Hesabım
    Derin Kırmızı
    Ortalama puan
    3,1
    26 Puanlama
    Derin Kırmızı hakkında görüşlerin ?

    6 Kullanıcı yorumları

    5
    2 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.062 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Ekim 2021 tarihinde eklendi
    Bu akşam sırada, korku sinemasının yaşayan efsanelerinden Dario Argento’nun 1975 tarihli bir filmi var:

    “Profondo rosso / Deep Red”…

    Kısaca, bir gazeteci (Daria Nicolodi) ve bir caz piyanistinin (David Hemmings), siyah deri eldiven giyen gizemli bir seri katilin peşinden koşturduğu olaylar zinciri olarak özetlenebilecek filmin senaryosunu, Dario Argento ve Bernardino Zapponi birlikte yazmışlar…

    Arşivimizin demirbaşları arasında yer alan bu filmin, 7.7/10 (25.083 oy) ve 4/5 (11.546 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.2/10 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes yorum ortalaması yeterince iyi…

    Ki zaten izlemek için ustanın filmlerinden birine niyet konulduysa da, öyle "Kim ne demiş, kim ne söylemiş bir bakalım" diyerek yapılan yorumlar yahut verilen puanlar gibi ıvır zıvıra hiç bulaşmadan direkt izlemek lazım…

    Bu kısa girişten sonra, yıllar önce birkaç kez daha izlediğimiz korku sinemasının başyapıtlarından olan bu filme, şimdi biraz daha yakından bakalım…

    İşe, her şeyden önce 1975 yılının teknik olanaklarından, daha doğrusu olanaksızlıklarından söz ederek başlayalım…

    Evet, o yıllarda bugün olan ve bazı filmlerde neredeyse suyunu çıkartırcasına kullanılan bazı teknik imkânlar yoktu… Örneğin bilgisayar ve sanal efekt denilen şeyin kullanımı henüz çok yaygın değildi…

    Özel görsel efektler de aynen “Profondo rosso/Deep Red” gibi düşük bütçeli filmler için oldukça pahalıydı… O yıllarda Dolby dijital ses kaydı ve ses efektleri de olmadığı gibi elektronik cihazlar yerine halen (iyi ki de) akustik enstrümanlarla yapılan müzikler tercih edilmekteydi…

    Peki, bu durumda iyi bir film yapmak için elde geriye ne kalıyordu?

    Elbette ki, ustalık…

    Ama neyin ve kimin ustalığı?

    Önceliği Dario Argento’nun kendisine vermek suretiyle şimdi bu ustalık konusunu biraz daha açalım…

    Dario Argento’nun kariyerine baktığımızda, baba mesleği sinemaya senarist ve hikâyeci olarak başladığını görüyoruz… Bu alandaki ilk (belki de en) büyük başarısı da Bernardo Bertolucci ve Sergio Leone ile birlikte “Once Upon a Time in the West” (1968) in hikâyesine imza atmış olmasıdır…

    Aslında Bernardo Bertolucci ve Sergio Leone gibi iki büyük sinema dâhisi ile birlikte çalışmak herkesin ayağına gelebilecek öylesine sıradan bir fırsat olmadığı gibi basit bir şansta değildi… Zira hayatta şans, insana bir hadi bilemedin iki defa güler…

    Zaten Bernardo Bertolucci, Sergio Leone ve Dario Argento’nun kariyerleri boyunca yaptıkları işlere bakılınca da bu iş birliğinin öyle basit bir şans yahut tesadüf sonucu değil de birbirini tamamlayan yetenekleri nedeniyle oluştuğu da çok açık bir biçimde görülüyor…

    Böylelikle, yönetmen koltuğunda oturan Dario Argento’nun neredeyse doğuştan yetenekli komple bir sinemacı olduğunu da öğrenmiş oluyoruz…

    Ki bu da, filmin artı hanesinde, elde var bir demek oluyor…

    Buna doğru kamera, doğru çekim açısı, doğru ışık, iyi oyunculuk ve doğru kurguya eşlik eden doğru ve etkili müzik gibi ustalık gerektiren diğer faktörlerde eklenince ortaya böyle harika bir iş çıkıyor…

    Bu da elde var iki, üç, dört diye saymaya gerek kalmadan “bingo” demek oluyor…

    Sonuç olarak, halen izlemediyseniz kendinize bir iyilik yapın ve bu kadar doğru şeyin, doğru zamanda ve doğru yerde bir araya gelerek oluşturduğu bu filmi mutlaka izleyin deriz…

    İzleyecek herkese keyifli seyirler…

    Son iki not:
    1. “Profondo rosso/Deep Red” nun, 126 – 106 – 98 dakikalık üç farklı versiyonu olup bizim elimizdeki kopya, filmin 2014 yılında restore edilmiş olan 126 dakikalık versiyonudur…

    2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 8 Ağustos 2018 günü saat 02.33’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    UZAK ARA DARİO ARGENTO USTANIN EN BÜYÜK FİLMİ 10/10
    İtalyan korku sinemasının saygı değer ustalarından Darıo Argento nun bir başka, zeka pırıltıları eşliğinde var ettiği filmlerden birisidir Profondo Rosso.Ustanın filmografyasındaki filmler arasında giallo tarzını bütüne yaydığı en eski filmidir. Giallo tarzının ustaca genele yayıldığı ve filmin başından sonuna kadar canlı ve heyecanlı kılınmasında etkinliği yadsınamaz bir hünerle işlendiği bir gerçektir.İşte bu sayede film, bir yandan sürükleyici olurken, bulmaca çözer gibi izleyiciyi bir sonraki sahneyi tahmin etmeye ve katilin kimliği ile cinayetlerin ardında yatan giz perdesini aralama babında bir hayli zorlamakta ve bu zorlama ile de film, hem izleyiciyi etkisi altına almakta hem de gerilim ve yer yer korku adına olması gerektiği gibi gerilimi ve korkuyu üzerine dikili gözlerin bebeklerine işlemektedir.Olay örgüsü,argento filmlerinin geneline yansıyan ve artık kemikleşen öğe olan gizemden beslenmekte. Geçmişte işlenmiş bir cinayetin bugüne yansıması ve bu yansımayı var eden hastalıklı ruhun, saplantılar eşliğinde gerçekleştirdiği cinayetler üzerine kurulmakta ve bu cinayetlerin istemeden de olsa tam ortasında kalan bir adamın sona doğru attığı adımlarla, içinde beliren merak ve gerçeği ortaya çıkarma isteğinden kaynaklanan, katilin ve tabi ki de gerçeklerin izini sürme ile devam etmektedir. Bu iz sürüş sadece cinayetlere tanık olan karakter tarafından yapılmamakta, bizzat izleyici de katil ile gerçeklerin izini sürmek durumunda bırakılarak bir anlamda, argento nun istediği olmakta yani; film, kendi kalıplarını yıkarak bir adım öne çıkıp gerek olay örgüsü ile gerek müzikleri ile gerek görselliği ve gerekse de oyunculuk ile bizzat izleyicinin izini sürmekte ve izleyiciyi sarmalamaktadır.Filmde Darıo Argento'nun fetişist kimliği bir kez daha ortaya çıkıyor.Sadece bir objeye karşı duyulmuyor bu fetişizm, birden çok objeye karşı içte beslenen duygular dışa vuruluyor. Her filminde yer alan kesici aletlere dönük aşk, bu filmde de kameranın yakın çekim pozisyonuna sokulması bıçak yada satır gibi kesici aletlerin katilin hünerli elinde ustaca kullanılan araçlara büründürülerek kurbanlar ile bütünleşmesi, aynı ustalıkta sergileniyor.Tabiki insanı huzursuz eder nitelikte oluyor bu.Birde gözler bir korkutma aracı olarak kullanılıyor argento tarafından. Katilin ya da kurbanın fark etmez, gözlerde ki dehşet duygusunun izleyiciye yansıtılması ve bizzat ölümün, korkunun ve çaresizliğin gözlerden belirgin kılınması ile argento nun, kesici aletler yanında bir de göz fetişti olduğu ortaya çıkıyor.Filmde katilin her defasında gözünün altına banta sıralanmış iğneleri yapıştırdığı aşk duyduğu kurban, bu fetişizmin bariz bir yansımasını da sergiliyor.Yönetmenin sahnelere yakışır müzik kullanma beceriside hayli ilginç.Cinayetlerin işlendiği sırada çalmaya başlayan ve cinayet sahnelerindeki gibi şiddet dozu yüksek olan müzik tam anlamı ile cinayetlerin işleniş biçimindeki sadistliğe eşlik ediyor.Görüntüler ise,kameranın kıvrak hareketleri, keskin dönüşleri ve ani zoomlamalar ile oldukça etkileyici oluyor. Sonuda gerçekten sürpriz bir bitiş ile ve koyu kırmızı bir renk ile bitmekte.Tıpkı adının hakkını verircesine, derin ve koyu bir kırmızı hakim oluyor, filmin rengine. Kısacası gerilim korku adına bulabileceğiniz herşeyi bünyesinde barındırıyor Darıo Argento usta adına yakışır kaliteli bir film sunmuş izleyiciye. Şüphe ve merak duygusunu her an canlı tutarak filmden kopmanınızı engelliyor kesinlikle tavsiye ederim. 10 / 8.7
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    9 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    Sanırım Argento benim yönetmenim değil. ''Suspiria''yı da yıllar önce izlemiş abartıldığı kadar iyi bulmamıştım. Ancak yine filmin finali inanılmaz derecede başarılıydı o zaman da hakkını vermiştim. ''Profondo Rosso / Derin Kırmızı'' yı ise ne yazık ki görsel atmosferi ve müzikleri hariç iyi bulamadım. Filmin en büyük sorunu, doğru düzgün bir senaryoya sahip olmaması. Gerçi Argento filmlerinde senaryo olsa da olur olmasa da olur tarzında birşeydir ama bu filmde kendisini oldukça arattı :) Film o zaman için belki etkileyici bir filmmiş ama günümüz sinema izleyicisini etkileyebilmesine imkan yok. Filmin esas oğlanı piyanist iken birdenbire dedektifliğe terfi eden bir filmden aslında çokta ciddi birşey beklememek lazım galiba. Finali ise tahmin edilemez olması nedeniyle iyi, katilin kimliği nedeniyle de oldukça zorlama. 70'li yılların algısıyla seyredebilenlere önerebilirim yalnızca filmi. 80 ve sonrası korku sinemasını hiç izlememiş veya beğenmiyorsanız filmi sevebilirsiniz belki. Benim tarzım değildi ama.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    Uzak ara argentonun en iyi filmi benimde beğendiğim tek filmi.Bunun nedeni; başta oyuncu performanslarının filmlerindekinin en iyisi olaması ucuz korku numaralarına hiç kaçmaması, korku filminden çok dinamik bir polisiye olarak ilerlemesi.Bunun dışında karakterler oldukça iyi çizilmiş, diyaloglar oldukça akıcı ve eğlenceli.Senaryo hitchock filmlerindeki kadar kaliteli ve katili bulmak imkansız resmen iki kez ters köşeye yatırıyor izleyicileri argento.Bu kadar güzelliğin yanında cinayetleri yine bize dar açıdan sunması, iyi bir sahne planlanmasının olmaması, ölümlerin özellikle sonlara doğru son durak filmlerini kıskandırcak abartıda olması(kader ağlarını örüyor) ve öğrendiğimiz herşeyin büyük tesadüfler sonucu birbirine bağlanmasıda filmin zayıflıkları, Argentonun bu takıntıları olmasa bir korku başyapıtı olabilirmiş.
    10/7
    Jef---Costello
    Jef---Costello

    Takipçi 152 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    3 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Boa vakit kaybetmeyin..Film balar balamaz kan gvdeyi gtryor..
    Suspirann yanna dahi yaklaamaz..0/10
    ercankaya007
    ercankaya007

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Mart 2009 tarihinde eklendi
    gerçekten muhteşem bir giallo filmi zaten en iyi giallo filmi özlelliğini taşımaktadır ülkemizde geçenlerde !f festivalinde de gösterilmiştir. dvd sinin hala türkiyede olmaması üzücü.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top