Senaryosunu, İrfan Saruhan ile Selim Çiprut'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da...
İlk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Adnan Güler'in oturmakta olduğu "Ayakta Kal"; sululuk seviyesindeki bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...
***
Bu kısa tanıtıcı girişin ardından...
Klasik tarzımız gereği...
"Gelin isterseniz...
Seyirci ve profesyonel sinema eleştirmenleri tarafından...
Bu türdeki yapımlara prim verilmeye devam edilmesi halinde...
Türk sinemasının yerinde saymaya devam edeceğini belirteceğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım..."
Demek mecburiyetinde kalmamıza rağmen..
***
Ne yazık ki izlemeye...
Sadece 5 dakika boyunca katlanabildiğimiz...
Ve böylelikle...
Geri kalanı hakkında fikir sahibi olduğumuzu da düşündüğümüz filmin anlatımını...
Konusu ile oyuncu kadrosuna hiç değinmeden...
Burada noktalarız...
***
Hangi IQ ve hangi sosyokültürel seviyeye hitap etmek amacıyla kurgulanıldığını...
Tahmin etme zahmetine girme gereğini bile duymadığımız filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; büyük bir ihtimalle...
Başlanılan saçmalıkların, hız kesmeden sürdürülmeye devam edileceği...
Zaman kaybından öte hiçbir anlamı da bulunmayan, 93 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,