Hesabım
    Kardeşimden Sonra
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Kardeşimden Sonra

    Kardeşimden Sonra

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    "High School Musical" serisinin bir uzantısı olarak hayatımıza giren ve 12-15 arası genç kızlar arasında hayli popüler olan Zac Efron ne yazık ki bugüne kadar genç kız dergilerinin kapaklarını süslemekten ve büyük boy posterlere poz vermekten öteye gidemedi. Her ekrana çıkışında sadece güzel bir yüz ve boncuk gözlerden ibaret olduğunu hissettiren Efron'un yeni filmi "Kardeşimden Sonra"nın izleyici üzerinde yarattığı ilk izlenimse genç oyuncunun nihayet sahici bir performans sergileyeceği ortamı bulduğu yönünde. Filmin bu tip bir beklenti yaratmasının en önemli sebeplerinden bir diğeri ise yönetmen Burr Steers'in geçmişinde "Igby Goes Down" gibi 2000'li yılların başında 1990'lı yılların grunge atmosferini yakalamayı başaran etkileyici bir filmin bulunması. "Kardeşimden Sonra"nın beklentileri boşa çıkarmak bir yana, ortalama bir film olmayı bile başaramaması ise son derece üzücü.

    Aslına bakarsanız, filmin en başında Zac Efron tarafından canlandırılan Charlie karakterinin küçük kardeşi Sam ile arasındaki bağ klişe ama sistematik bir biçimde izleyiciye anlatılıyor. Burr Steers'in hikayenin kurulum aşamasında yarattığı, izleyiciye Sam'in başına her an kötü bir şey gelebileceğini hissettiren gerilimli atmosfer ise filme sürükleyicilik katıyor. Steers'in Sam'in ölümünün ardından kullandığı gökyüzünden yeryüzüne inen ani kamera hareketleri de filmin Hollywood estetiğinin dışında, deneysel bir hava yakalamasına yardımcı oluyor. Böylelikle ortalama bir televizyon filmi ritminde ilerleyen "Kardeşimden Sonra," başarılı bir sinema filmi olmasa da izleyiciyi sabit bir memnuniyet düzeyinde tutacağını vaat ediyor. Ancak filmin ilk yarım saati son derece kontrollü ve düzenli bir biçimde akıp gitse de ekranda "5 yıl sonra" yazısını gördüğümüz anda olanlar oluyor ve Zac Efron'ın 'genç kızların sevgilisi' yüzü ortaya çıkıyor.

    Esasında filmin falso gidişatının tüm yükünü Efron'un omuzlarına yüklemek de pek doğru değil. Çünkü esas suç onu bu rol için seçen cast ekibinde. Efron, her daim bronz teni, altın sarısı saçları, boncuk gözleri, kusursuz kaşları ve sakalsız yüzüyle aslında bir karakter değişimi hikayesine uygun en son aktör. Yağmur altında on kilometre koşsa da saçının tek bir teli bir oynamayan, eğer oynarsa 'genç kızların sevgilisi' lakabını kaybedeceğinden korkan bir oyuncunun kardeşinin ölümünden sonra hayattan ümidini kesip, içine kapanan bir karakterin iç çelişkilerini yansıtması neredeyse olanaksız.

    Efron'ın filmin ilk bölümünde karşımıza çıkan hırslı, yelken takımı kaptanı Charlie olarak izlenmesi mümkün; ancak filmin ikinci bölümünde kişisel bakımından ve fiziksel görünümünden zerre ödün vermeden depresif, yarı deli mezarlık bekçisi Charlie rolünü kotarmaya çalışması izleyiciyi her dakika varlığını sorgulatmaktan öteye götüremeyecek düzeyde.

    Bununla birlikte, Zac Efron'ın sahte oyunculuğu yetmiyormuş gibi "Kardeşimden Sonra"nın giderek pembe dizi estetiğine yaklaşan, hatta son bölümünde yaklaşmakla da kalmayıp, tamamen pembe dizi üslubunu benimseyen bir eğilimi var. İkinci yarısından itibaren karakterlerin birbirlerine bakarak değil, konuştukları karaktere sırtlarını dönüp, yüzlerini kameraya çevirerek diyaloglar sıraladıkları sayısız sahne ile dolu olan film, bir noktadan sonra gerçekten de bir kamera şakasını andırmaya başlıyor.

    Tamamı bir sahil kasabasında geçen ve denizciliğe yaptığı vurguyla sivrilen "Kardeşimden Sonra"nın deniz kenarında geçen birçok sahnesinin pespembe güneş ışıkları ve sahne rüzgar efektleriyle donatılıp, stüdyoda çekilmesi ise kabul edilemez bir hal alıyor. Bütün bunlara izleyicilerin duygularını yönlendirmeye çalışan bayağı pembe dizi müziklerinin de katılmasıyla film, tamamen bir komedi şovuna dönüşüyor. Bana kalırsa, eğer kendini fazla ciddiye alan bir film değil de sahiden ciddi bir film izlemek istiyorsanız siz siz olun, "Kardeşimden Sonra"dan uzak durun. Çünkü Zac Efron ve Burr Steers'in iş birliği fiyaskodan başka bir şey değil.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top