Sistemin amacı, insanları düşündürmeye ve eleştirmeye değil aksine din ve milliyetçilik gibi dogmatik kavramlar üzerinden yürütülen politikalarla "itaat etmeye" yönlendirmektir. Bu sayede proleter kesim, neredeyse bir Stockholm Sendromu vakasıymışcasına sisteme bağımlı bir hale gelecek, egemen güçlere "itaat edecekleridir." Zira proletarya düşünmeye ve açık bir görüşle eleştirmeye başladığı an, aslında onların kimseye ihtiyacı olmadığını, asıl kendilerine bağımlı olanın burjuvazi olduğunu idrak edeceklerdir. Sistem bu farkındalığın önüne geçerek, emekçi güç üzerindeki bir parazit olan burjuvaziyi koruma amacındadır.
Michael Moore belgeselleri ile çizgisini belli etmiştir. Bu şekilde insanları "eleştirmeye" yönlendirerek, onları gözlerini boyayan kapitalizm masallarından uyandırma gayretinde olmaksa onu bazılarının saçmaladığı üzere bir "truva atı" yapan, belli ki bu arkadaşlar ya fazla Kurtlar Vadisi seyredip komplo teorisi uzmanı olmuş, ya da sistemin işleyişi konusunda ciddi gaflet içersindedirler.