Kadri?nin Götürdüğü Yere Git
Yazar: Ali ErcivanCem Özer'in ortağı olduğu USTA adlı yapım şirketinin ilk filmi Kadri'nin Götürdüğü Yere Git, gişe için tasarlanmış bir proje. Deneyimli tiyatro yazarı Uğur Uludağ ve kendi izleyici kitlesi bulunan komedyen Şafak Sezer yapımın arkasındaki diğer isimler.
Öyküyü fazlaca anlatmaya gerek yok. Bir benzerini Plajda ve neredeyse aynısını Şaşkın filmlerinde izlediğimiz bir öykü çünkü bu. Bu işlerin, daha Recep İvedik çizgisinde bir tekrarı. Aynı tatil filminden daha kaç tane yapılabilir, doğrusu insan düşündükçe endişeleniyor.
Kurguculuktan gelen Onur Tan'ın çeşitli televizyon dizilerinden sonra sinemadaki ilk yönetmenlik denemesi olan Kadri'nin Götürdüğü Yere Git, oldukça kafa karıştırıcı bir film. Tamamen skeçler üzerinden ilerleyen senaryo, olay veya karakter devamlılığını hiç umursamıyor, çoğu eylemin mantıklı bir açıklamasını sunmakla ilgilenmiyor.
Kadri filmin başında neden işinden kovuldu, Alp Kırşan'ın oynadığı Cem karakteriyle birlikte kalkıp neden Antalya'daki turistik bir otele geldiler, Esin Civangil tarafından canlandırılan Umut karakteri neden gerçek kimliğini saklıyordu, Cem ile ne zaman birbirlerine "köpekler gibi" aşık oldular; bunların hiçbir karşılığı yok filmde. Umut, tesadüfen Cem ile Alp'i uygunsuz bir halde görüp hemen kaçıyor mesela ama bir sonraki sahnede bu tamamen unutulmuş gibi davranıyor karakterler. Bu örnekler çoğaltılabilir. Filmi oluşturan skeçlerin kendi aralarında herhangi mantıksal bağları olmasıyla ilgilenilmemiş belli ki.
Basit kelime oyunlarına, belden aşağıya ve osuruk esprilerine yaslanan bu sözde komedi filminde eğlenebilecek olanlar da vardır muhakkak. Ama Şafak Sezer'in bütün uğraşına rağmen, içinde ancak birkaç noktada gerçekten iyi komedi öğesi barındırıyor bu film.
Alp Kırşan'ın kendini Jim Carrey zannetmesi de ayrı mesele. Filmin yaratıcıları da zorlamışlar bunu belli ki. Çılgın Dersane filmlerinden beri tekrarlanan aynı sakarlık esprileri ve Kırşan'ın fiziksel benzerliği, Jim Carrey gibi sofistike bir komedyenle boy ölçüşmek için yeterli değil. Gülünç olan, Kırşan'ın bize yeni bir Jim Carrey olarak kabul ettirilmeye çalışılması.
Ve son olarak, Cem Özer ile Uğur Uludağ tarafından canlandırılan ve filmde birkaç kez karşımıza çıkan gey ikiliden bahsetmek isterim. Bu ikisinin abartılı efemine tavırları zaten kimseyi güldürmüyor, o ayrı. Ama hiçbir gerçekliği olmayan böyle karikatür tiplemelerle eşcinselleri aşağılayarak bir komedi malzemesi çıkarma çabasını, hem terbiyesizce hem de çaresizce buluyorum. Eşcinselliği belli ki bir komedi unsuru olarak görüyor filmin yaratıcıları. Eşcinsellerin arasında muhakkak çok komik ve eğlenceli insanlar vardır. Ama eşcinseller komik değildirler.
USTA, bu filmden para kazanacaktır. Umalım ki kazandıkları parayı gelecekte daha nitelikli filmler yapmak için harcasınlar.