En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
23 Mayıs 2013 tarihinde eklendi
öncelikle bu tarz western filmleri sevmediğim için biraz ön yargılı izledim ama gerçekten beni şaşırttı konusu iyi aksiyon iyi görsellik iyi ve en önemlisi oyunculuk iyi ben ustaları bir tarfa bırakıp sadece Hailee Steinfeld diyecem bu kız inanılmaz oyunculuk sergilemiş sanki büyümüşte küçülmüş keşke bizdede böyle oyuncular olsa sonuç olarak şiddetle tavsiye ediyorum kaçırmayın pişman olursunuz iyi seyirler...
Senaryosunu da Charles Portis'in aynı isimli romanından (1968) ikinci kez sinemaya uyarlayarak yazan Coen biraderlerin yönetmen koltuğunda oturdukları “True Grit”, Steven Spielberg'in de elini taşın altına soktuğu bir western olarak çıkıyor karşımıza...
Anımsayacak olursanız, orijinal romanın kendisine de aykırı olarak final bölümü tamamen farklı kurgulanan 1969 tarihli ilk uyarlama, "Horoz" karakterini canlandıran John Wayne'e, "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde birer Academy ve Golden Globe ödülü kazandırmıştı...
10 farklı kategoride Academy Ödülü adaylığı bulunan Coen biraderlerin filmi ise, Roger Deakins'e verilen "En İyi Görüntü Yönetmeni" BAFTA Ödülü ile yetinmek zorunda kalmıştı sadece...
Gelin isterseniz biraz daha yakından bakalım; hemen herkesin bildiği gibi kendisi henüz on dört yaşındayken, intikamını almak için babasını öldüren Tom Chaney'in (Josh Brolin) peşine düşen (yaklaşık 15 bin başvuru arasından seçilen ve ilk uzun metrajlı sinema filminde oynayan Hailee Steinfeld'in canlandırdığı) Mattie Ross'un hikayesinin anlatıldığı bu filme...
Zira Chaney'in, Amerikan yerlilerinin bölgesine kaçmış olması nedeniyle Şerif (Leon Russom), "O bölge, az sayıdaki federal şeriflerin yetki alanım içinde" diyerek konu ile ilgilenemeyeceğini söylemektedir...
Yani iş başa düşmüştür...
Bunun üzerine Mattie Şerife, en iyi federal şeriflerin kimler olduğunu sorar ve onlardan, bir gözü görmeyen alkolik ihtiyar "Horoz" Reuben Cogburn'un (Jeff Bridges) kapısına dayanır...
Ama tuvalet de hacet gidermekte olduğundan kendisiyle yüz yüze konuşma fırsatı bulamaz...
Geceyi babasının naaşının da bulunduğu cenaze evinde geçiren Mattie, ertesi sabah babasına at ve midilli satan Albay Stonehill'in (Dakin Matthews) ofisine, hayvanları iade ederek paraları geri almak için gider ve girdiği sıkı bir pazarlık sonrasında 20'si peşin toplam 320 doları koparmayı başarır...
Eğer ikna edebilirse bunun 50 dolarını ödül olarak Cogburn'e verecektir...
Ancak ilk denemesinde başarısız olur ve geceyi geçirmek üzere bir kez daha Bayan Floyd'un (Candyce Hinkle) pansiyonuna gider...
Sabah uyandığında odasında, adının LaBoeuf (Matt Damon) olduğunu söyleyen biri bulunmaktadır...
Ki o da, bir kanun adamı olup Teksas'lı bir senatörü de öldürmüş olan Chaney'in yakalayarak Teksas'a götürmenin derdindedir ve o yüzden de işbirliği teklif etmektedir...
Fakat Mattie reddeder...
Parasının geri kalanını almak amacıyla Albay Stonehill'in ofisine yeniden gittiğinde kendisi için "Blackie" adını verdiği bir at da satın alır...
Cogburn işine gelince...
Merak etmeyin 100 dolara anlaşmışlardır...
Yalnız sorun şu ki, 50 doları peşin alan Cogburn, kendisine ayak bağı olabilecek bir çocuk olarak gördüğü Mattie'yi ekerek LaBoeuf ile beraber yola çıkmıştır bile...
Tabii Mattie'de kolay lokma değildir ve onlara yetişir...
Yetişir yetişmesine de LaBoeuf, Chaney'i Fort Smith Arkansas'a değil de başına büyük ödül konulmuş olan Teksas'a götürmekte ısrarcı olduğu için Mattie ve Cogburn ikilisinden ayrılarak yoluna tek başına devam eder...
Mattie ve Cogburn yolda gece sığınmak için girecekleri bir kulübede Chaney'in, çetesine katıldığını düşündükleri "Şanslı" Ned Pepper'ı (Barry Pepper) soracakları Emmett Quincy (Paul Rae) ve genç Moon'a (Domhnall Gleeson) rastlarlar...
Dakika 56...
Geride, şu ana kadar ki sakinliğin yerine silahların konuşmaya başlayacağı sürprizle dolu 54 dakikalık bir bölüm daha sizleri bekliyor...
Fırsat bulup da bugüne kadar izlememiş olan sinemaseverlere kesinlikle öneririz Coen biraderlerin bu filmini...
Film bir romandan uyarlama. Hatta daha önce aynı isimle çekilmiş '1969 yılında' John Wayne'nin oynadığı bir film de mevcut. O filmi bilmem ama bu çok sağlam bir Western olmuş. Bilmiyorum millet ne bekliyordu acaba bir Western den. Neyini beğenmediler pek anlam veremedim.
Bir intikam hikayesini anlatıyor film. Belki bu bakımdan bakarsanız çok güçlü bir senaryo yok ama zaten işin esprisi de burada. Coen kardeşleri sevenler anlayacaktır bunu. Ortada çok güçlü bir senaryo olmamasına rağmen size onu öyle bir sunar ki hayretler içinde kalırsınız. Bu bakımdan ben Tarantino ile benzer yönlerinin olduğunu düşünüyorum. Her iki yönetmenin de (Gerçi iki değil üç oluyor, iki Coen) kendine has bir kitlesi var ve onlara hitap ediyorlar. Herkes onların tarzını sevmiyor. Tarantino yine bir nebze daha geniş olsa da Coenlerin kitlesi biraz daha dar benim gördüğüm. Ben bu filmi bazı yönleriyle bu sene ki favori filmim The Hateful Eight'e de benzettim. Tabi ki Western olduğu için benzer olabilir ama içinde barındırdığı bazı unsurlar ve genel olarak bol replikli filmler olması ile.
Yaratılan ortam, çekim teknikleri, görsel açıdan, kostümlerden doğa görüntülerine kadar çok başarılı bir film. Jeff Bridges, kendi adına en iyi performasını sergilemiş. Hatta benim en çok sevdiğim, farklı komedi filmlerinden olan The Big Lebowski filmindeki efsane olan "The Dude" karakterini almışlar vahşi batıya salmışlar. İkinci kez o karakteri izliyormuşum gibi oldum. Umursamaz, kendi çapında bir adam. Matt Damon o kadar öne çıkmadı ama filmde o her sahneden çıktığında dört gözle tekrar dönmesini bekledim. Yani klasik mat Damon işte. Hailee Steinfeld, pek tanımadığım genç bir isim. Çok filmlerini de bilmiyorum ama filmin belli bir yerine kadar tek başına sırtladı filmi ve gayet başarılıydı. Daha çok genç, önü açık bir isim.
Enteresan bir durum var filmle alakalı olarak. Tamı tamına 10 dalda Oscar'a aday gösterilmiş. 10 dal azımsanacak bir sayı değil. Ama ilginç olan bunlardan hiçbirini kazanamamış olması. Bence burada akademi Coenlere çok büyük saygısızlık etmiş. Ayıp ya, göstermelikte olsa bir tane verilirdi yani. Ki bence bir çok dalda hak etmiş. Mesela o sene ödülü kazanan The King's Speech ten daha fazla hat ettiğini çok rahat söyleyebilirim. Aslına bakılırsa o sene aday olan bir sürü film The King's Speech filminden daha çok hak etmiş, oda ayrı bir olay zaten.
Türünde komedi yazmasa bile bir çok sahnesi ile beni fazlasıyla güldürmüş bir yapım. Bunda tabiki en büyük pay Jeff Bridges'in. Filmde kullanılan müzikler oldukça yerinde ve başarılıydı. Coenler yine harika iş çıkarmışlar. Eğer onların tarzını seviyorsanız bunu bir de Western de görün derim ben. Eğlenceli ve sürükleyici bir film. İyi seyirler... 8.2/10
seyirciye inanılmaz yeni,daha önce görmedikleri şeyler vaad etmiyor olabilir fakat ilk saniyesinden sonuncusuna kadar başta tüm dikkatleri toplayan steinfeld ve diğer oyuncuların uyumu,kaliteleri,daha sonra sağlam ve sürükleyici senaryosu ile olay örgüsü sayesinde bir çırpıda izlenebilen,güzel bir film.herhangi bir kusuru yok aslında.aday olduğu için tabii ki oscar durumunu konuşmak da gerekiyor mecburen,sanırım en iyi filmi almayacak,önünde daha güçlü adaylar var çünkü,en iyi erkekte bridges hem daha yeni almış olması hem de yine daha sağlam adaylar olması nedeniyle şanslı görünmüyor.steinfeld yardımcı kadında çok dikkat çekmesine rağmen tahminimce diğerlerinin arasında kaynayacak.coen kardeşler alır mı bilmiyorum fakat alırlarsa biraz üzülürüm,hak etmedikleri için söylemiyorum fakat bana göre aronofsky yıla damgasını vurmuştur black swan ile.çok rahat izlenebilecek bir western,bir takip hikayesi,karakterlerin kendine haslıkları da ilgi çekiyor.temiz,hafif bir film.
10 dalda oskara aday olması benim beklentilerimi arttırmıştı fakat hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.Çok sıradan bir konu babasının katilini arayan bir kız ve ona yardım eden bir adam sonu bilindik,öyle çok kayda değer etkileyici bir sahnesi de yok yani durağan ilerliyor bundan kat be kat iyi western filmleri sayabilirim mesela iyi,kötü,çirkin,affedilmeyen,3.10 yuma gibi çok eleştirmemek lazım ama ben neresinin bu kadar beğenildiğini anlamadım.Oyunculuklar da olmasa... 7/10
Coen ler bir kez daha şaşırtmadan hayran bıraktırıyorlar kendilerine. Sıkmayan ve kesinlikle belli bir düzeyin üstünde olduğunu hissettiren ilerleyiş, kurgusu, atmosferi ve oyunculuklarıyla oldukça başarılı. Hailee Steinfeld için harika bir çıkış, Jeff Bridges muhteşem, Matt Damon tatlı. Sürükleyici ve kusursuz olmasa da izlenilmeyi fazlasıyla hak ediyor. 8/10
Sihirbaz kardeşlerin son meyvesi.İz peşinde coenlerin diğer filmlerinden çok farklı.Ağdalı eleştirileri,sürü psikolojisi bu filmde yok.İntikam ve western var bu filmde.Yılın en iyi filmlerinden 8/10
Coenlerden Macera soslu mükemmel bir Western filmi .
Görüntüleri , müzikleri , kostümleri , atmosferi vs. kusursuzdu filmin .
Jeff Bridges a ise filmde hayran kaldım , muhteşem bir performans . Matt Damon ve Hailee Steinfeld in performansları da oldukça iyiydi .
Temponun arttığı , macera-aksiyon sahneleri de ayrı bir güzel ...
Coenlerin en olgun filmi belkide True Grit . Bu sene Oscarda 10 adaylıktan hiçbirini alamaması çok garip ... En iyi film Oscarını bile alsaydı , en ufak bir itirazım olmazdı :D ...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.