Bu akşamın filmi, arşivimizin en nadide parçalarından biri olan “Primal Fear”…
Senaryosu, Steve Shagan ve Ann tarafından Biderman William Diehl’in aynı adlı romanından (1993) uyarlanarak yazılan ve yönetmen koltuğunda oturan Gregory Hoblit tarafından çekilen filmi bu kadar değerli kılan şey, elbette ki daha ilk sinema filmi olmasına rağmen en iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisinde Academy ve BAFTA ödüllerine aday olup yine aynı dalda Golden Globe ödülünü kazanan Edward Norton’un bu filmdeki varlığı ve performansıdır…
30 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilip yaklaşık 103 milyon dolarlık bir gişe hasılatı da yapan filmin, %74 ve %89 olan Rotten Tomatoes olumlu yorum ve 3,5/5 üzeri izleyici puanı ortalaması ile 7,7/10 olan IMDB izleyici puanı ortalaması oldukça iyi… Ki bu izleyici puanlarına, Rotten Tomatoes ve IMDB’de sırasıyla 65,058 ve 151,817 gibi yüksek sayılabilecek bir izleyici oyu ile ulaşılmış…
Yani ortada, sadece kurgu da değil kâğıt üzerinde de oldukça iyi görünen bir film var gibi…
Kısaca, bir cinayet davasının konu alınarak işlendiği filmde, elbette ki, Edward Norton tek başına oynamamış…
Kadroda, Richard Gere, Laura Linney, John Mahoney, Alfre Woodard ve Frances McDormand gibi son derece değerli isimler de mevcut…
Ancak kim ne derse desin, daha sonra adını “American History X” (1998), “Fight Club” (1999), “The Illusionist” (2006), “The Painted Veil” (2006) ve “Birdman” (2014) gibi önemli filmlere de yazdıracak olan Edward Norton, “Ona, oynadığı bu rol için mutlaka ayrı bir parantez açılmalı…” dedirtircesine gerçekten de çok farklı bir iş çıkartmış…
Tabii bu arada, Edward Norton adının sinema dünyasına kazandırılmasındaki en önemli faktörlerden biri olan casting direktörü Deborah Aquila’yı da anmadan geçmemek lazım…
Zira aralarında “The Shawshank Redemption” (1994), “La La Land” (2016) ve “Wonder” (2017) gibi filmlerinde bulunduğu 180 projede casting direktörlüğü yapan Deborah Aquila, “Primal Fear” daki Aaron ve Roy karakterleri için Edward Norton’u değil de bir başkasını tercih etmiş olsaydı bugün muhtemelen Edward Norton diye birinin varlığından bihaber olacaktık… Sanıyoruz bu tek örnek bile aslında; casting direktörlüğü denilen işin, özel de ilgili film ve genelde de sinema sektörü için ne kadar kilit bir görev olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır...
Bitirirken, gereksiz tek bir kelime dahi kullanmamaya çalıştığımız ve imla hatalarından azade kılmaya çabaladığımız yorumumuza ilave edeceğimiz final cümlesi, "Sürpriz bir finale de sahip olan bu harika filmi, halen izlemediyseniz mutlaka izleme listenize alın ve en kısa sürede de izleyin" biçiminde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 28 Haziran 2018 günü saat 01.30’da yazılarak paylaşılmıştır...