Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma - Beyazperde.com eleştirisi : Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma

Bekliyorduk! Türkiye'nin gündemini uzun süre meşgul eden Aşk-ı Memnu dizisinin aşk hikayesinden sonra tahtını sarsacağını düşündüğüm, bir aşk üçgenini anlatan Twilight serisinin üçüncü filmi Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (The Twilight Saga: Eclipse) vampir, kurt ve bir kızın macera, dram, romantizm ve en çok da aşk yüklü hikayesi, Çarşamba günü vizyona girdi.

Şu an yapılan ilişki testlerinde dahi aşkı ikiye ayırabiliriz. 'Edwardsever' mi 'Jacobsever' mi olduğunu söyle, sana tipini söyleyeyim. Stephenie Meyer'in Twilight isimli romanlarından uyarlanan seri, zaten kitaplarıyla adını tüm dünyada duyurmuş ve büyük yankı bulmuştu. Hollywood için orta büyüklükte sayılacak bir bütçeyle çekilen ilk film Alacakaranlık (Twilight) bazı sahneleriyle akılda kalırken, yaratılan 'cool' dünyanının oyuncularıyla milyonlarca insanın gönlünde taht kurdu. İkinci film fikrimce ilkine nazaran hayal kırıklığı olsa da, hikayesi açısından çok fazla şeyi barındırması ve daha çok geçiş kitabı olmasıyla üçüncü filmi sabırsızlıkla beklemeye engel olmadı ve Tutulma tüm aksiyonuyla izleyiciye sunuldu.

Seattle'dan ardı ardına, açıklanamayan cinayet ve kaybolma haberleri gelmektedir. Sonunda ortaya çıkar ki, bu şüpheli olayların sebebi kızıl saçlı vampir Victoria'nın yeni doğanlardan kurduğu vampir ordusudur. Victoria Cullen'lar tarafından öldürülen sevgilisinin intikamını Bella'yı öldürürek alma planları yapmaktadır. Bunun üzerine vampir ve kurtlar, Bella'yı ve topraklarında yaşayan insanları korumak için yeni doğanların ordusuna karşı birleşir ve savaş başlar.

Filmin aksiyon sahneleri yeterince adrenalini yükseltirken Cullen ailesinden Jasper ve Rosalie'nin geçmişine gitmek karakterlerle bağ kurmamıza olanak sağlayıp tiplemeden kurtarıyor. Kurtların da efsanevi geçmişini öğrenirken bunun dışında onlarla ilişkimiz Jacob'la sınırlı kalıyor.

Serinin tüm kitaplarını da okuyan biri olarak, uyarlamaların birebir olması gerekmese de ve film kitabın yarattığı dünyayla oldukça paralel olsa da, kitapta olup keşke filmde de yer verselerdi dediğim ve filmi benim için çok daha çekici kılabilecek kısımlar mevcut. Örneğin Bella'nın cool olması adı altında Kristen Stewart'ın buz kalıbı gibi bir oyunculukla insani tepkilerden tamamen uzak olması can sıkıcı. Ya da yeni doğanların saldırgan ve kontrol edilmesi güç varlıklar olması yerine insani -yaratılan cool dünyaya daha uygun ama heyecan yaratmaktan yoksun- tavırlar sergilemesi, kurtların sadece Jacob'un aşkını korumak için savaşmış gibi gösterilmesi... Victoria'yı serinin önceki iki filminde izlediğimiz Rachelle Lefevre yerine Bryce Dallas Howard'ın da yer alması da film için eksi puan olmuş.

Sonuç olarak gece açılış rekorunu da kıran, yaşı büyüklerin zaten başından beri pek de hoşlanmadığı bu serinin üçüncüsü, Twilight hayranlarının kaçırmaması gereken bir film. Karakterleri daha iyi anlarken aksiyon sahneleriyle kendimizi fime daha çok kaptırıyoruz. Benim içinse yeni doğanlar daha arsız olup, Jacob'un küçük yaş hedef kitlesini etkileyeceği jön tripleri olmasaydı vb. bu dünyayı sever 25 yaşında biri olarak film çok daha etkileyici olurdu. Şimdi serinin son kitabını -ve en iyisi- iki bölüm olarak çekecekleri filmlerleri bekliyoruz. Son iki filmle serinin çok daha anlamlı, çok daha etkileyici ve çok daha aksiyonla dolu olacağını kitaptan yola çıkarak söyleyebilirim. Masalın çözülmesine iki yıl kaldı.

Twitter: fundasuo