan 2 kişi var.aralarında geçen diyaloglar bana göre ne gerilim ne de farkındalık oluşturacak bir psikolojiyi yansıtıyor.
    özünde de işlediği konu beni çok çekmedi.gene de yorum yapabilmek için zar zor da olsa filmi bitirmiş buluyorum.benim gibi kaliteli yapımlar arıyorsanız uzak durmanızı tavsiye ederim.
    deckard76
    deckard76

    Takipçi 317 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    1 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    Özellikle Olağan şüpheliler ve X- Men serilerindeki başarısı ile takdirimizi toplayan Bryan Singer'in pek bilnmeyen ama dikkat çekici bir psikolojik gerilim.Yönetmenin daha sonra X- Men serilerinde çalıştığı Ian Mckellen ve genci oynayan Brad Renfro'nun başarılı performanslarından güç alan film psikolojik çatışmayı çok iyi yansıtıyor.20. yy. ın en büyük kötülüklerinden birini simgeleyen yaşlı adamla ilişkiye giren genç cehennemin kapısını bilmeyerek açarak kötülüğün kaynağına,şeytanın kucağına düşüyor.8 MM. filmindeki unutulmaz ( Şeytanla dans edersen şeytan değişmez.Sen değişirsin)etkileyici bir şekilde doğrulandığı bir film.Özellikle ihtiyarın kimliğinin deşifre olduğu hastane sahnesi unutulmaz.Rastlarsınız İzlemeye çalışın.
    l-i-l-a-H
    l-i-l-a-H

    Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    25 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Ülkemizde vizyona girmeyip, 'Ölümcül Sır' ismiyle DVD si çıkmıştı. Bryan Singer dan, 'Valkyrie' ya, seneler öncesinden bir ön hazırlık, diye yorumlanabilir. Beğendiğim bir gerilim olmuştu.
    taylor-durden
    taylor-durden

    Takipçi 51 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Eylül 2007 tarihinde eklendi
    bence apt pupil.bryan singer’ın en kötü yönettiği filmlerden biri.özellikle usual suspects filmiyle yaptığı çıkışdan sonra bu filmdeki performansı berbat.ama diğer yandan film gerçekten çok güzel.stephen king’in kitaplarından uyarlanan filmler arasında en iyilerden birisi.senarist king’in romanlarındaki o psikoljiyi yakalamış.ian mckellen’ın oyunculuğu da gerçekten inanılmaz.oyunculuk dersi veriyor adeta.bence bu film singer dışında herhangi başka bir yönetmenin elinde bir başyapıta dönüşebilirdi.yine de iyi bir film bence 8/10...
    stevenspielberg-2
    stevenspielberg-2

    Takipçi 27 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    12 Nisan 2007 tarihinde eklendi
    Gerilim ve korku romanı yazarı Stephen King’in orjinal adı 'Rita Haywart and The Shawsank Redemption'adlı kitabında yer alan kısa öyküsünden sinemaya uyarlanmış bir film.King’in bu romanı ülkemizde de vakti zamanında Altınkitaplar yayınevi tarafından Kuşku Mevsimi adıyla çıkmıştı.'Olağan Şüpheliler' filmiyle övgü toplamış yetenekli ve yaratıcı yönetmen Bryan Singer’ın imzasını taşıyan Apt Pupil’ın başrollerinde Ian Mckellen,Brad Redfro var.Mckellen kimliğini gizleyen,Yahudi Toplama Kamplarında 700.000 insanın katledilmesinden sorumlu bir Nazi Subayı Kurt Dusander’ı oynuyor.Aktör gerçekten olağanüstü bir performans sergilemiş.Kendine hayran bıraktığı bile söylenebilir.Ona eşlik eden Brad Renfro’da ondan aşağıda kalmamış doğrusu.Apt Pupil daha çok gerilim-dram türünde tabir edilebilecek bir yapım.King’in doğaüstü öğelere dayanmamış nadir öykülerinden biri.Bu nedenle de King’den hoşlanmayanları bile tatmin edebilir.Kısacası iyi yazılmış senaryosu,iyi yönetimi ve başarılı oyunculuklarla ağır temposuna rağmen yinede iyi bir King uyarlaması.Filmin çarpıcı ve sürpriz finalini de unutmamak gerek. 'Geçmiş insanın peşini asla bırakmaz.'bu sözün ne kadar doğru olduğunu Apt Pupil’i izleyince anlayacaksınız.
    widmark-2
    widmark-2

    Takipçi 457 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    5 Aralık 2006 tarihinde eklendi
    beğenmedim lan mckellen e rağmen vasat bir film bryan singer i ben usual suspects filminin yönetmeni olarak kafama yazdım sanırım değişmeyecek
    teomansonmez
    teomansonmez

    Takipçi 365 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Kasım 2006 tarihinde eklendi
    Gerilim ve korku romanlarının Dünyaca ünlü,usta yazarı Stephen King'in The ShawSahnk adlı romanında yer alan aynı adlı kısa öyküsünden sinemaya uyarlanmış.King'in bu romanı ülkemizde bu file esin kaynağa olan Apt Pupil yani Kuşku Mevsimi adıyla çıkmıştı.(Ancak şimdilerde bu romanı kitapçılarda bulmak pek mümkün değil.)Olağan Şüpheliler filmiyle dikkatleri üzerine çekmiş yetenekli,genç yönetmen Bryan Singer'ın X-Men serisinden önce çekmiş oldu Apt Pupil'n başrollerinde İan Mckellen'ı görüyoruz.Oyuncu muhteşem performansıyla övgüyü hak ediyor doğrusu.Aksanını da çok iyi verdiği söylemek gerek.Filmin çok monoton geçmesinin dışında pek bir problemi yok.King'in doğaüstü öğelerle bezenmiş diğer öykülerinden hemen sıyrılan Apt Pupil'ı Kingle ilgilenen herkesi etkileyecektir.
    verbalkint92
    verbalkint92

    Takipçi 177 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    12 Ocak 2006 tarihinde eklendi
    Apt Pupil Usual Suspects kadar başarılı değil. Fakat gerek konusunun enteresanlığı, gerekse yetenekli oyuncularıyla ilginç bir film haline gelmiş. Ian Mckellen en etkileyici performanslarından birini sergilemiş..Bir başyapıt olmasa da iyi bir uyarlama oldugu kanaatindeyim.Giderek nazi haline gelen çocuk ise sanki her insanın içindeki sadizmi ve şiddeti ifade eder gibi.7/10
    cutnar
    cutnar

    54 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Eylül 2005 tarihinde eklendi
    Bri filmi izlerken en önemli noktalaradan biri onu sınıflandırabilmektir. Apt Pupil dram ve gerilim gibi iki uzak görünen türü King'in ellerinde eritebilmiş bir yapım. Özellikle Bryan Singer gibi artık kendini ifade etmeye başlamış bir yönetmenin yükseliş dönemi çalışmalarından biri olarak gayet başarılı. Kingin sihirli formuüllerinden biir olan yaşlı gün geçirmiş adam ile toy çocuk ikilisinin bir cehennem anasından yansımasını andıran şiddet ve acı vermeye meyilli karakterlerimiz brad renfro ve özellikle de Ian Mckellen'in ellerinde çok başarılı vücut buluyorlar. Magneto, Gandalf gibi ağır ve güçlü karakterleri başarıyla canlandıran ve Sir ünvanına hak kazanmış olan Ian Mckellen'i bu rollere götüren oyunculuğu bu filmde anlayabiliyorsunuz. İyi kotarımış senaryo gerilim ve sürükleyiciliği iyidengelemiş sahnelerle bütünleştirince hoş bir film çıkarıyo ortaya. Aksiyon yok korku yok sakın aldanmayın sadece bir gerlim/dram izleyeceksiniz. Fazlasını beklemeyin. Özellikle rehber öğretmen rolündeki David Scwimmer'in Tvden yaptığı bu kaçamak çok başarılı olmasa da vasatı aşıyor. Eh, king hayranlarına mutlaka izlemeli tür meraklılarına kaçmaz, bunların dışındaki izleyicilere de zaman bulurlarsa göz atmalarına değecek bir film. iyi seyirler aman içinizdeki canavarı uyandırmayın...
    cihat1976
    cihat1976

    66 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    24 Temmuz 2005 tarihinde eklendi
    Özellikle Olağan şüpheliler ve X- Men serilerindeki başarısı ile takdirimizi toplayan Bryan Singer'in pek bilnmeyen ama dikkat çekici bir psikolojik gerilim.Yönetmenin daha sonra X- Men serilerinde çalıştığı Ian Mckellen ve genci oynayan oyuncunun başarılı performanslarından güç alan film psikolojik çatışmayı çok iyi yansıtıyor.20. yy. ın en büyük kötülüklerinden birini simgeleyen yaşlı adamla ilişkiye giren genç cehennemin kapısını bilmeyerek açarak kötülüğün kaynağına,şeytanın kucağına düşüyor.8 MM. filmindeki unutulmaz ( Şeytanla dans edersen şeytan değişmez.Sen değişirsin)etkileyici bir şekilde doğrulandığı bir film.Özellikle ihtiyarın kimliğinin deşifre olduğu hastane sahnesi unutulmaz.Rastlarsınız İzlemeye çalışın.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top