Hesabım
    Fitzcarraldo
    Ortalama puan
    3,8
    11 Puanlama
    Fitzcarraldo hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    31 Ekim 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Perulu kauçuk baronu Carlos Fermín Fitzcarrald'ın 1890'lardaki gerçek yaşam öyküsünden esinlenmek yoluyla kaleme alan Werner Herzog'un yönetmen koltuğunda oturduğu “Fitzcarraldo”; "destansı (epic)" bir anlatım üslubuna sahip olan ve finalinde olacaklar merakla beklenen ilgi uyandırıcı bir macera filmi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, vakti zamanında 14 milyon Alman Marklık (DEM), küçümsenemeyecek bir bütçeyle çekilen ve sahadaki prodüksiyonu esnasında; yerel figüranlara ilişkin olarak ölüm, yaralanma, felç, yılan sokması vs. gibi kimi aksiliklerin de yaşanmış olduğu, Cannes Film Festivali'nde Werner Herzog'a "En İyi Yönetmen" kategorisindeki ödülü de kazandırmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***
    Açılış:

    "Ormanda yaşayan Kızılderililer 'in deyimiyle, Cayahuari Yacu ülkesi; 'Tanrı'nın yaradılışı sonlandırmadığı diyar'... İnançlarına göre; eserini tamamlaması ancak, insanoğlu tarihe karıştıktan sonra gerçekleşecektir..."

    Şeklindeki ifadeler içeren bir giriş ile yapılır...

    ***

    Peru'daki Amazon Havzasında, And Dağları'nın doğusundaki küçük bir şehir olan Iquitos'ta yaşayan İrlandalı Brian Sweeney "Fitzcarraldo" Fitzgerald (Klaus Kinski) ile başarılı bir genelev işletmecisi olan sevgilisi Molly (Claudia Cardinale), iki gün iki gece boyunca kürek çekmek suretiyle; tamı tamına 1.200 mil yol kat ederek, özellikle de Fitzcarraldo'nun hayranı olduğu ünlü İtalyan tenor Enrico Caruso'yu (Jean-Claude Dreyfus) izlemek üzere (gerçi filmde açıkça belirtilmiş olmamasına karşın) Buenos Aires'e gelmişler ve şimdi de, kapıdaki görevliyi (Milton Nascimento) ikna ederek operanın sergilendiği salona girmeye çalışmaktadırlar...

    Ki, girerler ve her ne kadar yer bulup oturamasalar da; hayranlıkla son bölümü izleme şansını da bulurlar...

    Peki biz neden mi durup dururken, lokasyon olarak bu sevimli çiftin; yöneticisiyle (Peter Berling) oturup konuştukları bu opera binasının, Buenos Aires'de yer aldığını düşündük?

    Tabii ki de, büyük usta Enrico Caruso'nun sahne programını; büyük bir "titizlikle" göz önünde bulundurmuş olmanın verdiği cesaretle...

    Üstelik de Arjantin'in, Amazon nehrinin havza ülkelerinden biri olmamasına rağmen...

    ***

    Bu arada:

    Trans-Andean demiryolları işinde iflas etmesinden sonra buz imalatçılığıyla uğraşan Fitzcarraldo'nun en büyük hayali; Iquitos'ta bir opera binası inşa ettirip, açılışını da Enrico Caruso'ya yaptırmak olduğunu da öğreniyoruz...

    Fitzcarraldo bunu, neredeyse delicesine bir takıntı haline getirmiştir...

    Öyle ki, kapısını içeriden kilitlediği kentin kilisesinin çatısına çıkıp çanını çalarak bu niyetini; kendisini şaşkınlıkla izlemekte olan halka da haykırarak duyurunca, polis tarafından göz altına alınarak bir kodese tıkılıverecektir...

    ***

    Derken...

    İki gün içeride tutulmasının ardından serbest bırakılan Fitzcarraldo, çıkar çıkmaz soluğu Molly'nin evinde alacaktır...

    Zira birlikte; Fitzcarraldo'nun opera saplantısı sebebiyle, kendileri açısından onur kırıcı bir biçimde neticelenecek olan, Don Aquilino'nun (José Lewgoy) davetine katılacaklardır...

    ***

    Neyse...

    Molly'nin Fitzcarraldo'ya önerisi, buz işini bırakarak daha fazla para kazandıracak olan kauçuk işine girmesidir...

    Fakat bunun için ufak bir buharlı gemi ve her şeyden önce geniş bir toprak ile çalıştırılacak yüzlerce işçi lazımdır...

    ***

    Bunun üzerine, bölgenin en büyük kauçuk üreticilerinden Don Aquilino'nun da desteğiyle harita üstünde kısa bir araştırma yapan Fitzcarraldo; ulaşım zorluğu nedeniyle kimsenin ilgilenmediği, sahipsiz bir araziyi gözüne kestirir kestirmez, ortağı olacak olan Molly'nin de maddi desteğiyle söz konusu araziyi Peru hükümetinden kiralarken Don Aquilino'nun eski buharlı gemisini de satın alırlar...

    Hemen hemen bir hurdayı andıran geminin mekanik onarımını, Don Aquilino'nun bulduğu ustalardan Cholo (Miguel Ángel Fuentes) ve ekibi üstlenecektir...

    Elbette SS Molly Aida adı verilen gemiye, Orinoco lakaplı Paul Resenbrink (Paul Hittscher) kaptan olarak işe alınır...

    Huerequeque'de (Huerequeque Enrique Bohorquez) aşçıları olacaktır...

    ***

    Çok geçmez...

    Şampanya şişesi patlatılarak denize indirilen gemi ile yola çıkılır...

    Ancak umulanın aksine ve Don Aquilino'nun şaşkın bakışları arasında, akıntıya karşı ters bir yöne doğru...

    ***

    Tam da bu noktada, muhakkak sorulması gereken soru; Fitzcarraldo'nun başarı sağlayarak, opera hayalini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğidir...

    Çünkü bu işte de Fitzcarraldo'nun iflas edeceğinden, hiçbir şüphe duymamaktadır Don Aquilino...

    Zaten başka türlü de, ne diye Fitzcarraldo'ya yardım etmiş olsun ki; kendisine rakip çıkmasını istemeyen, Don Aquilino tarzındaki bir adam...

    Dakika 54...

    Filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımız ile Don Aquilino'ya yönelik; beklenmedik "ters köşe" sürprizleri bünyesinde barındırmasının yanı sıra müziklerinin de kulakların pasını sileceği, 104 dakikalık şahane bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    MUHTEŞEM ; MUHTEŞEM : MUHTEŞEM

    FITZCARRALDO 1982 yapımı olan film, Carlos Fermin Fitzcarrald'ın hayatının bir bölümünü anlattığı çılgın bir biyografi örneğidir. İş konusunda yaptığı yatırımlar boşa çıkınca Fitzcarraldo maddi açıdan büyük sıkıntılar yaşamaya başlar. Buna rağmen kendi fikirleri ile farklı işler peşinde koşan Fitzcarraldo'nun son hayali ise Amazon Ormanı'nın göbeğine bir opera evi inşa etmektir. Yani bu proje imkansız deyiminin ta kendisidir... Böyle çılgın hikayenin sinemaya uyarlanması, en az hikaye kadar çılgın bir yönetmenden başkasının elinden çıkamazdı zaten. Bakınız, Werner Herzog; tescilli psikopat... Film zorluklarıyla, facialarıyla ve çekim hikayeleri ile sinema tarihinde eşine az rastlanır bir örnek teşkil ediyor. "Ben Hur" ve "Apocalypse Now" filmleri gibi "Fitzcarraldo" da bu kategoriye girmiştir benim gözümden. Film o dönem birbiriyle savaşan Peru ve Brezilya'nın Amazon bölgesinde çekilmiştir. Başrol oyuncusu olarak ilk teklif Jack Nicholson'a yapılır fakat filmin fazlasıyla zahmetli olacağını düşünen Nickholson teklifi kabul etmez. Nickholson'dan sonra teklif Jason Robards'a gider. Robards teklifi kabul eder, çekimler başlar ve 4 ay sonra dizanteriye yakalandığı için doktorların da uyarısıyla filmi bırakmak zorunda kalır Robards. Yerine Klaus Kinski getirilir ve film en baştan tekrar çekilmeye başlar. Mick Jagger'da bir noktadan sonra setten kaçıp giden isimler arasında yer alır. 3 seneden fazla süren çekimler sayesinde başrol oyuncusu Klaus Kinski ve Herzog defalarca gırtlak gırtlağa gelmiştir. Hatta çok agresif bir insan olan Kinski, Amazon ormanlarındaki yerli halkın bile nefretini kazanmıştır. Söylentiye göre bazı yerliler Herzog'a "istersen bu herifi senin için öldürebiliriz" teklifinde bulunmuşlardır... 320 tonluk gemiyi karadan yürütme sahnesi için binlerce ağaç kesilir, bölgedeki yüzlerce yerli ve vinç sayesinde ölümlere ve çok sayıda yaralanmalara sebep olan bölümler zor da olsa çekilir. Ve bu sahnelerin çekimi tamamıyla gerçektir ve en ufak bir montaj ya da hile içermez. 14 milyon Mark gibi çok ciddi bir bütçeye sahip olan filmin senaristi, yapımcısı ve yönetmeni olan Werner Herzog, bu dev film hakkında şöyle der: "Eğer bu projeyi yarım bırakırsam hayalleri olmayan bir adam olacağım ve o şekilde yaşamak istemem. Ya hayatımı bu projeyi tamamlamak için yaşarım ya da hayatımı bu proje ile birlikte sonlandırırım." İmkansız bir hikayeyi konu alan, çekim hikayeleri ile hayrete düşüren, Herzog'un azmini ve deliliğini izleyenlere yansıtan, "keşke daha uzun olsaydı" diye düşündüğüm 2 saat 38 dakikalık unutulmuş bir başyapıt olan Fitzcarraldo, kuşkusuz gördüğüm en büyük filmlerden biridir. Bu film ile Cannes Film Festivali'nde "en iyi yönetmen" ödülüne layık görülen Werner Herzog, deli olduğu kadar da büyük bir yönetmen olduğunu ispat etmiştir... 10/9
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
    Günümüzde ki (bazi) kof çizgi roman uyarlamalari, 3.sinif aksiyon filmleriyle büyüyen bir neslin sinema deyince aklina sadece bunlarin gelmesi çok üzücü. Düsününce o filmler sinemaysa, bu film ne acaba diyorum? Bu filme de enfes diyelim yeter galiba.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top