Hangi inanç ya da inançsızlık sistemine mensup olursak olalım, dünyanın küreselleşmesiyle beraber hiçbir şekilde kayıtsız kalamadığımız bir kültürdür Noel kültürü. Sinemayla azıcık haşır neşir olan bir kişi, yılın bu döneminde kişiye kendini iyi hissettirecek olan Noel ve yılbaşı filmlerinin kapıda olduğunu bilir. Medya organlarının gelişimiyle ‘geleneksel'in ‘modernleşmesi' de sağlanınca, Noel filmleri kendi ticari tabanını oluşturmayı başardı. Animasyon teknolojisinin sağladığı imkanlarla yaratıcılık sınırlarını da geliştirince bu türün filmleri Kutup Ekspresi (The Polar Express), A Christmas Carol ve Grinç (Dr. Seuss' how the Grinch stole Christmas) gibi popüler örneklerle karşımıza çıktı. Bu sevilen ve her daim ilgi görecek olan serinin yeni filmi ise, Sarah Smith'in ilk filmi Hediye Operasyonu (Arthur Christmas).
Film Noel Baba mitolojisini eğlenceli bir şekilde evirip çevirerek, bir kaybedenin umut veren kazanma öyküsü haline getiriyor. Noel Baba'nın hediyelerini dağıttığı gece yaşanan bir aksaklık sebebiyle küçük bir kızın hediyesini vermeyi unutması sonucunda, Noel Baba'nın küçük ve sakar oğlu Arthur, o hediyeyi vermek amacıyla başarıya ulaşması imkansız gibi gözüken bir maceraya atılıyor. Elbette ki bu noktadan sonra film, elden geldiğince propagandist bir tavıra bürünmeden, Noel ruhunu öven, gelenekçi ancak samimi mesajlar veriyor. Zaten ailelerin çocuklarını böyle bir filme götürmelerindeki başlıca amaçlardan biri de, filmin bu tarz iletileridir.
Yönetmen Sarah Smith, senaryoyu yazma aşamasında Borat ve Brüno gibi kalburüstü komedilerde de parmağı olan Peter Baynham ile çalışarak çok doğru bir tercih yapıyor. Peter Baynham'ın komedi janrı üzerinde olan hakimiyeti sayesinde film, "hem küçüklere hem de büyüklere hitap eden animasyon olmak" klişesinin gerekleri yerine getiriliyor. Filmin birkaç anına iliştirilmiş zekice hamleler de dikkat çekiyor. Ancak filmin bu konuda genel bir istikrara sahip olduğunu söylemek de çok doğru olmayacaktır. Yer yer temposunu kaybeden, Noel baba mitolojisini tersyüz eden genel yaklaşımına rağmen bayağılaşan ve yaklaşık 100 dakikalık süresinin içini tam olarak dolduramayan bir film olduğu da ortada.
Oldukça tempolu bir giriş yapan film, ilk anlarındaki başarılı operasyon sahnesiyle seyircisinin ilgisini kazanmayı fazlasıyla başarıyor. Hediyeleri tüm dünyaya zamanla yarışarak dağıtan Noel Baba ve arkasındaki devasa ekibin heyecan dolu telaşları üst düzey bir aksiyon filmini andıran mizansenlerle kotarılmış. Bu sahnelere çok büyük katkısı olan Noel elfleri ise bugüne kadar sinema filmlerinde rastladığımız elf prototipinden oldukça farklı bir şekilde perdeye yansıyorlar. Yönetmen her elften kendine özgü mizah potansiyeline sahip bir karikatür çıkarmayı başarıyor.
Arthur'un yola, yine bir modernleşme eleştirisi olarak algılanabilecek bir biçimde, dedesinin kızağıyla ve uçan Ren geyikleriyle yola çıkması ise, zamanla yarışılan ama bir türlü varış noktasına ulaşılamayan ve başlarına bir sürü işin geldiği bir yolculuğa dönüşüyor. Dünyanın dört bir yanını süratli bir biçimde dolaştığımız bir yol filmine dönüşen animasyon, coğrafi ve sosyokültürel esprilerle de genel akışını sağlıyor. Filmin takdir edilmesi gereken yönelimlerinden biri de, hiçbir şekilde sığ dini mesajlar vermemesi. Hatta Noel Baba'nın hediye dağıttığı ülkeler arasında Noel kültürüne haiz olmayan ülkeler de bulunuyor.
Nihayetinde Hediye Operasyonu, izlediğiniz en iyi animasyonlardan biri olmayacak kesinlikle. Ancak en azından genel olarak sürükleyici, komik ve tabii ki eğlendirici. Bunun yanısıra yönetmen Sarah Smith ilk uzun metrajında umut vadediyor. Küçük yaştaki sinema izleyicisinin salona gidip pekala keyif alabileceği sıcak bir film olan Hediye Operasyonu, yılbaşı arifesinde seyircilerini bekliyor.
kaankarsan@gmail.com
Twitter.com/kkarsan