Felekten Bir Gece Daha
Yazar: Oktay Ege KozakDüşünüyorum da sinema tarihinin en çok para yapan komedilerden biri olan Hangover'ın ikinci bölümünün eleştirisi için ilk bölüm hakkında yazdığım sinekritiği olduğu gibi aktarıp mekanı Las Vegas yerine Bangkok ile değiştirsem kimse fark eder mi?
Neyse, şimdi tembelliğin alemi yok, Hangover 2 değil de en fazla 1.1 (Veya kalite oranı bakımından sınıflandırılırsa 0.5) olarak adlandırılabilecek bu paragöz karbon kopyaya yepyeni bir eleştiri yazalım.
Felekten Bir Gece Daha/Hangover II, ilk bölümünde bile inanılması zor olan, fakat senaryonun başarısı sayesinde umursamadığımız abartı bir konu teklifini olduğu gibi ikinci kez tekrarlayarak Evde Tek Başına 2 ve Zor Ölüm 2 gibi ilk bölüme kıyasla zayıf devam filmlerine katılıyor. Neden konu ve yaklaşım olarak apayrı olan bu iki filmi örnek vermiş olmam, bu filmlerin neredeyse absürd derecede olanaksız ilk filmlerinin konusunu olduğu gibi tekrarlamalarında saklı.
Evde Tek Başına 2'de Kevin bir kez daha ailesi tarafından unutuluyor, bir kez daha tek başına kalıyor, aynı soyguncular bir kez daha saldırıyor. Zor Ölüm 2'de John McClaine artı bir kez daha noel, bir kez daha teröristler, bir kez daha rehin alınmış eşi... Hagover II'de ise "Kurt Çetesi" bir kez daha uyutuluyorlar, bir kez daha önceki geceyi hatırlamıyorlar, bir kez daha önemli birini kaybediyorlar, bir kez daha düğüne yetişmeleri lazım, bir kez daha, bir kez daha...
Hangover II ilk filmi o kadar çok hatılatıyor ki serinin yeni yazar takımı sanki ilk senaryoyu copy-paste yapıp mekanı Las Vegas'tan Bangkok'a taşımışlar, bu sırada komedi ve yaratıcılığı da hemen hemen %50 kısmışlar. Film, ilk Hangover'ın görsel ve anlatım yapısını baştaki telefon konuşmasından bitiş jeneriğindeki klasik fotoğraf galerisine kadar adımı adımına takip ediyor. Açıkçası devam filmi ile yeniden çekim arasındaki ince çizgi ile bu kadar oynayan başka bir film hatırlamıyorum.
Bazı elementler değişik tabi. Bu sefer ilk filmde kaybolan Doug'un (Justin Bertha) düğünü yerine dişçi Stu'nun (Ed Helms) Tayland'daki düğünündeyiz. Bu sefer Doug yerine Stu'nun dahi kayınbiraderi Teddy kayboluyor. Bu sefer şirin bir bebek yerine bir maymun var. Filmdeki bir diğer büyük "ekleme", sarhoşken yine bir fahişe ile yatan Stu'nun fahişe hakkında öğrendiği bir gerçekte saklı.
İlk filmin orjinal konusunun haricinde en ilgi çekici yanı fazla tanınmamış yetenekli kadrosu ile yaşam bulan muazzam karakterleri idi. Sonuçta film, Bradley Cooper ve Zach Galafianakis'i birer yıldıza dönüştürdü. İlk filmde Galafianakis'in vurdumduymaz saftorik Alan'ı, kanımca yakın tarihin en komik performanslarından biri. Hangover II'de her ne kadar aynı komiklikte replikler kendisine verilmese de Galafianakis, filmi yine neredeyse tek başına omuzlarında taşıyor.
Fakat önemli olan karakterler olunca aynı film adımı adımına neden daha ruhsuz ve kalitesiz biçimde yeniden çekiliyor? Eğer yönetmen Todd Phillips, daha senaryo aşamasında aynı karakterleri başka bir hikayeye oturtabilseydi belki daha taze bir yapım ortaya çıkabilirdi. Hangover II, bu haliyle ilk filmin orta karar bir kopyası olmaktan ileriye gidemiyor.