Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
“İkizler Projesi”, hepimizin zaman zaman içinden geçirdiği “Şimdiki aklım olsaydı öyle yapmazdım” klişesinin sinemada vücut bulmuş hali adeta. Pişmanlıklarından mustarip, seçimlerinden pişman 50’li yaşlarına girmiş bir adamın, bir anlamda kendi hayatını düzeltme çabası. Ne var ki bu parlak buluş da, Henry’nin kopyası Junior’un ilk başlardaki robotik görüntüsünden sıyrılıp bir anda hisli bir karaktere dönüşümünün ikna edici olmaması yüzünden fazla işlemiyor. Her iki karakteri de Will Smith’in canlandırıyor olması ve dijital gençleştirme uygulamasının yanına kadın karakter Danny Zakarweski’nin neden hikayede yer aldığı ve nasıl bir işleve sahip olduğunun yarattığı rahatsızlığı da ekleyelim.
Eleştirinin tamamı için: Evrensel
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
"Game of Thrones"dan tanıdığımız David Benioff'un yanı sıra Billy Ray ve Darren Lemke'nin imzasını taşıyan senaryonun aksiyon sahnelerini peş peşe sıralamanın ötesinde bir özelliği yok ne yazık ki. Aksyion sahneleri de teknik bir gösteri olmanın ötesine geçemiyor; dram ve duygu yanları zayıf kalıyor. Kaldı ki, bunlar senaryo aşamasında filme eklenebilecek değerler... Senaryoda yoksa, dünyanın en iyi yönetmeni dahil çekimde bu eksikliği kapatamaz... Sadece stili abartır, sahneyi etkili hale getirir, o kadar... Yönetmen Ang Lee de bunları yapmaya çalışmış ve farklı bir çekim teknolojisi kullanmış... 3D tekniğiyle saniyede 120 kare görüntüye yer veren bir çekim tekniği bu...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Filmin konusu gereği başrolde oynayacak oyuncunun genç halinin dijital ortamda bir karakter olarak yaratılması gerekiyordu. Bunun için İkizler Projesi filminde biz 51 yaşındaki Will Smith'in 23 yaşındaki halini de canlı kanlı izliyoruz. Aslında sinemanın geldiği noktada bu önemli bir teknik gelişme. Yaşlanan bir aktörü gençleştirerek bir anlamda yedinci sanatın o kendine has illüzyon dünyasında sinemacılara yeni kapılar açılabilir. (Ki Martin Scorsese'nin yakın zamanda gösterilecek The Irishman filminde bu kapıların nasıl açıldığını da izleyeceğiz.) Fakat bunca yıllık proje, sırtını yeni teknolojik imkanlara dayasa da film olarak bir hayal kırıklığı...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Evrensel
“İkizler Projesi”, hepimizin zaman zaman içinden geçirdiği “Şimdiki aklım olsaydı öyle yapmazdım” klişesinin sinemada vücut bulmuş hali adeta. Pişmanlıklarından mustarip, seçimlerinden pişman 50’li yaşlarına girmiş bir adamın, bir anlamda kendi hayatını düzeltme çabası. Ne var ki bu parlak buluş da, Henry’nin kopyası Junior’un ilk başlardaki robotik görüntüsünden sıyrılıp bir anda hisli bir karaktere dönüşümünün ikna edici olmaması yüzünden fazla işlemiyor. Her iki karakteri de Will Smith’in canlandırıyor olması ve dijital gençleştirme uygulamasının yanına kadın karakter Danny Zakarweski’nin neden hikayede yer aldığı ve nasıl bir işleve sahip olduğunun yarattığı rahatsızlığı da ekleyelim.
Habertürk
"Game of Thrones"dan tanıdığımız David Benioff'un yanı sıra Billy Ray ve Darren Lemke'nin imzasını taşıyan senaryonun aksiyon sahnelerini peş peşe sıralamanın ötesinde bir özelliği yok ne yazık ki. Aksyion sahneleri de teknik bir gösteri olmanın ötesine geçemiyor; dram ve duygu yanları zayıf kalıyor. Kaldı ki, bunlar senaryo aşamasında filme eklenebilecek değerler... Senaryoda yoksa, dünyanın en iyi yönetmeni dahil çekimde bu eksikliği kapatamaz... Sadece stili abartır, sahneyi etkili hale getirir, o kadar... Yönetmen Ang Lee de bunları yapmaya çalışmış ve farklı bir çekim teknolojisi kullanmış... 3D tekniğiyle saniyede 120 kare görüntüye yer veren bir çekim tekniği bu...
Sabah
Filmin konusu gereği başrolde oynayacak oyuncunun genç halinin dijital ortamda bir karakter olarak yaratılması gerekiyordu. Bunun için İkizler Projesi filminde biz 51 yaşındaki Will Smith'in 23 yaşındaki halini de canlı kanlı izliyoruz. Aslında sinemanın geldiği noktada bu önemli bir teknik gelişme. Yaşlanan bir aktörü gençleştirerek bir anlamda yedinci sanatın o kendine has illüzyon dünyasında sinemacılara yeni kapılar açılabilir. (Ki Martin Scorsese'nin yakın zamanda gösterilecek The Irishman filminde bu kapıların nasıl açıldığını da izleyeceğiz.) Fakat bunca yıllık proje, sırtını yeni teknolojik imkanlara dayasa da film olarak bir hayal kırıklığı...