Batman V. Superman'in yarattığı hayal kırıklığından ve süper kahraman filmlerinin benzer konuları tekrar ve tekrar işlemesinden sonra, süper kahraman filmlerine yeni bir kan gerekiyordu. İçinde az da olsa klişe elementler bulunduran ama genel anlamda orijinal ve yaratıcı bir film arıyordu herkes. Bu yüzden Suicide Squad'dan ümitliydim. DC evreninin en kötü karakterleri bir araya gelip dünyayı yok edecek bir tehditi yok etmeye çalışıyorlar. Oldukça yaratıcı bir konu! Bu yüzden filmle ilgili yazımı yazmadan önce şunu belirtmem gerekir: Eğer bu filmden klasik ve bilindik şeyler bekliyorsanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Marvel'ın benzer konuları tekrardan işlemesi ve DC'nin bazı zayıf yanları bir yana... Bu film bambaşka bir şey.
Filmin iyi yanlarından başlamak istiyorum. Öncelikle, bu filmin soundtracki bir harika! Eminem'den Queen'e, Skrillex'den Wiz Khalifa'ya kadar bir sürü ünlü şarkıcının söylediği en iyi şarkıları bu filme derlemişler. Ve ortaya da müthiş bir sonuç çıkmış. Özellikle de filmin ilk yarısındaki komediyi ve tempoyu çok iyi düzenlemiş.
Bunun dışında film, karakterlerine de oldukça önem vermiş. Filmin en başında filmimizin başrolündeki karakterlerin ayrı ayrı olduğu flashbackleri görüyoruz. Bu sahneler oldukça eğlenceliydi ve filme karşı seyircinin ilgisini çekmeyi başardı. Çünkü Harley Quinn, Deadshot gibi karakterleri sinemada daha önce görmediğimizden, bu karakterlerin hikayelerini tek filme sığdırmak oldukça zor. Ama Suicide Squad bunu başarıyla yerine getirmiş ve filmin ilk 20 dakikasını bu flashbacklere ayırmış. 20 dakika dediysem merak etmeyin, hayatınızdaki en kısa 20 dakika olacak. Ayrıca, filmin sonlarına doğru olan bar sahnesi de öyle. El Diablo gibi karakterlerin geçmişlerine dair daha fazla bilgi öğreniyoruz. Bir aksiyon sahnesi olmasa da, filmin en sevdiğim sahnelerinden biriydi bu.
Ama oyunculuklardan da bahsetmemek olmaz. Filmdeki yan karakterler bir yana (hepsinin oyunculuğu başarılıydı bu arada), ben filmde ön plana çıkan oyunculuklardan bahsetmek istiyorum.
Will Smith'in Deadshot'ından başlayalım. Smith, her zaman olduğu gibi rolüne bir derinlik ve eğlence getirmiş. Diyalogları ve sahneleri çok başarılıydı, filmin havasını tamamen değiştirmeyi başarmış. Smith'in en eğlenceli performanslarından biriydi Deadshot.
Ayrıca Viola Davis'in karakteri Amanda Waller da oldukça başarılıydı. Hatta şunu söyleyebilirim ki Amanda Waller karakteri, filmin asıl kötü adamından daha ürkütücüydü. Davis, bu rolde resmen parlamış açıkçası.
Ama bence filmin asıl yıldızı, bulunduğu her sahneyi çalan Margot Robbie'ydi (nam-ı diğer Harley Quinn). Robbie'nin oyunculuğu için sadece şunu söyleyebilirim: Bu filmdeki Harley Quinn karakteri, romanlarındaki ve çizgi filmlerindeki gibi deli, çekici, komik ve manyak. Bu filmdeki Harley, tam olarak da hayal ettiğiniz gibi. Sadece daha da iyi. Margot Robbie ve Will Smith, bu filmi resmen sahiplenmişler, onlar olmasaydı bu filmin de olacağını pek sanmıyorum.
Bir de, bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama demek zorundayım, Jai Courtney'in performansı oldukça başarılıydı. Jai Courtney'i Terminatör Genisys, Uyumsuz ve Zor Ölüm 5 filmlerindeki monoton performanslarıyla hatırlarsınız. Sonunda Jai, bu filmde ortaya samimi ve farklı bir karakter koymuş. Tek boynuzlu atlara olan zaafı da cabası. Onu bu filmde izlemek oldukça keyifliydi.
Şimdi de merak edilen kısma gelelim, Jared Leto'nun Joker'ine. Bu filmdeki Joker, oldukça iyiydi bence. Evet, filmde fazla görünmüyor ve Heath Ledger kadar iyi değil... Ama bunlar gereksiz zaten. Ledger ile Leto'nun canlandırdığı Joker'ler, iki ayrı Joker. Ledger'ınki kaos çıkaran kafadan çatlak birisi, Leto'nunki ise bir psikopat mafya babası şeklinde. Ledger'ın Joker'ini Harley Quinn ile birlikte hayal edebiliyor musunuz? Hayır! Bu filmdeki Harley Quinn'in yanında kesinlikle Leto'nun Joker'i olması gerekirdi. Bence kendi çapında, ortaya iyi bir Joker çıkmış. Ayrıca onun ekran süresi de yeterliydi bence. Biliyorsunuz, bu filmde Joker daha çok bir cameo aslında, Suicide Squad ekibinin dışında yani. Joker'in bu filmde yer alması bile izlemek için yeterli bir sebep olmuş.
Filmin aksiyon sahneleri de epey başarılıydı. Her ne kadar çok farklı bir şey olmasa da filmde bulunan karakterler, o sahneleri özel hale getirmiş. Keşke aksiyon sahneleri ve çatışmalar daha fazla olsaymış dedirtiyor çünkü o sahneler o kadar eğlenceli ki, izlemeye doyamıyorsunuz. Filmin aksiyon sahneleriyle ilgili hiçbir şikayetim olmasa da şöyle bir durum var açıkçası:
Aslında bu film aksiyondan ziyade, komik sahneleriyle ön plana çıkmış. Suicide Squad'ın aksiyon sahneleri çok başarılı hazırlanmış olsa da o sahneleri hatırlayacağımı pek zannetmiyorum. Suicide Squad, ana karakterleri ve komik anları, farklı temposuyla hatırlanacak bir yapım. Bu yüzden bu filmi "Mad Max tarzında, durmayan bir aksiyon filmi" olarak izlemeye çalışmayın, eğlenmenize bakın. Filmdeki espri anlayışı mükemmeldi bu arada. Özellikle de Harley Quinn'in olduğu sahneler oldukça komikti. Hatta 2 sahnesinde salonda sesli güldüğümü söyleyebilirim.
Şimdi de filmin kötü yanlarına gelelim. Film oldukça iyi kurgulanmış olsa da, eksik yanları da var. Mesela, film daha çok Harley Quinn, El Diablo ve Deadshot gibi ana karakterlere yoğunlaşırken Katana, Slipknot gibi havalı karakterleri arka plana atmış. Bu filmde en fazla 4 dakika Katana ve 1 dakika Slipknot vardı, ciddiyim.
Bunun dışında her ne kadar bu sefer abartılacak kadar olmasa da bu filmde de, BvS'de olduğu gibi bazı yavaş anlar vardı. Bu yavaş ve dramatik olan anlarda filmin tonu tamamen değişip ortaya oldukça ciddi bir sonuç çıkıyor. Bu sahneye bakınca benim için hiçbir sorun yok, karakterlerle ilgili önemli şeyler oluyor bu sahnelerde. Ama filmin en başından beri kurduğu uçuk ve eğlenceli tonun hemen sönmesi biraz kötü oluyor açıkçası.
Bir de filmin kötü karakterinin biraz zayıf kaldığını belirtmeliyim. Spoiler vermeyeceğim ama şunu söyleyebilirim: Oldukça ürkütücü ve soğukkanlı birisi olan Amanda Waller tarafından, Justice League yerine dünyanın en kötü adamlarını bir araya getiren bir ekip oluşunca, tehditin de bu kadar büyük oluşu beklenir. Filmin kötü karakterinin etkili olduğu bir gerçek ama, bu filme tam layık olan birisi değil. Doomsday falan olsa anlarım ama bu kişinin tek yaptığı şey, garip dans hareketleri yapıp havaya ışık saçmak.
Ama genel anlamda bütün resme bakacak olursak Suicide Squad, sadece bu yazın değil, son yılların en özgün ve en eğlenceli süper kahraman filmlerinden biri. Filmdeki karakterleri izlerken keyif aldım, aksiyon sahnelerine şaşırıp kaldım, şakalarına çok güldüm... Eğer Kara Şövalye gibi ciddi ve gerçekçi bir film arıyorsanız, yanlış yerdesiniz. Bütün ciddiyeti bir yana bırakın ve 2 saat boyunca Suicide Squad ile eğlenmenize bakın. İstediğimiz değil, hak ettiğimiz süper kahraman filmi ortaya çıkmış. DC'nin de en iyi işlerinden biri ayrıca. Kesinlikle kaçırmayın, pişman olmayacaksınız hatta daha fazlasını isteyeceksiniz. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Margot Robbie, Will Smith, Jared Leto ve Viola Davis.
+ Farklı ve uçuk tonu.
+ Soundtrack.
+ Filmin başındaki flashback sahneleri.
+ Espri anlayışı ve bazı aksiyon sahneleri.
+ Batman'in ve bir ufak sürprizin daha olduğu sahne.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Kötü karakter, böyle bir konuya karşı biraz zayıf kalmış.
- Bazen uçuk tonunun aniden değişip ciddileşmesi.
- Bazı karakterlerin arka planda kalmış olması.
TOPLAM PUAN: 8.7/10