tamamen bağımsız bir yapıtla karşı karşıyayız, Zeki Demirkubuz'un diğer filmelrinde olduğu gibi.peki bağımsız sinema nedir? bağımsız sinemada ticari hiçbir amaç güdülmez,sadece o sinemacının bir amacı vardır bunu belirtmek ister filmlerinde. dünyaya haykırmak, bağırmak,çektiği acıları, kendisini anlatmak belki kendi çapında bir şeyleri değiştirmek, belkide değiştirmemek.Kim bilir..?fimleri kendi yazar,kendisi çeker, zaman zaman kendileri oynar.Ama zeki demirkubuz,nuri bilge,derviş zaim, ve şuanda aklıma getiremediğim kaliteli yönetmenlere sayesinde türk sineması çok büyük adımlar, çok büyük yollar kat ediyor.Kader filmi ise bu ağacın çok değerli bir yaprağı.yönetmenin bir diyologtan çıkardığı bir film kader.düzenli bir hayatı olan delikanlının karşısına bir kız çıkar ve bekirin kaderi o zamn değişmeye başlar.çok sever ve çok acı çeker.sevmenin karşılığını hiçbir zaman alamaz ama yine beşinden gider, olmayacağını bile bile. aslında çoğu insanın, hayatını farklı dönemlerinde karşılaştığı bir olaydır anlamsız, bitmiş olayların peşinden gitmekk..ama bekir bir anda gözünü açıyo, karşıdan dağlı karlar geçiyo, bir daha açıyo, başında bir çocuk 'abi kalk diyo kars'a gelik'.otobüsten iniyor zor bela Uğur'un evini buluyor.kapıda durup kendisiyle konuşuyor.'bak bekir bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bir daha geçersen geri dönemezsin, iyi düşün' diyor kendi kendine. ama olmuyor, yapamıyor, geri dönemiyor.sonra diyor ki: 'yolu yok çekeceksin,napalım Kaderin böyle,eğ başını usul usul yürü şimdi'... baktıki olmuyor bir kenarda kafasına sıkıyor ve bir insan hayatı böyle son buluyor...