En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
pembeoje
Takipçi
330 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
29 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
harika bir film.. diğer serileri de güzeldi ama bu seri aralarında en güzeli.. hatta sıralayacak olursam bana göre arı kovanına çomak sokan kız > ejderha dövmeli kız > ateşle oynayan kız şeklindedir.
''män som hatar kvinnor'' , ''flickan som lekte med elden'' , ''luftslottet som sprängdes'' milenyum üçlemesi; ejderha dövmeli kız, ateşle oynayan kız ve arı kovanına çomak sokan kız; kim bu kız? lisbeth salander, bir hayli itici ama hikaye ilerledikçe onu çok seviyorsunuz sonra dokuz canlı olduğunu keşfedeceksiniz. araştırmacı gazeteci mi? mikael blomkvist derim! küçük ama etki alanı geniş bir gladyo yapılanmasının adım adım nasıl ifşa olup çöktüğüne tanıklık edeceksiniz ve bunu küçük bir kızın ilginç hayat hikayesi içerisinde yaşayacaksınız. ilk film seriye giriş niteliğinde güzel bir polisiye ana karakterlerimizi az çok tanıyoruz, ikinci filmde kızımızın hayatına müdahil oluyoruz, üçüncü film ise tam bir görevimiz tehlike!
"Millenium" üçlemesi sona ermiş oldu. Avrupa'dan böyle bir üçleme çıkması bana kalırsa sevindirici. Şimdiye dek bu gibi örneklerle pek karşılaşmadık. Üç film de kendi içinde farklı konular işliyor ancak kesinlikle birbirlerine ve genel hikayeye doğrudan bağlılar. İlk filmde odak noktası karakterleri tanımanın yanı sıra 1960'lardan kalan bir gizemin çözülmesiydi. İkinci filmde "derin devlet" ile yavaş yavaş tanışmaya başladık bu sefer. Bazı sırlar açığa kavuştu. Ve bu son filmde, olay tamamen mahkemeye taşınmış diyebilirim. Aksiyon yok. Senaryoya dayalı, karakter gelişimine dayalı bir anlatım var. Hakkını arayan Lisbeth ve onun hakkını savunan Mikael ve avukat olan kız kardeşi. Filmin konusu ile ilgili fazla detaya girmektense, bu üçlemenin bize neler söylediğine bakmayı tercih ediyorum. Öncelikle, kesinlikle feminizme yakın bir seri. Mikael gibi erkek karakterler de var ancak baktığınız zaman ilk filmden son filme kadar "erkek" denilen şey genellikle güce tapan ve cinsel anlamda da sapık olarak resmediliyor. Kadınlara eziyet etmeyi sevdikleri pek çok kez üzerine basa basa tekrarlanıyor. Seride, pek çok erkeğin ortak özellikleri bunlar. Lisbeth ve Annika üzerinden ise kadınların aslında tek başlarına birer birey ve güçlü karakterli insanlar olduklarına dikkat çekiliyor. Aslında bunlar, üzerine sahne sahne dahi konuşulup tartışılabilecek konular. Ben yalnızca genel hatlardan bahsediyorum. Bir diğer öğrendiğimiz şey ise, aslında ne kadar güvensiz bir toplumda yaşadığımız. İsteyen her insan, istediği her insanı izleyebiliyor, takip edebiliyor, tehdit edebiliyor, telefonunu dinleyebiliyor, komplo kurabiliyor, hatta biraz internet ve teknoloji bilgisi varsa tüm hayatını dahi öğrenebiliyor. Neredeyse sokakta yanımızdan geçen her insandan şüphelenebileceğimizi söylüyor film. Tabii doğrudan böyle söylemiyor ancak benim anlatılanlar ve yaşananlardan sonra aldığım mesajlardan biri de bu. Seri boyunca teknoloji çok önemli yer tutuyor ve mesajlardan bir diğeri de teknolojinin hayatımıza bazen muhteşem faydalar sağlayabileceği gibi, bazen de muhteşem zararlar verebileceği. Kısacası, üçleme, dergimizin de başlığı olan "Millenium" ile alakalı. 2000'li yıllardan sonra toplumların ve bireylerin geldiği durum ile alakalı. Bilinçli olarak seçildiğini düşünüyorum bu ismin. Hepsini ekleyip 360 dakikalık tek bir film gibi düşünürsek, bu filmin gerçekten "sert" olduğunu söyleyebiliriz. Bu "sert"lik kimi zaman bir gizemden, kimi zaman aksiyondan, kimi zaman ise ağır senaryodan kaynaklanıyor. Avrupa sineması dendiğinde anılacak ilk filmlerden biri bence. Sonuna kadar gerçekçi.
Serinin üç kitabınıda okudum üç filminide seyrettim ve tüm üçlemelerde olduğu gibi yine bu film de beni yanıltmadı ve birincisi oldukça başarılıyken ikinci daha az ve üçüncüsü kötü olarak karşıma çıktı. Kitabını çok dikkatli okuduğum için bütün ayrıntıları biliyordum fakat kitabı okumadan benimle birlikte izleyenlere filmle ilgili çok fazla açıklama yapmak zorunda kaldım. Senaryolaştırılmada çok fazla eksikler vardı çok önemli ayrıntılar atlanmıştı
The Girl with the Dragon Tattoo .. The Girl Who Played with Fire .. The Girl Who Kicked the Hornets Nest .. uc filmi de izledim .. soyleyebilecegim sudur ben bir hata yaptim siz yapmayin gidin kitabini alin okuyun ama bu filmleri izlemeyin yakinda hollywood versiyonu cikacak onu bekleyin en azindan kaliteli oyunculuk izlersiniz. berbat oyunculuk berbat senaryolastirma.. berbat otesi berbat.. 1-10 uc film icin..
Serinin nc uyarlamas..kincisinden daha iyiydi...Eer kitaplar okumayp filmleri seyredicem derseniz hata yaparsnz bana gre..nk ar ileyen bir film olduka sklabilirsiniz...Vel hasl kitaplar okumayanlar evde izlesinler diyorum.. ve 10/6,5 verdim..selametle...
arkadaşlar senaryo güzel gerçi tam olarak kitaba uyarlanmamış ama yani o kadarda abartılacak kadar kötü berbat felan diyemeyiz izlenilebilir tabiki ilk ikisini izlediyseniz eger benim gibi kitapları okuduysanız ve hayal gücünüzü düş kırıklıgına ugratmak istemiyorsanız o kadarda fazla birşey beklemeyin ama film kitap harici durumda iyi
lemenin en ar tempoyla ilerleyen filmi. Ancak orijinal eserin hatrna izlemek gerek. Uyarlamalarn ou her ne kadar baarsz oluyorsa da, bu filmi, ben serinin merakls olduum iin ok beendim...
kesinlikle okuduum en iyi serilerden biriydi ilk 2 filmde tabiiki ksaltlarak ama baz eyle birebir anlatlarak verilmiti.bu filmi de izliycem elbette kitap gibi olamaz hibir filmi kitabn okuduktan sonra bana ayn keyfi vermiyor.izleyip grcez bakalm.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.