Büyük Mucize: Beyazperde.com eleştirisi

Büyük Mucize (Big Miracle), bu senenin diğer Alaska macerası Gri Kurt (The Grey) ile ilginç bir "2 Film Birden" oluşturacaktır. (Tahmin ettiğiniz 2 Film Birden değil tabii...) Gri Kurt, Alaska vahşi doğasının acımasız ve ölümcül tarafını betimliyorsa, Büyük Mucize ise daha canayakın tarafını gösteriyor.

Birkaç ay önce Savaş Atı (War Horse) üzerine yazdığım eleştiride filmi TRT Pazar sabahı filmlerine benzetmiştim. Fakat çocuklara hayvan sevgisini basit ve şirin bir hikaye ile aşılamaya uğraşan Büyük Mucize, tamı tamına bir TRT Pazar sabahı filmi. Güzel mi güzel manzaralar, şirin balinalar ve standart bir aşk alt-hikayesi... Bir tek 20 yaşında bir Kurt Russell eksik bu şablonda.

Hikayemiz gerçek bir olaydan uyarlanmış. 1988 yılında Alaska'nın küçük bir kasabasının dışında buzlu suların arasında hapis kalan üç balinanın başta kendini işine adamış Greenpeace sözcüsü Rachel (Drew Barrymore) ve zıpır kameraman Adam (John Krasinski) olmak üzere kasaba sakinleri ve hemen hemen dünyanın geri kalanı tarafından kurtarılma çabalarını izliyoruz.

Tabii ki bu doğal facia oluşurken bir zamanlar sevgiliyken ayrılmış Rachel ve Adam arasındaki kıvılcımlarda tekrar parlıyor, senaryoya sırf ekstra çelişki olsun diye sıkıştırılmış güzel muhabir Jill (Kristen Bell) araya fazla girmediği sürece tabii... Bu aşk üçgeninin filmin insan karakterlerine hikaye oluştursun diye yaratıldığı bariz.

Fakat açıkçası aynı sebeplerle yaratıldığından emin olduğum asker Scott (Dermot Mulroney) ve Beyaz Saray asistanı Kelly'nin (Vinessa) gerçek hayatta da balinalar aracılığıyla tanışıp aşık olduklarını tahmin edemezdim. Bu arada Gri Kurt ve bu filmdeki rolleri ile Dermot Mulroney Alaska filmlerinin aranılır oyuncusu mu oldu birden?

Sıra balinalara gelmişken yönetmen Ken Kwapis (Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar (He's Just Not That Into You)) fazla CGI efektlere kaçmıyor ve balinaları bütün olarak göstermekten olabildiğince kaçınıyor. Bu sayede potansiyel olarak sırf şirinlik yapsın diye yaratılmış bilgisayar balinaları yerine hikayeye bağlı olarak gösterilen muazzam yaratıkları izliyoruz.

Büyük Mucize çocukların rahat takip edebileceği, basit ve tahmini kolay bir hikaye sunuyor. Fakat asıl başarısı bu basit yapının üzerine biraz da olsun üç boyutlu karakterler oluşturabilmesinde...

İlk bakışta acımasız hayvan katili petrolcü arketipi olarak görünen J. W. McGraw'ın (Ted Danson) ideallerinden ödün vermese bile her insan gibi onun da bir kalbi olduğunu görüyoruz. Diğer yandan şefkatli hayvansever olarak tarafını tutmamızın beklendiği Rachel ise kör hırsı ve Eskimo'ların kültürüne karşı olan hoşgörüsüzlüğü ile yer yer negatif bir kişilik kazanıyor.

Diğer yandan film, zamanında bütün dünyanın televizyon başında merakla izlediği bu olayın politik sebeplerini göstermekten de çekinmiyor. 1988 seçimlerinde baba Bush'un kazanması için cumhuriyetçi Beyaz Saray'ın doğaseverleri taraflarına alabilmek için balinaları kurtarmak için harekete geçmesi mesela. Bu meselelerin üzerinden geçerek film, sırf kendini beğendirmek için fazla şekercilikten kaçınıyor ve etkileyiciliğini biraz daha koruyor.

Büyük Mucize, muhteşem ölüm-kalım epiği Gri Kurt kadar başarılı bir film değil tabii ki, ama gayet aklıbaşında ve şirin bir çocuk filmi. Ailelere tavsiye edilir.

Oktayegekozak.wordpress.com

Twitter: egekozak