FİLM BEKLENTİLERİMİ TAM KARŞILAMAYIP KİTABIN GERİSİNDE KALMIŞ OLSADA ES GEÇİLECEK BİR FİLMDE DEĞİL BEN KEYİFLE İZLEDİM TAVSİYE EDERİM
Stephen King’in yedi kitaplık serisi Kara Kule, fantastik edebiyat okurlarının sinemaya uyarlanmasını en çok arzu ettikleri romanların başında geliyordu. King, 1982’de başlayıp 2004’te sonlandırdığı seriye 2012’de bir nevi ‘roman içinde roman’ olan sekizinci kitabı –hayranlarına göre seride 4. ve 5. kitap arasına yerleşiyordu- ekleyerek tam otuz yılını ayırdı. Kara Kule, King romanları arasında evreni en geniş hikaye olmasının yanı sıra yazarın klasik karakterlerinden çok farklı, karanlık, katmanlı bir konuma yerleşen Roland Deschain adlı silahşörle ve ‘Siyahlı Adam’ denilen büyücüyle tanıştırıyordu okurlarını. Kara Kule’yi yazarken Tolkien’dan esinlendiğini kendisi de dile getiren King, Tolkien’in Orta Dünya’sındaki o macera ve büyü hissini çorak arazilerin, harabeye dönmüş evlerin ve korkunç gökyüzünün bulunduğu bir kovboy filmi dekoru içinde geçirir. King’in çoğu romanında olduğu gibi Lovecraft hayranlığı da Kara Kule evreninde yer alan yaratıklarda kendini belli eder.
KARA KULE KİTAP SERİSİ
Silahşör – Kara Kule 1
Üçün Çekilişi – Kara Kule 2
Çorak Topraklar – Kara Kule 3
Büyücü ve Cam Küre – Kara Kule 4
Calla’nın Kurtları – Kara Kule 5
Susannah’ın Şarkısı – Kara Kule 6
Kule – Kara Kule 7
ÖNCELİKLE FİLM VE KİTAP HAKKINDA MERAK EDİLENLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME YAPACAĞIM SİZLERE
Kara Kule, bilmeyenler için dünyaca ünlü yazar Stephan King’in en önemli eserlerinden biri. 50 yıllık kariyeri boyunca 80’den fazla kitap yazmış olan King özellikle korku, bilim-kurgu, mistisism ögeleriyle iç içe hikayelerle yıllarca okuyucu ile buluştu ve kitapları tüm dünyaya yayıldı. 80’li yıllardan itibaren King’in bir çok eseri sinema salonlarına taşınmaya başladı. Stephan King’in hayal gücü öylesine zengindi ki, kitap sayfalarından zihinlere yerleşen hayalleri, sinemaya da çok yakışıyordu. Kara Kule ise tüm hikayelerinin temelinde yer alan, yazarın 22 yaşında yazmaya başlayıp tüm kariyerine yayılan 8 ciltlik dev bir hikaye. Genellikle O, Yeşil Yol, Öldüren Sis, Hayvan Mezarlığı vb. gibi onlarca filmi bir yana, Kara Kule Stephan King’in seri halindeki tek hikayesi. Bu da Kara Kule’yi oldukça özel kılıyor. Bu seri Stephan King’in ”Lord of the Rings” i diyebiliriz.
Yazar, Kara Kule’yi ”Lord of the Rings” in ve ”İyi,Kötü,Çirkin” in etkisinde yazdığını belirtiyor. Biz de haliyle filmde bunun etkilerini sonuna kadar hissedebiliyoruz.
Lord of the Rings Two Tower’da gördüğümüze benzer bir kule, tüm evrenler arasında iyilik ve kötülüğün arasında bir kalkan bir sınır olarak varlığını korumaktadır. Kötücül güçler, kuleyi yok ederek iyi evrene geçmek ve geçtikleri tüm iyi evrenleri ele geçirmek isterler.Kule yalnızca ”ışıltısı” güçlü (özel, psişik güçleri olan) çocukların zihin kontrolü sayesinde ortaya çıkan enerjileri ile yok edilebilir. Yalnız iyi evreni korumaya yemin etmiş silahşörler (kovboy etkisi) bunu engellemektedir. Ayrıca filmde orc ırkına benzer kötü güçlerin hizmetkarı bir ırk olan Taahen leri de Lord of the Rings etkisi ile yaratılmış varlıklar olarak görmek mümkün.
Stephan King, western filmlerden etkilenerek, boyutlar ve zamanlar arası bir evrende geçen hikayesinde, iyiliğin kötülere karşı her daim koruyucusu olarak ”silahşör” motifini seçiyor. Üstelik bu silahşörler dünyanın yıkıldığı ve yeni dünya düzeninin hakim olduğu bir (kıyamet sonrası) dünyada ve zamanın çok ötesinde, halen 1960’lı yılların western filmlerindeki gibi giyiniyor ve altı-patlar tipi silahlarla tüm evreni koruyorlar. Buna rağmen filmdeki silahşörler tam olarak kovboy değiller. Silah kullanmakta üstün yetenekleri olan bir koruyucu şövalye rolünü üstlenmişler.
Filmde silahşör olarak gördüğümüz Idrıs Elba, başarılı bir performans sergiliyor. Özellikle dikkat çekici olan ise, filmde gördüğümüz son silahşörlerin baba-oğul siyahi oyuncular olması ve iyiliğin temsilcilerinin film boyunca siyahiler ve Asya kökenliler (medyum kız) olarak verilmesi kitapta da var mı yalnızca filme mi özgü emin olamadım. Kara Kule serinin kitaplarını okumadığım için kitap – film karşılaştırması yapmadan ilerleyeceğim zira bunu daha sağlıklı bir yöntem olarak gördüğümü de eklemeliyim. Bu sayede yalnızca sinema filminden ve perde de göreceklerinizden bahsedebilmekteyim. Yine iyilik ve kötülük göstergesi bilimsel anlamda Idrıs Elba’nın kostümünün içinde beyaz gömlek (iyilik), Matheew McCoaugney’in kostümünde ise tamamen siyah bir takım olarak (kötülük) gösterilmiş.
Kötücül karakterlerin başında ise Oscar ödüllü oyuncu Matheew McCoaugney yer alıyor. Başarılı oyuncu simsiyah bir takım elbisenin içinde, kurbanlarının zihnine giren ve onlara ne derse yaptıran çok güçlü bir büyücüyü canlandırıyor. Karakter tasarımında ”Şeytan’ın Avukatı” filminden Al Pacino ve ”Constantine” filmindeki şeytan tasvirinden esinlenildiğini düşünsem de, kitap ve dolayısıyla karakter bu yapımlardan daha eski.
Filmin yönetmen koltuğunda Nikolaj Arcel yer alıyor. Danimarkalı yönetmen çocukluğundan beri Stephan King romanları ile büyümüş ve bir gün Kara Kule filmini sinemaya taşıyan kişi olmayı hayal etmiş ve bunu başarmış bir yönetmen dolayısıyla yönetmen ile filmin arasındaki güçlü bağ seyirciye geçiyor. Kitabı okumasanız da karşınızda kitaptaki her ögeyi ayrıntılı işleyen, hikayeye güç veren bir anlatıcının varlığını hissediyorsunuz.
Kara Kule, 8 kitaplık bir seri olduğu gibi 8 filmlik bir seri olacak mı bilinmez ama buna göre tasarlanan bir ilk film izlediğimiz çok açık. Filminde açık uçlu bitmesinden yola çıkarak hikayenin devam edebileceğini söyleyebiliriz. Kara Kule başarılı bir ilk film, Stephan King’in çocuk hikayeleri ya da hikayelerinin içinde çocuklara verdiği yeri bu filmde de görebiliyoruz. King’in çoğu hikayesinde (O, Hayvan Mezarlığı, Kara Kule) çocuklar, yetşkin insanlar kadar akıllı, kendi başlarına hareket eden ve inisiyatifleri-iradeleri güçlü bireylerdir. Aile fertleri ise genellikle bir an önce kurtulunması gereken, genellikle çocuğa engel çıkaran olumsuz karakterlerdir. Aynı şekilde filmde de başrol karakterimiz 11’li yaşlarda olan Jake Chambers, sorunlu aile yaşantısından bir an önce sıyrılıp kendi iradesi ile maceraya atılır. Bu anlamda Stephan King’in geleneksel aktarımı bu filmde de iyi aktarılmış.
Fantastik sinemaya ilgisi olan, Stephan King hikayelerini seven herkese bu başarılı filmi öneriyorum. Kara Kule, görüntü yönetimi, oyunculukları, sahne tasarımları, senaryosu ile kaliteli bir çocuk hikayesi ve kaliteli bir ilk film. Umarım serinin devamı da aynı kalitede devam eder. İyi seyirler.