Hop
Yazar: Funda SularözFilmin içinde, dışkısı şekerleme olan ve rock'n roll yapan bir tavşan, tüylü ve öfkeli civcivler, şirinlik abidesi pembe bereli tavşanlar ve eğlence var dediler, gittik. Ama beğenmedik...
Her yıl bir kaç tane Hollywood yapımı Noel Baba filminin vizyona sürülmesine sinema izleyicileri olarak alışkınız. Hollywood, şimdi de Hristiyan aleminin başka bir bayramı olan Paskalya Bayramı'na el atmış gibi gözüküyor.
Pasifik Okyanusu'nun doğusunda, Şili'nin batısında Paskalya Adası -bir diğer adıyla Rapa Nui Adası- vardır. Hop filminde de Paskalya Tavşanı, ahalisi ve civcivler orada, her yıl çocuklara şekerlemeler, tavşan şeklinde çikolatalar ve boyalı yumurtalar dağıtabilmek için hazırlık yapmaktadır. Paskalya Adası'nda bulunan devasa taş heykellerin içinde muhteşem bir şeker ve çikolata fabrikaları vardır.
Paskalya Bayramı yaklaşırken hazırlıklar hız kazanmıştır ve 'Paskalya Tavşanı' yüce görevini oğlu E.B'ye bırakacaktır. Fakat E.B'nin tek istediği davul çalarak dünyayı dolaşmaktır. Bunun üzerine E.B adadan kaçar ve 30'larının başında, bir baltaya sap olamamış Fred ile hayatları kesişir. Şimdi E.B Hollywood'da hayallerinin peşinde koşarken Fred de E.B'ye rağmen (!) hayatını yoluna koymaya çalışacaktır. Bir tarafta E.B kendi yolunu çizmeye çalışırken diğer tarafta -adada- işler yolunda gitmemektedir. Paskalya Tavşanı'nın baş yardımcısı iri kıyım civciv Carlos, bir darbeye hazırlanarak Paskalya Bayramı'nı riske atmıştır ve Paskalya'yı kurtaracak olanlar E.B ve Fred'den başkası değildir. Bu olaylar aynı zamanda Fred'i hayattaki amacına götüren yol olacaktır...
Öncelikle 'Paskalya Bayramı nedir?' diye sorulacak olursa, Hristiyanların en önemli bayramlarından biridir. Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra üçüncü günde dirilişi kutlanır. Paskalya Bayramı'nın kesin tarihi olmamakla birlikte Mart sonu ve Nisan ayı işaret edilebilir. Bu dönemde özellikle paskalya tavşanı şeklinde çikolatalar ve renkli yumurtalar hediye edilir. Ülkelere göre değişiklik gösterse de şehir meydanları süslenir, eğlenceler düzenlenir, kiliselerde dualar edilir. Filmdeki Paskalya Bayramı kutlamasıysa Noel kutlamalarının başka bir versiyonu halini almış.
Hop filminin dünyasında, yeşil elflerin yerini civcivler, Noel Baba'nın yerini Paskalya Tavşanı almış bulunmakta. Onlar da koca bir sene hazırlıklarını tamamlayıp, civcivlerin çektiği bir arabayla Paskalya Bayramı'nın kabul gördüğü tüm yerlerde çocuklara şekerler ve renkli yumurtalar dağıtıyor. Peki neredeyse bayramın kendisi kadar eski ve tekrarlanmış sahneleri çocuklar 'Paskalya kutlaması' başlığı altında şeker niyetine yer mi, film bir de sıkıcıysa yemez.
Oysa filmin başında, yaşıma rağmen, büyülenmiştim. İlk önce, büyük sanat eseri tablolara gönderme yapılan, tavşanların bulunduğu tablolar bizi karşıladı ve güldürdü. Ardından Paskalya hazırlıklarının yapıldığı fabrikanın enfes görüntüsü içine çekti. Ama ne zamanki 'live action' tekniğinin uygulandığı gerçek dünyaya geçtik, tam bir hayal kırıklığı ve sıkıcılık baş gösterdi. Filmin karakterlerinin özellikleri net çizilmemiş, vaad ettiği komedi yok, en kötüsü de senaryo çok çok kötü. Filmin akışı zaman zaman öyle anlamsızlaşıyor ki, filmi izlerken bir çok sahnede 'neden' diye soruyorsunuz.
Oysa ki Hop'un yapımcıları bu yaz seyredip hayran olduğum film Çılgın Hırsız'ın yapımcıları olunca, filme dair hevesim artmıştı. Bu düşünceler içinde, filmin yönetmeni Tim Hill'in daha önce çektiği benzer türdeki filmi Alvin ve Sincaplar'daki aynı gidişat sorunlarını tekrarlamasını beklemiyordum. Tamam kabul etmeliyim ki şekerleme dışkılayan bir tavşandan daha şirin ne olabilir düşüncesi de -çocukça da olsa- benim için filme dair başka bir artıydı.
E.B karakterini Kenan Doğulu'nun seslendirmiş olması film için iyi bir özellik gibi gözükse de Doğulu'nun asıl performans göstereceği 'şarkı seslendirme' film boyunca sadece bir kere gerçekleşiyor, o da çok ama çok kötü bir şarkıyla. Bu da filme dair başka bir hayal kırıklığı yaratıyor. Filmin kadrosuna baktığınızda sevilen isimler yer alıyor fakat, senaryodan olsa gerek, hepsi teker teker çok kötü performans sergiliyor.
Sonuç olarak, animasyon ve live action türlerini bir araya getiren Hop, sadece çocuklara hitap etmeyip çocukları bile ilk yarının sonunda salonu terk ettirecek derecede bunaltan bir film.