6-7 Eylül olaylarında ne olduğu, kimlerin hangi nedenlerle bu olayları hazırladığını bilenler için anlamlı olabilecek bir film.
Dönemin İstanbulunda, Beyoğlunda, var olan Rum kültürünü ve Rum vatandaşları temsilen yalnızca torununu satan bir babaanne ve bir çocuk fahişenin olması hem haksızlık hem de film için büyük bir eksiklik.
Kendi kardeşi fahişe olsa gözünü kırpmadan öldürebilecek yapıdaki güruh için Rum bir fahişenin ne kıymeti olurdu ki?
O zamana dek farklı ulustan insanların birlikte yaşayabilmiş olmaları gösterildikten sonra, bir taraf, ne olmuştu da böyle ellerinde sopa bunca yıldır birlikte yaşadıkları komşularının mekanlarına girip canlarına, mallarına, namusuna saldıran insanlara dönüşüvermişlerdi?
Asker ve polis birlikleri emir komuta zinciri içinde harket eden yapılanmalar olmasına rağmen olayların organizasyonunda önemli yer tutan Kenan Efendi olaylar kontrolümüzden çıktı, asker, polis bakıyor derken ne yapılmaya çalışılıyor?
Anlatılması gereken önemli bir boyut ta ekonomik ilişkiler ve sermayenin yapısı. Buna değinilmemiş olması eksiklik gibi görünse de standart film süresinde bunun kotarılamayacağından Zühal Olcayın yer aldığı 10 snlik sahne ile zekice "Salkım Hanımın Taneleri" ne gönderme yapılmış. Bu çok hoştu.
Bu film, sonunda gösterilen gerçek fotoğraflarla, tüm bunlar bu şehirde yaşandı, hepsi gerçekti vurgusunun yapılmasıyla kimi eksik ve yanlışlarına rağmen tarihimizdeki bu kara lekeye değindiği, geçmiş ve gerçeklerle yüzleşmeye çalışıldığı için olumlu ve çok çok önemli.
Kostüm, mekan, müzik, kurgu ve oyunculuk açısından da oldukça başarılı.
Tüm bunlar yaşandı, insanlar kapı komşularının evlerini yağmaladılar, öldürdüler ve üstelik acı olan yarın bile bu şehirde bunlar olabilir. İşte hikayenin en acıklı kısmı...
9/10