Şimdiye dek çekilen hiçbir aksiyon filminin cüret edemediği şeylere cüret ediyor. Kusursuz bir aksiyon sunuyor biz seyircilere. Moskova'dan, hatta Budapeşte'den başlayan ilk saniyelerden, Hindistan'da son bulan son saniyelere kadar orjinal fikirler, kaliteli sahneler var. Hele bir de aradaki ünlü Dubai, yani Burj Khalifa sahneleri var ki...Uzun zamandır herhangi bir aksiyon-macera filminde bu kadar adrenalin salgıladığımı ve kalbimin çarptığını hatırlamıyorum. İşin bir diğer önemli kısmı Dubai sahnelerinde dahi Tom Cruise'un dublorsüz, kendisi oynaması. 50 yaşındaki bir dünya starı için anormal bir özveri. Hayran kalmamak elde değil. Diğer oyuncular da zaten son dönem adından söz ettiren, kaliteli isimler. Rollerine yakışıyorlar. Arka planda belki daha önce onlarca defa işlenmiş nükleer silahlar ve Soğuk Savaş hikayesi var. Ancak dediğim gibi asıl olay aksiyonun kaynağında değil zaten, bu aksiyonun nasıl çekildiğinde ve nasıl aktarıldığında. Kamera kullanımları ve müzikler ile desteklenen bu yenilikçi tarzı kaçırmamak gerek. Uzun süresine rağmen sürükleyici olduğunu söyleyebilirim. Bir "Görevimiz Tehlike" hastası değilim ve önceki filmleri de yarım yamalak izlemişimdir. Fakat bu son film sanırım en olgunlarından biri. Filmleri çekilme amaçlarına göre ve türleri çerçevesinde değerlendirmekten yanayım. Öyle yapınca, Ghost Protocol'ün belli başlı bir sorunu yok gibi geldi bana. Tabii ki senaryo veya hikayeye bazı fikirler eklenebilir ve daha farklı bir ilerleyiş söz konusu olabilirdi, ancak çok da umurumuzda değil. Konu patlama, dövüş, silahlar, kovalamaca, atlama, zıplama ise son dönemin başarılı örneklerinden biri ile karşı karşıyayız.