Ortamların en ahlaksız süper kahramanı!
Yazar: Oktay Ege KozakDeadpool içerik olarak yetişkinler için yapılmış olabilir, ama kalbi ‘kaka’ ve ‘pipi’ gibi kelimelerin halen komik olduğunu düşünen on yaşında bir çocuğa ait. Salona girip yüksek bütçeli CGI aksiyon izlerken çocuksu belden aşağı esprilere katıla katıla gülmek isteyen çocuk kafalı yetişkinler için yapılmış aşırı şiddetli ve küfürlü bir Pazar sabahı çizgi filmi havası var. Bu tanım ilk okuyuşta kulağa biraz aşağılayıcı gibi gelebilir fakat açıkçası Deadpool’un tutarlı kabalığında kanımca bir problem yok.
Marvel çizgi roman dünyasında Deadpool, X-Men ile çizgi romanın içinden dalga geçmek için yaratılmış bir karakterdi. Karakterin panelin dördüncü duvarını kırarak okuyucuya seslenmesi, bu sayede içinde bulunduğu çizgi romanın klişeleri ile alay etmesi sanki ciddi bir X-Men çizgi romanı hacklenmiş te içine Zucker-Abrahams-Zucker tarzı bir parodi sıkıştırılmış hissi veriyordu. Film adaptasyonunu kaba, akılsız, veya saçma olmakla suçlayabilirsiniz, fakat uyarladığı karakterin ruhunu ve tonunu başarıyla aktarmadığını söylemek zor.
Ton. İşte bu kelime çok önemli, konu Deadpool gibi ‘ahlaksız’ bir filmi neden tavsiye ettiğime geldiğinde. İlk karesinden sonuna kadar Deadpool, çocuksu, belden aşağı, kendi kendini tiye alan espritüelliği ile çizgi filmsi ultra şiddetli aksiyonu karıştırdığı tonuna her an odaklanıyor. Filmin ‘Fazla para almış bir hıyar’ tarafından yönetildiğini yazan açılış jeneriği bile yapımcıların kendilerini ne kadar az ciddiye aldıklarını gösteriyor. Deadpool’un var olmasının yegane sebebi kendisini var olduğu için trollemek.
Sıra konuya geldiğinde Deadpool, süperkahraman hikayelerinden beklediğimiz klişeleri sıralıyor. Hikaye, X-Men hayranlarının nefret ettiği X-Men Origins: Wolverine’in konusunu neredeyse adımı adımına takip ediyor. İlginçtir ki o filmin sevilmemesinin en büyük nedenlerinden biri Deadpool karakterini mahvetmesiydi. 2009 yapımı Wolverine filminde olduğu gibi Ryan Reynolds bir kere daha Deadpool’u canlandırıyor, ve aktör ile bağdaştırılan geveze ve kendini beğenmiş karakter şablonu bu sefer bu tarz bir filme cuk oturuyor.
Wade (Reynolds), iyi kalpli ama şiddetten kaçınmayan bir kiralık askerdir. Güzel ve cilveli Vanessa’ya (Morena Baccarin) aşık olan Wade, kansere yakalandığını öğrenir, ve hastalığını yenmesi için tek şansı kendini iyileştiren bir mutant’a dönüşmesini sağlayacak gizli ve tehlikeli bir deneye katılmaktır. Deneyden sonra vücudunun her tarafı yanmış gibi görünen Wade, Vanessa’nın bu haliyle onu istemeyeceğini düşünür ve adını Deadpool’a değiştirerek mutasyonu geri çevirmesi için psikopat cerrah Ajax’ın (Ed Skrein) peşinden gider.
Evet, Deadpool aksiyonun içine romantizm katan bir diğer süperkahraman filmi. Fakat yapımcıların hakkını yememek lazım. Hikayeye güzelliği dışında hiç bir özelliği olmayan yavan bir kadın katmak yerine Wade kadar kaba, seks düşkünü, ve belden aşağı esprilere bayılan bir karakter yaratılıyor Vanessa ile. Tamam, bu karakter bir bakıma tipik bir çocuksu yetişkin erkek fantezisi, ama filmin hafif havasına oturuyor.
Deadpool, teknik bakımdan 20th Century Fox’un X-Men evrenine bağlı, fakat keşke öyle olmasaydı, çünkü stil ve yaklaşım olarak o seriden çok değişik. Ta 2000 yılının X-Men’inden tanıdığımız Profesör X’in malikanesini bir daha görüyoruz, hatta Colossus gibi mutantlar da hikayeye giriyor, ama Deadpool’un bile bile kaba tonuna pek oturtulamıyorlar.
Kanımca Deadpool’un ne kadar ahmak ve ahlaksız olduğunu açıklamayı başardım. Sırf ‘sanat filmi seven züppe’ bir film eleştirmeni tavsiye etti diye gittikten sonra lütfen ‘Niye git dedin, ne ahlağa zarar filmmiş bu’ gibi yorumlar yazmayın lütfen. Bu film, bir X-Men karakterinin direk 'mabadından' vurulmasına gülmek isteyenler için yapılmış. Geri kalan seyirci uzak dursun, aman diyeyim.