Laszlo Almasy, bir harita yapımcısıdır ve Sahra Çölü’nün bazı bölgelerinde harita çıkarmakla görevlendirilir. 1930’lu yılların başından başlayarak II. Dünya Savaşı’na uzanan hikayede, bir uçak kazasında vücudunda yanıklar oluşan Almasy hasta yatağına düşer ve ona bakacak kişi Hana adında bir hemşiredir. İtalyan Manastırı’nda kalmaya başlayan Almasy, gizemli geçmişini hatırlamaya başlaringiliz hasta kesinlikle çok ender rastlanan filmlerden yasak bir aşk öyküsünü bu kadar etkileyici bir dilde anlatan başka bir film yok.ralph fiennes inanılmaz bir performans gösteriyor.toplam 9 dalda aldığı oscar ödüllerinden sonra fazla bir şey söylemeye gerek yok.tüm zamanların en iyi filmlerinden
Aşk insana neler yaptırıyor’a çok güzel örneklerden biri. Kaliteli oyuncularla güzel bir senaryo birleşip bize bir sinema şöleni yaşattılar. Muhteşemdi..
İngiliz Hasta bir çok kere bıkmadan izlediğim bir klasik. Ralp Fiennes hayranlığım bu filmle başladı. Aşkın böylesine kambur kalıpta inadına devam etme sürekliliği müthiş. Çöl görüntülerinin eşsiz müzik esintileriyle bütünleşmesini şaşırarak seyrediyorsunuz. Bugüne kadar izlediğim en iyi film.
oldukça uzun ve ağır bir film.başlangıçta sıkıcı gelebilir.ama aslında içinde çok ağır bir duygusallığı barındıran bir film.özellikle de mağaradaki kadının ölmek üzereyken sevgilisine yazıp bıraktığı mektup...sonrasındaysa sevgilisinin gelip onun ölüsünü kucağında dışarıya çıkarması gerçekten çok etkileyici sahnelerdi.bir de adamın sevgilisini kurtarmak için verdiği mücadele ve çırpınması... kendisini tutuklayan askerlere "karım çok hasta" demesi...oysa ki evli değillerdi ama o kadını ne kadar sahiplenmiş ki karısı olarak görüyor.ve yatağındaki o çok hasta olan haliyle bile bu hikayeyi bu kadar içli bir biçimde anlatması çok etkileyici gerçekten.izlenmesi gereken bir film...
aşkta sınır yoktur;filmin sloganı bu ve bu söz filmi özetliyor.bir macar kontu,bir hemşire,savaş yaraları almış bir kişi,hintli bir bomba uzmanı ve bir kadın filmin karakterlerini oluşturuyor.savaşla ilgili bir film ama öyle çatışma sahneleri falan yok.aslında dram yanı romantik yanından daha ağır basıyor.bu filmi izleyen bazıları ağır bulabilir ama bence değil.gerektiği gibi.daha çok şey söylenir filmle ilgili ama ben herkesin izlemesini tavsiye ediyorum.anlatılmaz,görülür.ralph fiennes ve yönetmeni tebrik ediyorum.saygılar ve iyi seyirler.
"ülkenmi sevginmi" nekadar zor bir tercih.aşkı uğruna göze alamadığı şey yok.kimbilir belkide çoğumuz okadar cesur olamazdık?aşkı okadar gerçekci yaşayamazdık.aşkı uğruna herşeyi göze alabilenler yada aşktan korkanlar sizlere öneriyorum.izleyip çoğu erkğin ders alması gerekiyor nedersiniz kızlar....
aslında fılmın bunlatıcı bı yapısı var..ancak ızlemeye devam edınce bundan kurtuluyorsunuz yavas yavas..cok da ıyı sayılmaz..ancak ızlenebılecek kalıtede.
filmi ne kadar beğendiğimi anlatacak kelime bulamıyorum, sanırım 98senesinde sinemada izlemiştim, hemen üzerine kitabıda okudum, kitap harika film harika ne desem ... daha ilk sahnesinde hani fırça ile yüzen adamların çizildiği sahne, sonra çölün üzerinden uçan uçağın görüntüsü ve harika müziği ile bir şaheser seyredeceğinizi anliyorsunuz, aşk, savaş, dostluk üzerine enfes bir öykü bu, hiç bıkmadan bunca yıl sonra bile oturup seyrettirebiliyorsa kendini bu film artık bir klasik demektir:))
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.