En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
beck31
Takipçi
1.383 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
2 Eylül 2010 tarihinde eklendi
Genç biri için -orijinal fikirlerde ele alındığında- vasat üstü denilebilecek bir film. Evet bağıntılar güzel, evet unsurlar ve gösterilenler hatırlatıcı ve kanırtıcı fakat yetersiz, her neyse.6.5/10
Anne-Çocuk ilişkisine dayanan farklı ama sade bir film.Xavier Dolan'ın ilk önce Hayali Aşklar filmini izlemiştim ve aman aman beğenmemiştim dün gece de bu filmini izledim ve yine ikinci filmdeki gibi aman aman beğenmiş değilim neden bilmiyorum ama bu çocuğun filmlerini pek beğenemiyorum evet her iki filmde de güzel konular işlemiş ama ben yinede her iki filmini de pek beğenmedim.Bu filme gelirsek ilk yarım saat sıkıldığımı söyleyebilirim ama film ilerledikçe seyirciyi kendisine çekiyor.Çekimler oldukça farklı ve güzel,bazı replikler gayet etkileyici ama işte eksik olan bir şey vardı o da bence filmin sürükleyici olmayışı ve hep bir kısır döngü içinde olması bunu açmam gerekirse yani Hubert hep annesine karşı bağrıyor annesi sinir bozucu bir tavırla karşılık veriyor sonra Hubert annesiyle iyi geçinmeye çalışıyor sonra yine araları bozuluyor bu döngü nerdeyse filmin başından sonuna kadar devam etti evet zaten hayatta böyle değil mi diyeceksiniz evet hayatta böyle ama sinemada bu döngü sıkıcı gözükür.Filmin gerçekten ağır bir temposu var açıkçası bence gereksiz sahneler de yok değildi.Farklı ama çok sade ve ağır kalmış bir film.Güzel bir konu ama bence olay örgüsü bakımından iyi işlenememiş diye düşünüyorum.Xavier Dolan'ın ikinci filminde etkileyici müzikler vardı ama bu filmde aklımda kalan etkileyici bir müzik kalmadı yani filmi bitirdikten sonra filmin pek etkisi altında kalmadım.Açıkçası ben filmin fazlaca tek taraflı düşünülerek yazıldığını düşünüyorum çünkü hep çocuk kendi açısından bakmış annenin açısından hiç bakılmamış filmde bu yüzden sanki hep anne suçluymuş gibi lanse edilmiş.Xavier Dolan'ın yönetmenliğini beğendiğimi söyleyebilirim bu filmde ama senaryo bakımından her ne kadar etkileyici diyaloglar olsada film fazlaca kısır döngü içinde ve fazlaca ağır tempoda işliyor,oyunculuklar fena değil.Son olarak ben Xavier Dolan'ın bu filmiyle ikinci filmini eş değer filmler görüyorum her iki filmi de farklı olsa da oldukça ağır tempoda işliyor,ben filmi pek beğenmedim ama farklı bir film izlemek isteyenler izlesin derim.
Özgün ve güzel konusu olan kaliteli bir yapım, ama sanki 2009 dan daha önce yapılmış gibi bir izlenimi var. Özellikle anne bence filmin en başarılı oyuncusu. Dolan ın düşüncelerinde bocalaması, annesini bir sevip bir nefret etmesi ve yönetmeninde kendi olması filme gizemli bir hava katıyor. Diğer yan konular daha vurucu yapılabilirmiş ama bıçaksırtı gibi yan konu (ergenin ilişkisi) belki ana konuyu dağıtmaya sebep olabilirdi. Filmin eksisi soğuk havada boğulmuş olması (sanki aceleye gelmiş olduğunu hissediyorsunuz).
Bence umut vaadeden bir yönetmen diğer filmlerinde çıtayı yükselteceğine inanıyorum.
Yarı otobiyografik filmi olduğu söylenen Jai tura ma mere'de Dolan Hubert adında eşcinsel bir gencoyu canlandırmaktadır. Annesi ile olan kötü ilişkisi aslında her ergenlik çağındaki erkeğin ya da kızın ailesi ile olan ilişkisi seviyesinde. Filmdeki anne-oğul kavgasının daha ileri bir boyutu yok. Zaten annesi Hubert'in eşcinsel olduğunu bilmiyor. Oğlunun gey olduğunu en yakın arkadaşı diye bildiği sevgilisi Antonin'in annesinden duyuyor. Duymakla da kalmıyor tabiki. Çare yatılı okul. Yine her ailenin yaşadığı bir baba problemi Hubert'te de var. Bugüne kadar etliye sütlüye karışmayan, anne ile her noktada ters düşen baba şimdi anne ile birlik olmuş oğlanın iyiliği(!) için onu yatılı okula gönderme konusunda hemfikirler. Beni şüphesiz en çok etkileyen sahne Hubert'in yatılı okula giderken annesi ile arasında geçen diyalog... +Bugün ölsem ne yaparsın? -Yarın ölürüm. Hubert içini dökmek için kendini sürekli videoya alıyor. Annesinin bunları bulup izlemesi annesini duygulandırıyor. Oğlu ile arası hiç iyi olmasa da bir anne ve dünyadaki herhangi birşeyden ya da herhangi birinden üstün tutmakta oğlunu, evladını. Hubert'in okuldan kaçtığını öğrenmesi üzerine okul müdürünün anneye bir tavsiyesi vardır, Türk filmlerinde kötü niyetli erkeklerden çok sık duyarız: Dul kadınsın, başınıza bir erkek lazım. Annesinin okul müdürüne verdiği ince ayar sanırım oğlu Hubert'i ne kadar çok sevdiğini anlatmaya yetiyor. Her şeye rağmen.
etkileyici, ince noktalara çok güzel değinen, içinde bi çok ayrıntıyı barındıran(anlayabilene), o amatör ruhun güzelliği, sıcaklığı yansımış nefis bir sanat filmi.8/10
evet bir bu eksikti ne kadar meraklıyız şiddete böyle bir filme para verip bilet alıp sonra da koltuğuna kurulup izleyebilenin aklına şaşarım o parayla bir fakir sevindir bir çocuğa kitap al çok daha makbuldür böyle filmlere rağbet etmeyin prim vermeyin ben kim miyim, ben anneyim....
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.