Şahane bir aksiyondu Tom Cruise'un bu filmle yeniden doğduğunu düşünüyorum...teknolojinin neler yapabileceğini ve gücünü kanıtladı bence dublörsüz Burj Dubai' ye tırmanmakta yürek ister:)
Bu tarz aksiyon filmleri kötü karakterin kalitesi,akılda kalıcılığı kadar iz bırakıyorlar.Filmde güzel 2 saat geçirirsiniz,aksiyona doyarsınız ama 2 gün sonra hiçbirşey hatırlamazsınız.Kötü adam çok silik,senaryo üstüne çok uğraşılmamış.Yine de vasatın üstünde...7/10
Amaç bos vakit geçirmekse ya da MI hakkinda çok fazla fikri olmayan biri izlerse gayet güzel bir seçim ancak bir Mission Impossible hayraninin ayni fikirde olmayacagini düsünüyorum. Malesef film sektöründe tutulan bir isi kabak tadina gelene kadar uzatmak gibi bir aliskanlik söz konusu bundan ötürü varligindan mutlu olmadigim ama kötü de diyemeyecegim bir is çikmis ortaya
Şimdiye dek çekilen hiçbir aksiyon filminin cüret edemediği şeylere cüret ediyor. Kusursuz bir aksiyon sunuyor biz seyircilere. Moskova'dan, hatta Budapeşte'den başlayan ilk saniyelerden, Hindistan'da son bulan son saniyelere kadar orjinal fikirler, kaliteli sahneler var. Hele bir de aradaki ünlü Dubai, yani Burj Khalifa sahneleri var ki...Uzun zamandır herhangi bir aksiyon-macera filminde bu kadar adrenalin salgıladığımı ve kalbimin çarptığını hatırlamıyorum. İşin bir diğer önemli kısmı Dubai sahnelerinde dahi Tom Cruise'un dublorsüz, kendisi oynaması. 50 yaşındaki bir dünya starı için anormal bir özveri. Hayran kalmamak elde değil. Diğer oyuncular da zaten son dönem adından söz ettiren, kaliteli isimler. Rollerine yakışıyorlar. Arka planda belki daha önce onlarca defa işlenmiş nükleer silahlar ve Soğuk Savaş hikayesi var. Ancak dediğim gibi asıl olay aksiyonun kaynağında değil zaten, bu aksiyonun nasıl çekildiğinde ve nasıl aktarıldığında. Kamera kullanımları ve müzikler ile desteklenen bu yenilikçi tarzı kaçırmamak gerek. Uzun süresine rağmen sürükleyici olduğunu söyleyebilirim. Bir "Görevimiz Tehlike" hastası değilim ve önceki filmleri de yarım yamalak izlemişimdir. Fakat bu son film sanırım en olgunlarından biri. Filmleri çekilme amaçlarına göre ve türleri çerçevesinde değerlendirmekten yanayım. Öyle yapınca, Ghost Protocol'ün belli başlı bir sorunu yok gibi geldi bana. Tabii ki senaryo veya hikayeye bazı fikirler eklenebilir ve daha farklı bir ilerleyiş söz konusu olabilirdi, ancak çok da umurumuzda değil. Konu patlama, dövüş, silahlar, kovalamaca, atlama, zıplama ise son dönemin başarılı örneklerinden biri ile karşı karşıyayız.
Birbirinden tamamen farklı üç filmden sonra Mission Impossible serisinin yine özel bir dördüncü bölüme sahip olup olamayacağı en çok merak ettiğim kısımdı açıkçası ama her ''farklı'' olanın da iyi anlamına gelmediği işin emin olduğum tarafıydı.
''Ghost Protocol'' on beş yıllık serinin bizi alıştırdığı üzere öncüllerinden apayrı bir yapıda devam filmi.Bunun başında artık ajan filmi kimliğine bürünmesi ve bunu yaparken de açıkça Bond filmlerine öykünmesini gösterebilirim.Klasik yapıdaki son Bond filminin (Die Another Day-2002) üzerinden dokuz yıl geçtiğini düşünürsek bu konudaki izleyici açlığını kullanmak istemesi bakımından yapımcı cephesinden akıllıca bir hamle gibi görünüyor ama Tom Cruise gibi bir starın (her ne kadar yapımcılardan biri olsa da) başrolde yer aldığı bir filmde bunu kabul etmesi ilginç.Bunun nedeni aktörün düşmeye başlayan gişesinin önüne geçmek istemesi tahminimce.Ama film zoru başarıyor ve daimi olarak kötü bir Bond taklidi olarak anılmaktan üstün işçiliğiyle sıyrılıyor.
Genel kanının aksine serinin bu dördüncüsünün çok da iyi olmadığını,sadece vasatı aştığını düşünüyorum.O leziz üçüncü bölümü aşmak da çok kolay olmayacaktı zaten.Film daha çok Cruise'un kariyerine ivme kazandırmaya yarayacaktır.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.